AnasayfaKategoriFutbol - Sayfa 12 / 14 - Victory Dergi

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/05/wenger-1-1280x720.jpg

İnsanın belki de en büyük kusuru, zamanın hızını tam anlamıyla algılayamıyor olmasıdır. Yıllar üstüne yıllar geçer ve geriye baktığınızda, zamanın su gibi akıp gittiğini gördüğünüzde, dehşete düşersiniz. Aynısı -dile kolay- 22 yılını Arsenal’e harcayan Arsene Wenger için de geçerliydi. Fransız teknik adam, bir Japon takımı Nagoya Grampus’tan gelip görevi devraldığında takvimler 1996 yılını gösteriyordu. O döneme kadar İngiltere’de çalışan yabancı teknik direktör sayısının azlığı ve görev için ismi anılanlar arasında Johan Cruyff gibi devlerin olması...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/05/abby-1280x720.jpg

On binlerce taraftar ona teşekkürlerini ve sevgilerini ileten pankartlarla, onun isminin yazılı olduğu formalarıyla, atkı ve bayraklarıyla onun vedası için hazırdı. Dördüncü kez Dünya Kupası’nda oynayan Abby Wambach, futbol kariyerini noktalamak için Kanada’da düzenlenen organizasyonda son kez sahadaydı. Vedalar çoğu zaman hüzünlüdür. Ancak, o gün orada bulunan taraftarlar onu bir daha izleyemeyecek olsalar bile bugüne kadar yaşattıkları için gururlu ve mutluydular. Abby Wambach, ABD ile son maçına çıktığında rakip takım Çin’di. Abby, 72’nci dakikada oyundan...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/05/shutterstock_651183967-1280x720.jpg

Her küçük kız babasına aşık doğar. Bu sevgi akışı engellenmezse de o sevgiyle büyüyüp hayata karışır. Bugün çoğu kişiye göre şanslı olarak sınıflandırılan baba kategorisinde doğdum ve büyüyorum. Küçüklüğümden beri her konuda beni destekleyen, toplumda var olan “Kadın ne anlar spordan?” düşüncesini yıkarcasına hayatımın temeline sporu yerleştiren figür, babamdan başkası değildi. Küçükken beraber maç izler, babam hangi takımı desteklerse tersini destekleyip tatlı bir tartışma ortamı oluştururdum. 2005 senesinde, babamın hayranı olduğu efsane Milan kadrosu karşısında...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/alex-de-souza-fenerbahce_q1oimy0u4jv91o6sbm3ss4cvr-1280x720.jpg

Lüzumu üzerine söylemek isterim ki hikâyelerim spontane gelişir. Genelde planlamam ve üstüne planlama konusunda çok kötü olduğumu özellikle belirtmek isterim. Benden Alex yazmam istendiğinde kafamda birçok şey canlanmıştı ama bugün başladığımda sanki onun hakkında hiçbir şey bilmiyor gibiyim! Ne denir ki onun için? Alex işte… Bugün sokaktan bir futbolsever çevirsek hemfikir olacağımız birçok şey söyler büyük ihtimalle… Kazandıkları, kaybettikleri, rekorları her birisine ayrı ayrı bir dosya hazırlanmaz mı? Pekâlâ hazırlanabilir. Biz ise en talihsiz olayını...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/05/shutterstock_1764598112-1280x720.jpg

Futbolun sadece futbol olmadığını anlatmanın bir yolu olsaydı, bu kesinlikle gözyaşları olmazdı. Hele ki benim için, asla. En son 21 yaşında Altunizade’den taşındığımda ağladığımı hatırlıyorum. Bir sonrakinin, 9 yıl sonra, keyifli bir spor dergisine mutlu gözlerle yazacağımı umduğum bir anda olması açıkçası canımı sıkıyor. 35’lik… Su içmenin yaşamın gerekliliği olduğunu anlatmak kadar kolay aslında 10’u anlatmak. Pek çok yolu var; şurada doğdular, burada büyüdüler, aman efendim nefis goller attılar, küme düştüğünde dahi takımını bırakmadılar. Lakin...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/sepppp-1280x720.jpg

Türk futbol tarihinde, yalnızca alınan sonuçlara bakılarak “başarısız” olarak nitelendirilen ve kulüplerin derhal yollarını ayırdığı isimler saymakla bitmez. Ancak gerek felsefesi ve perspektifiyle kuraklığa terkedilmiş topraklara filizlenecek tohumlar eken, gerekse bir jenerasyonun oluşumuna “ön ayak” olan birkaç isim var. Onlardan biri de Josef Emanuel Hubertus Piontek… Yani bildiğimiz adıyla: “Sepp Piontek”. Polonya doğumlu Alman teknik adam, futbolu bıraktıktan sonra Werder Bremen, Fortuna Düsseldorf ve FC St. Pauli’yi çalıştırdı. Bu sayede ilk teknik direktörlük deneyimlerini kulüp...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/smo-6-1280x720.jpg

Her baba, çocuklarının en iyi yerlere gelmesini ister. Her öğretmen, talebelerinin başarılarından gururla bahseder. Peki her kulüp başkanı genç oyuncularından ‘evlatlarım’ diyerek bahseder mi? Onların futbolcu olamasalar bile hayatın içinde kaybolmamaları için çabalar mı? Önce iyi birey ve iyi vatandaş, ardından da icra ettikleri mesleğin saygın ve bilinçli zanaatkârları olmalarını hedefler mi? Eğer o kulübün başkanı toplam kaliteyi ve gerçek profesyonelliği her şeyin önüne koyan Seyit Mehmet Özkan ise bu soruların cevabı; kocaman bir evet....

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/johan-1280x720.jpg

Not: Bu hikâyeyi yazarken ben çok dinledim, sen de okurken dinle istedim… Foo Fighters’tan Learn To Fly, Johan için… Kendimi bildim bileli futbol seyretmeyi çok sevmişimdir. Her seyrettiğim futbol müsabakasından sonra hayallere dalar ve sahanın kenarında olmayı bir şekilde kendime yakıştırırdım. Herkes gibi benim de kafamda şekillenen bir oyun planı vardı elbette! Saha içerisinde sürekli değişen pozisyonlarla oynayan, topu kovalamak yerine topu dolaştırmayı tercih eden ve bu sirkülasyon içerisinde rakip takımı daha ilk dakikalardan itibaren...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/weah-1280x720.jpg

Her toprak kendi hikâyesini içinde bulundurduğu toplulukla yazar. Ya da biz öyle biliyoruz. Bazen de birbirini takip eden olaylar silsilesi sonucu sonradan bu topraklara yerleştirilen insanlar, yerleştikleri yeri yurt beller ve ülke kurarlar. Hikâye, 19. yüzyıl başlarında başlıyor. Malum, o yıllarda Amerika’da kölelik hâlâ var. 1816 yılında kurulan Amerikan Sömürgecilik Topluluğu (American Colonisation Society), kölelik henüz yasak değilken, nüfusu artan azat edilmiş köleleri Afrika’ya göndermek için çalışmalarda bulundu. 6 yıllık bir çalışmanın ardından 1822 yılında...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/smo-14-1280x720.jpg

Yaşadığı çağın ve coğrafyanın ötesinde hayaller kuran insanları dinlerken iki seçenek belirir zihninizde. Ya onların deli olduğunu düşünürsünüz ya da hikâyelerini dinlerken zamanın akışını unutarak hikâyelerine ortak olursunuz. V Spor Dergisi Nisan ayı konsepti olan ‘Değer’ kavramını “bu toprakların çocuklarına” en çok inanan kişilerden biri olan Seyit Mehmet Özkan ile kendi dönüşümünü merkeze alarak konuştuk. Mehmet Ağabey ne Gregor Samsa misali bir sabah bu düşüncelerle uyandı, ne de Don Kişot gibi sonunu getiremeyeceği bir savaşa...

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin