BasketbolPandeminin NBA’İ

Mustafa Tokgöz3 sene önce11 dakika

COVID-19 virüsünün tüm dünyada pandemiye sebep olup hayatın durmasına etki etmesiyle beraber insanlığın normalleri değişmeye başladı. Karantinaya girip zorlu hayat şartlarına bir de virüs tehlikesinin eklenmesiyle beraber bilim kurgu filmlerinin distopik temaları hayat normalimiz oldu. Belki de insanların sıkıntılı ve zorlu hayat şartlarını bir nebze de olsa dindiren spor organizasyonları da virüsten nasibini aldı. Birçok organizasyon, lig ve turnuva ertelendi. Kimi ligler sezonu iptal etti, kimileri beklemeye geçti, kimileri de erteleme kararı aldı. Spor organizasyonlarının en önemlilerinden bir tanesi olan Amerikan Ulusal Basketbol Ligi, yani NBA’de, Utah Jazz takımının pivotu Rudy Gobert’in virüse yakalanması ve sırayla birçok oyuncunun testlerinin pozitif çıkması maçların iptal olmasına neden oldu.

Aslında, tüm dünyada virüsün tehlike çanlarının insanlığı endişeye ve korkuya sürüklemesi, devletlerin pandemi yönetim süreçlerinde sınıfta kalması ve hayatın durması; her insan gibi sporcuları da etkiledi. Bu anlamda distopya gibi görünen tabloda var olan NBA oyuncuları, doğal olarak ilk başta maçları oynamayı değil sezonun iptalini istediler. Ancak tüm bu olanlar içerisinde unutulan bir gerçek vardı ki, o da ekonomiydi. Tabii ki her spor organizasyonu gibi NBA de finansal temelli bir organizasyon. Hatta 2010’larla beraber NBA yönetimi, pazarlama ve finansal gelirleri arttırma konusunda büyük hamleler yapmaya devam ediyorlardı. Oyuncuların kazandığı önemli rakamlarla beraber takım sahipleri için gelir kalemleri çok kritik bir önem arz etmektedir. Takım sahipleri açısından, çarkın dönmesi için her gelir ve sıcak para akışı burun kıvrılmaz bir durumdur. Pandemi süreciyle beraber ligin iptal edilmesi demek, bu gelir kalemlerinden mahrum olmak demekti. Ancak oyuncular yıllık kazançlarından vazgeçmeyince işler iyice sarpa sardı. Takım sahipleri ligin devam etmesi tarafındaydı. NBA yönetimi ise arada kalmıştı ve ne yapılacağı konusunda harıl harıl çalışmalar devam etti.

4 Haziran 2020’de NBA yönetimi ve kulüp sahipleri arasında gerçekleşen toplantıda ezici bir çoğunluk oyuyla lige devam edilmesine karar verildi. Ligin nasıl devam edeceği sorusuna NBA, tarihe geçecek bir yöntem bulmuştu: 2020 NBA Bubble.

Florida eyaletinde Orlando şehrinin yakınlarındaki Bay Lake yerleşkesinde Walt Disney’in alanı izole bir şekilde hazırlandı. Sağlıklı bir biçimde antrenman yapılabilmesi ve maçlar oynanabilmesi için bir kampüs yaratıldı. Böylece, takımlar sıkı kontroller altında basketbol oynamaya dönecek ve lig tamamlanacaktı. Play-Off yapma şansı olmayan takımlar katılmama kararı aldı. Bazı oyuncular da ailevi veya çeşitli sebeplerle Bubble’a katılmayacaklarını bildirdiler.

Bubble’daki plan şu şekilde işleyecekti; Doğu Konferansından 9, Batı Konferansından 13 takımın katılımıyla başlanacaktı. Hazırlık maçları, 22-28 Temmuz 2020 tarihleri arasında oynanacak; normal sezon maçları ise 30 Temmuz – 14 Ağustos 2020 tarihleri arasında tamamlanacaktı. NBA yönetiminin uzun yıllardır tanking olayının önüne geçmek için sürekli planladığı ve Bubble ile beraber yürürlüğe soktuğu Play-In maçı, 15 Ağustos 2020’de oynanacaktı. Play-Off maçlarının tamamlanması, 17 Ağustos – 30 Eylül 2020 tarihlerinde olacaktı. 30 Eylül – 11 Ekim 2020 tarihleri arasında da final maçlarının oynanacağı bir program yapılmıştı.

Bu programda oyuncuların Bubble dışına çıkmaları çok olağan dışı sebepler haricinde yasak olup her gün sıkı sağlık kontrollerine ve testlere tabii tutulacağı bir düzende işleyecekti.

 Tarihe Geçen Çözüm

Çok tuhaf ve tarihe geçecek bir şekilde NBA Bubble 2020, 11 Ekim 2020 tarihinde Batı Konferansı şampiyonu Los Angeles Lakers’ın, Doğu Konferansı şampiyonu Miami Heat’i 4-2’lik seriyle yenerek şampiyonluğa ulaşmasıyla beraber tamamlandı. Bu arada Mayıs sonunda Amerikan vatandaşı George Floyd’un polis tarafından korkunç bir şekilde katledilmesiyle beraber Amerika genelinde büyük protestoların ve olayların yaşandığı bir süreç olmuştu. Ardından Bubble’da Play-Off maçları devam ederken Wisconsin eyaletinde Jacob Blake adlı vatandaşın polis tarafından çocuklarının yanında vurulması haberiyle beraber Milwaukee Bucks takımı, 26 Ağustos’ta Orlango Magic ile oynayacağı Play-Off maçına çıkmayı reddederek olayı protesto etti. Birçok takım da bu protestoya destek verdi. Turnuvaya üç günlük bir ara verildi. 29 Ağustos 2020 ile beraber tekrardan Play-Off maçlarına devam edildi.

Türlü tartışmalarla beraber tarihe geçecek bu olağan dışı uzun sezon bitmişti NBA’de. Ancak pandemiyle beraber Olimpiyat başta olmak üzere birçok turnuva temelli organizasyon 2021 yılına ertelenince spor takvimleri iyice sıkıştı. NBA yönetimi de ligi normal sezonda bitirmek adına 22 Aralık 2020 ile beraber yeni sezonu başlatma kararı aldı. “Bubble ortamı olmadan nasıl olacak?” sorusuna cevap dahi verilmeden her türlü sıkı sağlık önlemiyle beraber lig başladı. Buna rağmen birçok oyuncu ve takımın koronavirüse yakalanması takvimin normal ilerleyişine ket vurdu. Zaten seyircisiz oynanan maçlarla beraber oyuncuların kırılgan psikolojileri de bunlara eklenince yeni sezon problemlerle beraber devam ediyor. Ligin bu olağan dışı devamı aslında takımlara ve oyunculara epey etki yaratırken psikolojik anlamda güçlü olan takımlar sıkıntıları çabuk atlatmaya çaba sarf ederek yoluna devam ediyor. Fakat tüm bunlarla beraber ligdeki birkaç dip takım hariç neredeyse her maç sürpriz sonuçlara gebe oluyor. Sürpriz oyuncuların çıkışına ve her takımın birbirine yakın bir şekilde sonuçlarla biten mücadelesine tanık oluyoruz.

Spor, insanları birleştirme ve terapi olma gücü tartışılmaz bir başlık aslında. Bu çok zorlu zamanlarda oyuncuların böylesine şartlarda mücadele verip bizi basketboldan mahrum bırakmamalarını ayrı bir takdirlik durum olarak rahatlıkla dile getirebiliriz. Onların da bir insan olduğu, psikolojileri, aileleri ve normal hayatları olduğunu unutmazsak aslında ne derece önemli bir iş yaptıklarının farkına varmak zor olmamalı. Bu yüzden sporun ve sporcuların bu gücü, bizi de bilinç altımızda motive edip güçlü olmaya davet etmektedir.

 

 

Mustafa Tokgöz

Yorum Yaz

Your email address will not be published. Required fields are marked *

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin