Fernando Alonso hakkında geri dönüş haberleri çıktığında esasında pek de istememiştim. Önümüzde Michael Schumacher’in, Formula 1’e dönüşü gibi bir örnek vardı. Bireysel performansı açısından Schumacher gibi bir dönüş yapma olasılığı oldukça yüksekti, ancak şimdiye kadar ortaya koyduğu performans açıkçası herkesin beklentisinin üzerinde oldu.
WEC‘de, Toyota ile hatırı sayılır başarılar yakalayan; Indy 500 ve Dakar Rallisi gibi yarışlarda bu başarıyı tekrar eden bir pilot neden Formula 1’e tekrar döner, anlayamıyordum. Bu durumu uzunca bir süre kavrayamadım. İkinci McLaren çıkarmasında gördüğümüz sarkastik Fernando Alonso’nun dönmesinden korkuyordum belki de. Ancak, Formula 1’e bu kez öyle bir enerji ile girdi ki sanki iki defa şampiyon olmamış da ilk kez yarışıyormuş gibiydi.
Şimdi Alpine ile Esteban Ocon’un yanında yarışan Fernando artık öyle sarkastik görünmüyor, sadece puan için ilk ona girmeye çalışıyor olsa da, pistte yarışmanın tadını çıkaran kaygısız bir sürücü olarak görünüyor. Alpine, galibiyet veya şampiyonluk için mücadele edebilecek aracı sağlayamamasına rağmen, Alonso Formula 1’e geri dönmekten gerçekten keyif alıyor gibi gözüküyor.
Ev Sahibi Dönüyor
Girizgâhta bahsettiğim gibi Fernando’nun dönüşü bana Michael Schumacher’in 2010’daki emekliliğinden dönüşünü hatırlatıyor. Aslında Michael Schumacher 2009 sezonunun ikinci yarısı boyunca sakatlığından dolayı olamayacak olan Felipe Massa’nın yerine Ferrari’de yarışacak pozisyondayken, geçirdiği bir motosiklet kazasından dolayı bu durum maalesef gerçekleşememiş, Mercedes ile tam zamanlı dönüşüne kadar beklemek zorunda kalmıştı. Elbette, 2010 ve 2012 yılları arasındaki istatistiklerine bakarsanız, hayal kırıklığı olarak görülebilir. Ancak satır aralarını okuyanlar görecekler ki, aslında Mercedes’in gelişimine ve bugün kurduğu hanedanlığa en büyük katkıyı tecrübesi ile Michael Schumacher yapmıştır. Alpine belki de Fernando Alonso tercihinde bunu göz önünde bulundurdu. 2022 ve sonrası için şampiyonluğa oynamak isteyen bir takım için ‘gelişim’ kesinlikle ev sahibini evine çağırarak olabilirdi.
Yeni Düzen
Peki, Fernando Alonso önümüzdeki yıllarda Michael Schumacher gibi bir etki yapmayı mı umuyor? Elbette, 2012 yılının sonunda son kez emekli olan Michael Schumacher ve dönemin takım patronu Ross Brawn ikilisinin V6 Hibrit Çağı’na takımı nasıl harika bir şekilde hazırladığını son 6-7 senedir izliyoruz. Michael’ın yapmadığı şey, 2014’teki büyük kural değişikliğine kadar devam etmekti ve bunu yapsaydı belki de bir avuç olası zafer, hatta sekizinci şampiyonluk için bir mücadele olur muydu? Bilemiyoruz. Herkesin aklındaki, kalbindeki ‘keşke’ de budur bence. İşte Fernando Alonso, Michael Schumacher’den bu noktada ayrılıyor. 2022’de gelecek olan büyük kural ve düzenleme değişikliği ile Alonso, evine döndükten sonra Alpine ile iki yıllık bir anlaşma imzalayarak yeni düzenin büyük bir parçası olacak.
Eski Günlerdeki Gibi
Alpine, Fernando Alonso’yu, 2005 ve 2006‘da iki şampiyonluk kazandığı Renault takımının atmosferine kadar götürebilir. Alonso, Formula 1’deki ilk yıllarında Enstone takımıyla hemen hemen aynı olan ekiple, tesisler ve personel konusunda da rahat durumda. İspanyol pilot bu yıl boyunca, gelecek sezon yapılacak olan düzenleme değişikliğine odaklanacak ve bu sezonu hızlanmak için kullanacak. Schumacher, 2010’da döndüğünde Formula 1, 2006’da emekli olduktan sonra geride bıraktıklarından çok farklıydı. 2009 yılında tanıtılan tamamen farklı bir şasi konfigürasyonu, KERS ve pil şarjı gibi eklemelere ek olarak 2011 yılında oluklu Bridgestone lastiklerinden, ‘slick’ Pirelli lastiklerine geçiş sağlandı.
Fernando’nun geri döndüğü Formula 1, bıraktığı yıl olan 2018’deki Formula 1’e çok benziyor. Onun yokluğunda yalnızca araçları daha rekabetçi hale getirmek için bir dizi ince aerodinamik ayarı yapıldı. Tüm bu durumlar kendisinin çok daha hızlı alışmasını sağladı. İlk yarışlarda zorlandığına dair işaretler görülsede kısa sürede ilk on içinde puanlar için savaşmaya başlayarak Bakü’de altıncı oldu. Daha önce pek çok kez gösterdiği beceri ve cesarete sahip olduğunu bir kez daha kanıtladı. Bunun bir örneği onuncu sıra için Avusturya’da George Russell’ın Williams’ı ile yaptığı müthiş savaştı. Williams’ı bir zahmet geçsin demeyin George Russell artık podyuma sahip bir pilot.
Alonso olaylı Macaristan Grand Prix’inde yaptığı savunma ile hâlâ en iyilerden biri olduğunun altını defalarca çizmiş oldu. Lewis Hamilton gibi yedi kez şampiyon birini üstelik daha yavaş aracı ile uzun süre arkasında tutarak takım arkadaşı Esteban Ocon’un ve Alpine’in ilk Grand Prix galibiyetini almasını sağladı. Gerçekten muazzam bir performans. Üstelik Fernando Alonso gibi birinin yarış sonrası galibiyeti Ocon ile kutlaması da artık daha olgun olduğunu da gösteriyordu.
Alonso Etkisi
FIA, 2020 yılından beri sürmekte olan COVID-19’un etkisi yüzünden yönetmelik değişikliklerini 2021 sezonundan bir yıl sonraya ertelemeye karar verdi. Alonso 2021’de geri dönüşün yarış kazandıran bir iş olmayacağını biliyordu. Ancak görünüşe göre çok daha iyi sonuç verecek ve 2022 yılına çok daha güçlü girecek. Çünkü, hem takım, hem de Esteban Ocon daha hızlı bir şekilde gelişiyor. Alonso etkisi. Eğer bu sezon yönetmelik değişikliği yapılsaydı, Fernando Alonso tamamen yeni ve sürüşü farklı bir araca geri dönecekti. Ve Schumacher gibi, yönetmelik değişikliğinin getirdiği birden fazla takıma yarış kazanma şansı verdiği bir araca çok yabancı olarak gride giriş yapacaktı. Şimdi az çok nasıl rekabet edeceğini bildiği bir şasiye geri döndü. 2021’in kendisi için puan kazanma yılı olacağını biliyor. Şu anda her takım gibi, Alpine de 2022 için mümkün olan en iyi paket üzerinde çalışıyor. Üstelik Fernando Alonso gibi ikonik bir isim ile.
Geleceğin İnşası
Gelecek sene yürürlüğe girecek olan şasi, aerodinamik ve lastik değişikliğinden dolayı takımlar birçok mühendislik çalışması yürüterek mevcut formun üstüne çıkmaya çalışıyor. Bu çalışmaları yaparken pilot kadrosunu korumak da oldukça önemli ve yeni bir çağa girilirken takımın iskeletini oluşturan isimlerin değişmemesi her açıdan oldukça kıymetli. Bu konuda Alpine şanslı durumda çünkü hem Esteban Ocon’dan, hem de Fernando Alonso’dan oldukça doğru veriler ve dönüşler alıyor. Takımın gelişimi için Fernando; geleceğin inşası için de Esteban oldukça önemli ve doğru bir ikili. Fernando Alonso, Alpine’nin ilk sıraları zorlayabileceğinden ve muhtemelen 2022’de kazanma mücadelesinde olabileceğinden emin olduğu için geri döndü aksi halde McLaren fiyaskosu tekrarlanabilirdi.
Yılların Tecrübesi
Alonso, geçtiğimiz aylarda 40 yaşına girdi. Bazıları onun zindeliğini ve yeteneklerini sorgulayabilir ancak onun yeteneği ve deneyimini sorgulamak oldukça anlamsız ve bunu her geçen yarış bir kez daha kanıtlıyor. Ferrari sezonundan takım arkadaşı Kimi Raikkonen gibi, son on beş yılda Formula 1 araçlarının birden fazla versiyonunda yarıştı. Ve bu iki isimden başka hiç kimse bu deneyim seviyesine yaklaşamayacak belki de. Bu da Alpine’nin 2022 gelişiminin temel bir parçası olacak. Her takımda olduğu gibi Fernando Alonso ve Alpine’nin en büyük kupayı kazanıp kazanamayacağını sadece 2022 gösterecek. Ancak bunun olmaması da başarısızlık değil. Onun geri dönmesine dair kuşkularıma rağmen, efsanevi ismi zamanla üst sıralarda görmek harika. Şimdi daha rahat, kaygısız ve havalı bir Alonso’yu izleme zamanı.
Yeniliğe Ayak Uydurmak
Artık ortalamanın altında araçlar ile önde rekabet etmeye çalışmanın stresinden kurtulduğu için oldukça etkili bir performans gösteriyor. 2022’ye odaklanan bir Fernando Alonso var. Ancak Alpine gelecek yıl rekabetçi bir şasi sunmazsa, işler bu şekilde kalmaya devam edecek mi? Göreceğiz. Ama eminim Fernando Alonso büyük değişikliklere ayak uydurmaya ve Formula 1’de daha fazla başarı elde etmeye çalışacak. O’nun başarı hırsı herkese örnek olacak düzeyde.
Tekrar hoş geldin şampiyon, bu kez ‘GP2 Engine’ yok üstelik!