AnasayfaKategoriEditörün Seçimi - Sayfa 14 / 15 - Victory Dergi

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/sepppp-1280x720.jpg

Türk futbol tarihinde, yalnızca alınan sonuçlara bakılarak “başarısız” olarak nitelendirilen ve kulüplerin derhal yollarını ayırdığı isimler saymakla bitmez. Ancak gerek felsefesi ve perspektifiyle kuraklığa terkedilmiş topraklara filizlenecek tohumlar eken, gerekse bir jenerasyonun oluşumuna “ön ayak” olan birkaç isim var. Onlardan biri de Josef Emanuel Hubertus Piontek… Yani bildiğimiz adıyla: “Sepp Piontek”. Polonya doğumlu Alman teknik adam, futbolu bıraktıktan sonra Werder Bremen, Fortuna Düsseldorf ve FC St. Pauli’yi çalıştırdı. Bu sayede ilk teknik direktörlük deneyimlerini kulüp...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/MONEYBALL_5-1280x700.jpg

Herkes gibi dönem dönem hayatın derinliklerine daldığımda, “Değişmeyen ne kaldı?” diye de kendime sormadan geçemem. Düşünür dururum uzun uzun. Cevap bulması da pek kolay bir soru değil. Belki Zidane’ın kazanmaya, “winner” ceketini giymeye devam ediyor oluşu cevap olabilir. Belki de Erol Evgin’in peruğunun duruşu… Nihai olarak değişimin kaçınılmazlığına ikna olmak zor değil. Bir değişim rüzgârını bize anlatan Moneyball filmi de bu yüzden ilk izlediğimden beri ilgimi çekmiştir. Merceğimizi Moneyball filmine doğru çevirirken malum sözün* sahibi...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/serena-1280x720.jpg

Tüm hikâye Richard Williams’ın “Dünya tenis şampiyonu olacak iki çocuk yapalım” cümlesiyle başladı. Yıl 1979, sıradan bir Pazar günü. Richard ve karısı Oracane, tüm haftanın yorgunluğunu atmak için televizyonun karşısındayken tesadüfen Tek Kadınlar Tenis Turnuvası’nın finaline denk geliyorlar. Ekranda Rumen tenisçi Virginia Ruzici, elinde şampiyonluk kupası ve 40 bin dolarlık şampiyonluk ödülü. 40 bin dolar… Hem de bir haftada elde edilen muazzam bir para. Lousiana’da doğan, annesi ve babası pamuk işçiliği yapan, çocukluğu fakirlik içinde geçmiş...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/kapak-1280x720.jpg

Hikâye nedir? Masal değildir! Değildir! Bunu kabul etmeyecekseniz, lütfen bu yazıyı terk ediniz. Google’da tanıdığı olup da “Nasıl Başarılı Oldum?” kitabı yazanların suratına bir eskrim kılıcı çekendir hikâye sahibi. İç savaştan kulaçla kaçandır… Hikâyenin sahibi kim midir? Felç geçirdikten sonra üç Dünya rekoru kırandır. O çok bildiğini sanan milyonerin dolarları ise ancak masaldan ibarettir. “Gerisi hikâye…” derler ya hani; öncesi hikâyedir. Masallara Kılıç Sallayan Kadın: Beatrice Vio “Bize damağınızı verin, size su vereceğiz” der masaldaki adam....

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/Muhammad-Ali-Ron-Lyle_0-1280x720.jpg

Hayatını sadece ringde değil, her alanda dövüşerek elde eden bir adamın öyküsü… Belli hayatlar vardır kendi yağında kavrulur, belli hayatlar vardır tüm dünyaya mal olur. İşte tüm dünyaya mal olan bir hayatın baş kahramanıydı Muhammed Ali. Yetişen neslin gece üçte kalkıp izlediği, yetişemeyen neslin ise büyüklerinden duydukları ya da maç kayıtlarını izleyerek büyüdüğü efsanevi karakter olan Muhammed Ali, esas adıyla da Cassius Marcellus Clay Jr. 1942 yılında Kentucky’de dünyaya geldi. Bir Bisikletin Rüyası Ringlerde yediği...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/johan-1280x720.jpg

Not: Bu hikâyeyi yazarken ben çok dinledim, sen de okurken dinle istedim… Foo Fighters’tan Learn To Fly, Johan için… Kendimi bildim bileli futbol seyretmeyi çok sevmişimdir. Her seyrettiğim futbol müsabakasından sonra hayallere dalar ve sahanın kenarında olmayı bir şekilde kendime yakıştırırdım. Herkes gibi benim de kafamda şekillenen bir oyun planı vardı elbette! Saha içerisinde sürekli değişen pozisyonlarla oynayan, topu kovalamak yerine topu dolaştırmayı tercih eden ve bu sirkülasyon içerisinde rakip takımı daha ilk dakikalardan itibaren...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/VS-97-Bulls-1280x720.jpg

Basketbol tarihinde özel oyuncular, takımlar, koçlar ve daha nice önemli aktörler vardı. Bu aktörler bir değer yaratırken, bu değer gelecek dönemlere ve nesillere aktarılırken; o değerin aslında daha da fazla hakkını vermek geleceğe bir ödev olarak yüklenmektedir. Bu bir zorunluluk değil aksine bir zevk olmaktadır. Majesteleri, Phil Jackson ve diğerleri… Doksanlardaki Chicago Bulls hanedanının en önemli aktörleriydiler. Günümüzdeyse biz bu değerin hakkını vermeye çalışırken bir yandan da ondan beslenmenin özel hissiyatını yaşıyoruz. Bu yaratılmış değerin...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/bjorn-1280x720.jpg

Sinir bozuyor bu adamlar. Yok, hakikaten. İskandinav kültüründen midir, huyundan suyundan mıdır, dağından taşından mıdır bilemiyorum artık. Ama bir farklı bu adamlar. Balığın en iyisini onlar yesinler, 5 saat çalışmasınlar da efendim 4 saat çalışsınlar… Aman azizim Avrupa Birliği’ne girip de ne yapacağızlar, çocuklarımıza temiz hava solutmazsak bizlere yazıklar olsunlar… Böyleler işte. Ne yapalım? Utanmaları da yok. Bir de bir sporcular yetiştiriyorlar üstüne, kimisi adını tarihe geçiriyor. Ice- Borg diye. Biri sorarsa İsveç ne yetiştiriyor...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/smo-14-1280x720.jpg

Yaşadığı çağın ve coğrafyanın ötesinde hayaller kuran insanları dinlerken iki seçenek belirir zihninizde. Ya onların deli olduğunu düşünürsünüz ya da hikâyelerini dinlerken zamanın akışını unutarak hikâyelerine ortak olursunuz. V Spor Dergisi Nisan ayı konsepti olan ‘Değer’ kavramını “bu toprakların çocuklarına” en çok inanan kişilerden biri olan Seyit Mehmet Özkan ile kendi dönüşümünü merkeze alarak konuştuk. Mehmet Ağabey ne Gregor Samsa misali bir sabah bu düşüncelerle uyandı, ne de Don Kişot gibi sonunu getiremeyeceği bir savaşa...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/brain-1280x720.jpg

Delilik ve dâhiliğin arasında ince bir çizgi vardır ve belki genelleme yapmak mümkün değildir. Ama her delinin biraz dâhi, her dâhinin de biraz deli olduğunu söylemek mümkündür. Kompleks ve çözülmesi zor insan beyni; düşüncelerini, eylemlerini ve karakteristiğini çözmenin zor olduğu bir yapı olarak karşımızda durmaktayken somutlaştırdığı birtakım şeyler üzerinden ve dile getirdiği cümlelerden yaptığımız çıkarımlarla kişiye deli ya da dâhi etiketini yapıştıran biz, yani “diğerleri” değil miyiz? Yorumlara dayalı olarak karşımızdakine bir etiket yapıştırmak son...

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin