Formula 1Motor SporlarıSebastian Vettel: Kusursuz Fırtına

Alaattin Enes Zeybek2 sene öncen/a11 dakika

Formula 1’e yeni başlıyorsanız ve gridde kendinize favori bir pilot seçmek istiyorsanız tam olarak doğru yerdesiniz! Mühendis ve mekanikerlerle birlikte sabahlayıp aracını kendi elleriyle yarışa hazırlayan, sosyal medya kullanmayan ve 4 kez şampiyonluğa ulaşmış birinden daha iyi bir seçeneğiniz olamaz. Bu isim uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından elbette 35’lik Alman Sebastian Vettel.

Her Hikayenin Bir Başlangıcı Vardır...

Günümüzde yetenekten ziyade paranın konuştuğu Formula 1’in nadir orta halli çocuklarındandı Sebastian Vettel. Öyle ki babası kendi arabasını satıp onu karting yarışlarına katılmasını sağlamıştı. Evin önüne döktürdükleri küçük bir asfalt yığınında antrenmanlarını yapıyordu küçük Seb. Bu asfaltın belli yerlerini ıslatıyordu yağmurlu koşullara alışabilmek için ve bunun en akılda kalıcı meyvesini 2019 Hockenheim’da alacaktı. 11 yaşında ise hayatını değiştireceğinden habersiz Red Bull Junior Team’e katıldı. Bu ekiple beraber 2001 yılında Monaco Karting Kupası’nı kazandı. Dışarıdan süt kupası gibi gözükse de bu kupadan Leclerc, Sainz, Kubica gibi isimlerin yolu geçmiş ve gelişimlerinde önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Baktılar ki bu çocukta iş var yaşına başına bakmadan açık araçlara almaya kalktılar. Söylemim lafın gelişi değil. Çünkü, açık araca geçme yaş sınırı 16’ydı. Ancak, Red Bull Vettel’i 15 yaşındayken bu kategoride denedi. Bunun ilk ciddi adımı 2004 senesinde gerçekleşti. Formula 1’in bölgesel şampiyonalarından biri diyebileceğimiz Formula BMW Almanya Şampiyonası’na katıldı Sebastian Vettel. 20 yarışta tam 18 galibiyet alarak insanlık dışı bir başarıyla şampiyon oldu. Kalan 2 yarışı da zaten podyumda bitirdi. Genç Alman artık tüm dikkatleri üzerine çekmiş, vatandaşı ve asfaltın kralı olan Michael Schumacher’in dahi radarına girmişti.

2005 yılında Vettel, Formula 3 avrupa serisine dahil oldu. İlk senesini ortama ayak uydurmayla geçirdi. Sonraki sezonda beklentileri boşa çıkarmadığı gibi sürüş performansıyla da yeteneğini tüm dünyaya duyurdu ve sezonu 2’nci sırada tamamladı. Bu kategoride yıllarca rekabet edeceği Lewis Hamilton’la ilk burada tanıştı.

Bebek Schumi

Kendi takvimi devam ederken, 2006 Türkiye GP’si öncesi Sauber takımında Villeneuve ailesinin yaramaz çocuğu Jacques takımdan kovuldu. Onun yerine Kubica takıma dahil oldu. Ve, Vettel’i de antrenman seansına çıkması için davet ettiler. Kendisi için mükemmel bir fırsat olmuştu. Tabii herkes Vettel’in 2 veya 3 tur atıp çekilmesini bekliyordu. Ama, Seb günün en hızlı turunu atarak zirvede yer aldı. Sonrasında Sauber çocuğu havada kapmakla kalmadı 2007 yılı için Vettel’in test pilotları da olduğunu açıkladılar.

Takımla antrenman seanslarına çıkıp tecrübe kazanıyordu ki Kubica talihsiz bir kaza geçirdi. Yönetim Kubica’nın koltuğunu tek yarışlık Vettel’e bıraktı ve Alman pilot resmi olarak ilk Formula 1 yarışına Amerika’da çıkmış oldu. Test pilotluğu ona yetmiyor hep daha fazlasını istiyordu. Sauber’den ona iş çıkmayacağını anlayınca sezonun ortasında akademisinden yetiştiği Toro Rosso’ya geçiş yaptı.

Bir sonraki sene hız tapınağı Monza’da yağmurlu bir zeminde yarışı zirvede bitirerek “Formula 1 yarışı kazanan en genç pilot” ünvanını aldı. Bu galibiyetin üstüne medya ona “Bebek Schumi” lakabını taktı. 2009 yılında ise akademisinden yetiştiği Red Bull’la hayatını değiştirecek olan sözleşmeyi imzaladı ve geçmiş dönemde çok kez karşı karşıya geldiği Webber’le takım arkadaşı oldu.

Dominasyon

Kimisi ilk seneden şampiyonluk beklerken kimisi de abartılan bu çocuğun Red Bull’da ezileceğini düşünüyordu. O ise tam 3 kez yarış dışı kalmasına rağmen sezonu 2’nci sırada tamamladı ve zirveye bir selam çaktı.

Her sezonu tek tek ele alıp büyüyü bozmak istemem. Ancak, gözümün önüne geldiğinde bile etkileniyorum. Griddeki isimlere bakınca tek tek saygı duruşuna geçeceğimiz o dönemde Sebastian Vettel üst üste tam dört dünya şampiyonluğu kazandı. Ve, hala günümüzde kırılamayan “tarihin en genç dünya şampiyonu” rekorunun sahibi oldu. Bu çılgın dominasyon sonrası Vettel artık arabasına tapıyordu.

Beklentiler Bazen Üzer

2014 itibariyle turbo hibrit dediğimiz tamamen paranın konuşulduğu ve pilotajın arka plana atıldığı bu çağda araçlar arasındaki uçurum artmıştı. “Bir çocuktan araba çizmesini isteyin, kesinlikle kırmızıya boyayacaktır” sözünü hayata geçirdi ve her Formula 1 seven çocuğun ve her pilotun hayali olan kırmızı tulumu giymek üzere bir sonraki sene Maranello’ya doğru yola çıktı. Zamanında en çok sevindiğim şey yıllar sonra en büyük hayal kırıklığıma dönüşecekti. Bunda Vettel’in etkisini çok görmesem de kendi hatalarından ötürü birçok yarış verdi Ferrari’de. Özellikle, 2017 ve 2018 yıllarında sezona mükemmel başlayıp sonrasında altın tepsiyle Hamilton’a sundu şampiyonluklar. Günlerce saatlerce arabanın gelişmesi için çalışsa da Ferrari’nin şampiyonluk hasretine bir türlü son veremedi.

2021 yılında ise yeni bir isimle griddeki yerini alan Aston Martin’e transfer oldu. Aslında bu emeklilik öncesi işin biraz keyfini çıkarmak gibi gözükse de Sebastian tüm ciddiyetiyle yarışmaya devam ediyor. Tabii Stroll’ün yaptığı araç buna müsaade ettikçe.

Bunları da Okuyabilirsiniz

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin