Diğer SporlarRöportajlarFatih Arda İpcioğlu: İlkleri Başarmak

Fatih Arda İpcioğlu’nun Erzurum’da başlayan hikâyesi olimpiyatlara kadar uzandı. Kayakla atlama branşında, ülkemizi çeşitli organizasyonlarda temsil etti ve etmeye devam ediyor. Fatih Arda, kariyer hikâyesini ve birçok deneyimini dergimiz Victory için anlattı.

Genç yaşınıza rağmen Dünya Şampiyonası, Dört Tepe Turnuvası, sonra da Kış Olimpiyatları’nda kayakla atlama branşında Türkiye’yi temsil eden ilk sporcu oldunuz. Bu spora başlarken bu ilklere imza atacağınızı hayal ediyor muydunuz? İlk olmanın verdiği his nasıldı?

Bu spora başlarken tabii ki bu kadar ileriye gideceğimi düşünmüyordum. Çok küçük yaşta başladığımdan dolayı benim için eğlenceli bir hobi gibiydi. Fakat yıllar geçtikçe, profesyonelleştikçe hedefleri büyüttüm ve gerçekleştirdim. İlk olmak zordu tabii ki. Bana yeni duyguları tattırdı ki bunlardan en önemlisi; gurur. Bayrağımızı orada temsil etmenin vermiş olduğu gururu anlatmama kelimeler yetmez.

Olimpiyatlardaki tek Türk kayakla atlamacıydınız. Orada tek başına olmak nasıl bir deneyimdi?

Şöyle ki Türk kafilesi olarak diğer branşlardaki arkadaşlarımla vakit geçiriyorduk. Ancak benim bu yola çıktığım takım arkadaşlarımın yanımda olmaması üzücü ve biraz da buruk bir duygu hissettirdi.

Olimpiyatlardan unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Aslında şöyle, olimpiyatlara gitmeme 2-3 gün kala benim Slovenya’ya gitmem gerekiyordu. Ankara’da sayın cumhurbaşkanımızın kabulünden sonra ben İstanbul’a geldim. Ertesi gün Slovenya’ya uçağım vardı. Gece saat 23.00 suları gibi bir telefon ve “Arda Slovenya biletini iptal ediyoruz” haberi… O dönemki sayın başbakanımızın kabulüne çağrılmıştık ve ben direkt olarak “Ben gelmesem olur mu?” demiştim. Çünkü Slovenya’ya gidip ekipman provası yapmam gerekiyordu. Dönemin federasyon genel sekreteri, durumu iletip dönüş yapacağını söyledi. Dönüş yaptığında ise “Arda maalesef Ankara’ya tekrar gelmen lazım. Ne yap et ekipman provana bir çare bul” dedi. Ben de o zamanki eski antrenörümüzden rica ettim ve bana bütün ekipmanları alıp olimpiyat köyünde beraber prova yapacağımızı söylemesi beni oldukça rahatlatmıştı. (gülüyor)

Fatih Arda

Adrenalini yüksek bir sporla uğraşıyorsunuz. Tabiri caizse uçuyorsunuz. O hissiyatı nasıl tanımlarsınız?

Evet. Yaptığım spor branşı oldukça ilgi çekici ve gerçekten yapması da bir o kadar keyifli. Ama olumsuz tarafları da var. Bu branşın ciddiyetinin farkında olmak zorundayım her atlayışımda.

Bir dönem büyük isimlerle çalışmış olan Pekka Niemela ile çalışma fırsatı yakaladınız. Size neler kattı? Nasıl bir deneyimdi?

Pekka benim spor kariyerimde büyük bir yere sahip. Kendisi ile uzun dönem çalıştık. Pekka’dan bir sporcunun nasıl profesyonel olabileceği sorusunun cevabını aldım ve hayatıma kattım.

Bu sporla uğraşanlar arasında sıcak iklimlerden gelen sporcular da var. Onların hazırlık süreci sizin gibi Erzurum’da büyüyen birine nazaran daha zor oluyordur. Nasıl bir hazırlık sürecinden geçiyorlardır?

Hazırlık süreci, Erzurum’da olanlar için tabii ki biraz daha avantajlı. Ama şehir dışından bu spora katılmak isteyenler için de ilk başta temel hareketleri rampa olmadan öğrenme şansı var. Sporcu, rampadan atlama düzeyine geldiğinde ise Türkiye Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Kayak Federasyonu aracılığıyla kamplar düzenleniyor. Sporcular, Erzurum’da veya yurt dışında kamplara ve yarışmalara katılabiliyor.

Kayakla atlamayı meslek olarak seçtiğiniz anı hatırlıyor musunuz? En büyük etmen ne oldu?

Mesleğim kayakla atlama olsun demedim aslında. Fakat süreç ve elde ettiğiniz başarılar ilerledikçe spor da hayatınızın her bölümünü kaplıyor ve ister istemez meslek haline geliyor.

Birkaç yıl önce Slovenya’da bir antrenman esnasında ayağınızı kırdınız. O sakatlığı atlatıp üzerine yeni başarılar eklemek hiç kolay değil. Sakatlık sürecinde en büyük motivasyonunuz ne oldu?

Evet, sakatlık süreci beni yaklaşık 1 yıl kadar geriye iten bir süreçti ve o dönem benim için zor geçti. Ailem devam etmemem yönünde kararlar almaya başladı. 2 ay içinde ayağa kalkabileceğimi söyledi doktorlar ama 6 ay yürüyemedim. Daha sonra iyileşme sürecinde ise Erzurum’da yeni başlayan arkadaşlarımız ile antrenmanlar yaptım. Kamplara ve yarışmalara gitmedim. Koordinasyon anlamında yeterli seviyeye geldiğimde ise tekrar atlayışlara ve yarışmalara katıldım. Ben yaptığım işi seviyordum. Sakatlık döneminde yeri geldi antrenörlerimi karşıma aldım, yeri geldi ailemi. Daha sonrasında tabii en büyük destekçilerim oldular.

Dünyada kayakla atlama çok yeni bir spor. Kendinizden önceki sporcular neler yapmışlar diye bakma şansınız pek olmuyor ve kendi kararlarınız devreye giriyor. Bunun avantajları mı yoksa dezavantajları mı ağır basıyor sizce?

Aslında dezavantajları ağır basıyor diyebilirim ama şu anki konumumda ise bu dezavantajlar bana yaşanmış tecrübe olarak geri dönüyor. Çünkü ben kayakla atlamada en dip noktayı da gördüm en üst noktayı da.

Pandemi sürecinde sehpalarla engelli koşu parkuru ve 5 litrelik su bidonlarıyla ağırlık çalışmaları yaptınız. Bir başka deyişle, “çalışmak isteyen; şartlar ne olursa olsun çalışır” mesajı verdiniz. O günden bugüne gelen süreçte çalışmalarınız hâlâ evde mi devam ediyor?

Pandemi sürecinde evde bir şekilde antrenman yapmam gerekiyordu ve öyle de oldu. Bunu da basına yansıtıp genç sporculara örnek olmaya çalıştık. Şu anda ise evde antrenman yapmıyorum.

Fatih Arda İpcioğlu eğer kayakla atlama sporcusu olmasaydı hangi mesleği yapmak isterdi?

Akademisyen veya inşaat mühendisi olmak isterdim.

YouTube’da kanalınız var orada hem adrenalin dolu videolar yüklüyorsunuz hem de vlog videosu mevcut. YouTube’a girme hikâyeniz nasıl gelişti?

Youtube kanalı projesinde takım arkadaşım Muhammet İrfan Çintimar öncü oldu. Bir isim bulmamız gerektiğini söyledi. Ben de şu anki ismi buldum: TANKOTWO. Hayatımızı video ile sosyal medyaya yansıtmak istedik. Boş vakitlerimizde videolar çekip yüklüyoruz takip etmeyi unutmayın. (gülüyor)

Spor kariyeri dışında Fatih Arda İpcioğlu nelerle ilgilenir? Nasıl zaman geçirir?

Sosyal medya ile bayağı ilgileniyorum şu sıralar. Aynı zamanda Atatürk Üniversitesi Kış Sporları Enstitüsü’nde yüksek lisans yaptığım için tez yazıyorum. Sezona başladığım için kendime pek vakit ayıramıyorum diyebilirim

Spor filmleriyle aranız nasıl? Sizde etki bırakan bir spor filmi oldu mu?

Eddie The Eagle tabii ki. Filmin hikâyesinin, benim hikâyemin aynısı olmasından dolayı.

Fatih Arda

Ülkemizde kayakla atlama sporunun geleceğini nasıl görüyorsunuz? Yeni kuşağın ilgisi ya da tesis sayılarının artması gibi olumlu hususlar söz konusu mu?

Ülkemizde kayakla atlama branşı olimpiyat madalyasına kadar uzayabilir. Tabii bu süreç sporcunun devamlılığı ve doğru kişiler ile doğru çalışmasına bağlı. Şanslılar ki önlerinde örnekleri var artık. Türkiye’de kayakla atlamaya ilgi bayağı yoğun. Herhangi bir antrenman videomu yayınladığımda gerçekten birçok kişiden, “Abi nasıl başlayabilirim bu spora?” gibi mesajlar alıyorum. Tesis konusunda ise şu anda Erzurum’da bulunan tesisler yeterli diye düşünüyorum. Ama sporcu sayısı arttıkça, özellikle batı bölgelere de rampa yapılabilir elbette. Unutmayalım ki kayakla atlama kış sporu ve yazın da suni çimde yapılan bir spor.

Son olarak, kayakla atlama sporuyla ilgilenen ve bu mesleği icra etmek isteyen gençlerin önünü açtınız ilkleri başararak. Onlara ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Arda Ağabeyleri bir şekilde gençlere örnek olmaya çalıştı. Biliyorum ki onlar daha iyi şekilde ülkemizi temsil edeceklerdir. Önlerine zorluklar çıkacaktır tabii ki ama unutmasınlar; vazgeçmek kalıcı, acı çekmek ise geçicidir.

Mehmet Ekrem Ceylan

Bunları da Okuyabilirsiniz

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin