Motor sporları tutkunu Giancarlo Minardi, 1979 yılında hayalini kurduğu takıma can verdi. Kendi aile adını taşıyan takımı kurduğunda; tek hayali bir gün Formula 1 şampiyonu apoletli bir takım yaratmaktı. Ne var ki, tarih tersten yazıldı. Belki de Formula 1 tarihinin en tutkulu taraftarlarına sahip olan takım, en başarısız takım olarak tarihe geçecekti.
Hayallerin Peşinde
Minardi efsanesi, İtalya’nın Emilia-Romagna Bölgesi’nde yer alan Faenza şehrinde vücut buldu. İş adamı Piero Mancini’nin de finansal desteğiyle beraber Formula 2’de sahne almaya başladılar. İleride takımın genetiğine işleyecek olan genç ve yetenekli pilotların ilk örnekleri Formula 2 dönemindeydi. Johnny Cecotto, Alessandro Nannini ve Michele Alboreto kariyerlerinin ilk günlerinde Minardi’nin sürücüleriydi. Ortalama sayılabilecek başarılarla geçen 5 yıl sonunda takım bir basamak yukarıya geçiş yaptı. İlk sezonunda gridde sadece bir araba bulunduran Minardi umut veren sonuçlar elde etmek için mücadele etti. Bu koşullar altında verdikleri tutkulu mücadele ve taraftarlarının yoğun ilgisi, gelecekte onlarla özdeşleşecek olan arzulu ama yetersiz kalma hikayelerinin özeti olacaktı.
Tom ve Jerry
Pierluigi Martini, Minardi’nin Formula 1’deki ilk sürücüsüydü. 1985 sezonunda 16 yarıştan sadece 3’ünü bitirmeyi başardı. Ancak, sezonun son yarışı olan Avustralya Grand Prix’sinde 8’inci sırayı alarak takıma ilk puanlarını kazandırmıştı. Minardi, sonraki sezondan itibaren gridde iki araçla temsil edilmeye başladı. Ancak, niceliksel fazlalığa rağmen, nitelik düştü ve takımın azap dolu yılları başladı. Motori Moderni V6 motorunu kullanan Minardi takımı, rekabetçi olmaktan çok uzaktaydı. ’86 – ’87 sezonunda 53 yarışı tamamlayamayan siyah-sarılı araba sadece 6 yarışta bitiş çizgisini gördü. Minardi’nin, Formula 1’deki hikayesi Tom ile Jerry’nin amansız çekişmesine benziyordu. Tom gibi yılmak bilmez bir şekilde hedefine ulaşmaya çalışan Minardi takımı, günün sonunda Jerry gibi kurnaz ve fırsatçı Formula 1 atmosferine kaybediyordu. Yine de Minardi takımı aynı Tom gibi, yenildikçe daha çok hırslanıyor ve her seferinde kaderine kaybediyordu.
Hala Umut Var
1988’den itibaren Minardi, motor tercihini Ford Cosworth V8’den yana kullanmaya başladı. Pierluigi Martini ve Luis Perez-Sala’nın kullandığı arabalar daha hızlı ve daha güvenilirdi. Bu da gelecek yıllar için sağlam bir temel oluşturdu. 1988’de 1 puan, 1989’da ise 6 puan Minardi hanesine yazıldı. Minardi, 1990 yılının yine başarısız geçmesinin ardından yine motor değişikliğine gidecekti. 1991 yılında Ferrari motoruna geçen Minardi, İtalyan devinin Formula 1 tarihindeki ilk müşterisi olmuştu. Ferrari motoruyla 6 puan alarak sezonu tamamladılar. Takım, inişli çıkışlı geçen yıllarından sonra bir şekilde orta sıra takımına dönüşmeyi başarmıştı. 1993 yılında gelen rekor 7 puanla sezonu tamamladılar. Minardi 13 takım arasında 8’inci sırayı yakalamayı başardı. 1994 sezonunda ise kazanılan 5 puanla birlikte Minardi taraftarları geleceğe dair umutlarını koruyordu. Sonrasında geri dönülemez sert bir düşüşün geleceğini kimse tahmin edemezdi.
Astarından Pahalı
1980’li yıllar Formula 1’de tutkunun hakim olduğu zamanlardı. Gridde çeşitliliğin ve rekabetin çok olduğu son dönemlerdi. 1990’lardan itibaren Formula 1 araçlarını üretmek, geliştirmek ve yarıştırmak pahalı bir hobi haline gelmişti. Bununla birlikte küçük takımlar destek bulmakta zorlanıyorlardı. Organizasyon sadece büyük takımların eğlenebildiği bir oyun parkına döndü. Minardi takımı her zaman düşük bütçelerle yarışan bir takımdı. Ancak yıllar içinde gelirler giderek düşerken, maliyetler ise önü alınamaz şekilde yükselmişti. Sponsorluklar olmadan yoluna devam etmesi imkansız olan takım, her sene var olmakla olmamak arasında bir seçim yapmak zorunda kalıyordu. Genç pilotları değerlendirmesi ve düşük bütçesiyle sadık bir taraftar kitlesi kazanan İtalyan ekibi, yavaş yavaş yolun sonuna geliyordu. Minardi bu çıkmazda geleneğini bozmak zorunda kaldı. İlk kez bir pilot sponsor desteği sayesinde Minardi takımında bir koltuk kaptı. Milenyumun ilk yılında Gaston Mazzacane, sponsor getirmesiyle birlikte takımda yerini aldı. Ancak bu mali destek bir fayda sağlamadı ve takım puansız bir sezonu daha geride bıraktı.
Çok Sevilene Veda
2001 yılında Avustralyalı iş adamı Paul Stoddart takımı satın aldı. Stoddart, FIA ve diğer takımlarla akıl oyunları oynayarak Minardi’yi kurtarmaya çalıştı. Ancak, etkisi sıfıra yakındı ve tüm çabalar boşa gitti. Red Bull’un ikinci bir takım kurma planı vardı. Bu Minardi’nin, Formula 1’deki 20 yılın ardından vedasını temsil ediyordu. Anlaşmayla birlikte Minardi yerine Scuderia Toro Rosso takımı hayat buldu. Alonso, Webber, Fisichella gibi isimlerin ilk durağı olan takım yetenekli pilotlara şans verme misyonunu sarsıldığı zamanlarda bile bırakmamıştı. 340 yarışta start alan takım, tek bir podyum bile elde edemeyerek kırılması güç bir rekoru elinde bulunduruyordu. Minardi’nin taraftarları en azından takımın isminin Formula 1’e dönmesi için kampanyalar yürüttü ancak bu girişimler de başarısız oldu. Her şeye rağmen Paul Stoddart, birkaç kez Minardi’yi tekrar Formula 1’e taşımaya çalıştı. Stoddart’ın Minardi isim hakkına sahipliği bugün bile devam ediyor. Kim bilir belki bir gün; aynı renkleri, aynı ismi ve aynı taraftarları tekrar Formula 1 pistlerinde görebiliriz.