BasketbolArvydas Sabonis: Avada Kedavra

Ahmet Erdem3 sene önce10 dakika

1947’den 1991’e kadar süren, uluslararası siyasi ve askeri gerginlik dönemi olan Soğuk Savaş yılları… İki bloğu kontrol eden süper güçler ise; ABD ve Sovyetler Birliği. Uzaydan spora kadar her alanda kıyasıya bir mücadele içerisindeydiler. Olimpiyatlar da her zamanki gibi tarafların sosyolojik ve ekonomik karizmalarını zirve noktasına çekebilecek organizasyonlardan biriydi. Sovyetlerin dağılmasına 3 sene kalmışken 1988 Seul Olimpiyatları’nda, Sovyetler forması ile bloğun diğer tarafını oldukça yıpratan dev bir isim var ki; o isim modern basketbolun bile hâlâ gıpta ile baktığı Litvanyalı Arvydas Sabonis.

19 Aralık 1964’te o zamanlar Sovyet toprakları olan Kaunas’ta dünyaya geldi Sabonis. Genlerini, kendisi gibi uzun ama basketbolla pek ilgilenmeyen dedesinden almıştı. İlk zamanlarda müzikle ilgilenmesine rağmen o alandan keyif alamayan Sabonis, basketbola yöneldi. 15 yaşından itibaren de otoritelerin ilgisini çekmeye başladı. Sovyetler’in Afganistan işgali sonrasında, 1979 Olimpiyat Oyunları’nı boykot eden ABD karşısında kendini test edemeyen Litvanyalı pivot, ABD karşısındaki ilk sınavına 17 yaşındayken 1982 Dünya Şampiyonası’nda çıktı. Çok fazla süre almasa da efektif bir oyun ortaya koydu. Sovyetler, turnuvada iki kez karşılaştığı ABD’yi finalde yendi. Ardından mini bir NCAA turnuvasında boy gösterdi. Turnuvadaki iyi performansı ile göz doldurarak otoritelerin dikkatini çekti. ABD’nin 1979’daki politik boykotuna Sovyetler de 1984 Los Angeles Olimpiyatları’na katılmayarak tepki verdikleri için 1984’te ABD karşında yine forma giyemedi. Tüm bu tersliklere rağmen 1986 yılında Portland Trail Blazers tarafından 1’inci turda 24’üncü sıradan draft edildi. Fakat kıta değiştirmek için bir süre daha bekleyecekti.

Portland’a Çıkan Yol

Pivot pozisyonunda oynayan Sabonis, Güney Kore’deki 1988 Yaz Olimpiyatları’nda Sovyetler Birliği adına altın madalya kazandı. Bu Olimpiyat Oyunları, Sabonis’in yeteneklerini tescilleyen organizasyon oldu. Ve daha sonra Litvanya’yı temsil ederken 1992 Olimpiyat Oyunları ve 1996 Olimpiyat Oyunları’nda bronz madalya sahibi oldu. 1988’de kazanılan altın madalyanın çok ses getirmesinden dolayı transfer yasaklarının esnetilmesiyle Sabonis gibi oyuncuların önündeki engel de kalkmış oldu. O turnuvanın sonuçları aynı zamanda 1992 efsane ABD Milli takımının temellerinin atılmasına sebep oldu.

Arvydas Sabonis
Arvydas Sabonis’in basketbol kariyeri ve memleketi Litvanya’yı 1992 Barcelona Olimpiyatları’nda temsil etme yolculuğu, The Other Dream Team adlı belgesel filmde konu alındı. Filmin prömiyeri 2012’de Sundance Film Festivali’nde gerçekleşti. Lionsgate tarafından ABD’de ve Disney’de uluslararası çapta dağıtıldı.

Sabonis, kariyerinin ilk dönemlerinde Sovyet politikaları sebebiyle NBA ile buluşamazken, ikinci dönemde ise sakatlıklar nedeniyle hep zorluklarla karşılaştı. Litvanyalı pivot; Zalgiris, Valladolid ve Real Madrid maceralarından sonra yıllar içinde Portland’ın yolunu tuttu. Takımın sağlık ekibi tarafından olumlu bir görüş alınamasa da Arvydas, yönetimin olumlu kararı ile NBA’e adımını attı. Onu daha önce izleyen yetenek avcıları onun meziyetlerine çok güveniyorlardı.

Modern Pivot Fragmanı

Kısa sürede zamanın çok ötesinde bir yetenek yelpazesine sahip olduğunu gösteren Sabonis, o dönem sadece ribaunt alıp blok yapan pivotlara kıyasla; verdiği yaratıcı pasları, yüzdeli şutları ve oyun görüşü ile 31 yaşında geldiği NBA’de fark yarattı. O dönemler birçok oyuncunun saha dışındaki sorunları sebebiyle ulusal medya tarafından “Jail Blazers” adı verilen bir takımın parçası olmasına rağmen ortaya koyduğu efektif oyunla, basketbolu seven herkesin takdirini kazandı. Hatta, çoğu otorite tarafından Hakeem Olajuwon ile birlikte “en akıllı pivot” olarak lanse edildi. Sabonis o zamanda yaptıkları ile şu an günümüz modern pivotlarının nasıl olacağının fragmanını bize gösterdi. 2001 – 2002 sezonunda fiziksel ve mental açıdan iyi hissetmediği gerekçesiyle basketbola bir süre ara verdi. Kararının ardından, zamanını İspanya’da ailesi ile geçirdi. Bir sene sonra NBA’e geri döndü. Fakat dönüşü kısa süren Arvydas Sabonis, bu macerasından sonra Zalgiris’e transfer oldu. O sezon Euroleague MVP’si seçildi. 2005 yılında ise profesyonel basketbol kariyerine nokta koydu.

Arvydas Sabonis
“Arvydas Sabonis, hayatımda gördüğüm en komple pivottu.” – Vlade Divac

Sabonis, birçok otorite tarafından oyun tarihindeki en iyi pivotlardan biri olarak kabul ediliyor. Bill Walton, onu “2,21 m’lik bir Larry Bird olarak adlandırmıştı.

20 Ağustos 2010’da Sabonis, FIBA Onur Listesi’ne alındı. 2011’de ise NBA Şöhretler Müzesi’nde kendisine yer buldu.

Tüm zamanların en iyi Avrupalı oyuncularından biri olarak tanınan Sabonis, 6 Euroscar ve 2 Mr. Europa Ödülü’nün sahibi.

2011’de Sabonis, 1991’den beri federasyonu yöneten Vladas Garastas’ın yerine Litvanya Basketbol Federasyonu’nun başkanı oldu.

Her Şey Yolunda Gitseydi…

31 yaşında lige adım atan Sabonis’in oyunu, günümüz pivotlarını tarif eder nitelikte.

Spot ışıklarının üzerinde olduğu dönemde kıta değiştirmesine politik şartlar izin verseydi, Drexler ile birlikte finalleri zorlayacakları kesin gibiydi. Hatta Clyde Drexler, 5 şampiyonluk yüzüğüne sahip olabileceklerini iddia etmişti.

Tabii geçmiş, geçmişte kaldı! Nihayetinde, neler olabileceğini artık kestiremeyiz. Fakat 1988 Olimpiyatları’nda bloğun diğer tarafına madalya sorunu yaratan bu dev adamı izleyemeyen nesildenseniz, zaman kaybetmeden izlemelisiniz!

Ahmet Erdem

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin