FutbolMeksika: Son 16’ların Müdavimi

Onur Özgen1 sene önce11 dakika

Meksika nüfus bakımından dünyanın en büyük dokuzuncu ülkesi. Halkı tam bir futbol delisi. Buna karşın futbola yaptıkları en büyük katkı, ev sahipliğini üstlendikleri 1986 Dünya Kupası’nda taraftarların “Meksika Dalgası” diye adlandırılan görsel şöleni olabilir. Yine de Meksika, Dünya Kupası’nın gediklilerinden. Bu turnuva onların 17’nci Dünya Kupası olacak. Turnuvaya Meksika’dan daha fazla katılan sadece dört takım var: Brezilya, Almanya, İtalya ve Arjantin. Buna karşın onlar için Dünya Kupası uzun zamandır son 16 turundan ibaret. Zira katıldıkları son yedi turnuvanın tamamında son 16’da elenip evlerine döndüler.

Beklentiler

Hâliyle takımın başındaki Gerardo ‘Tata’ Martino’nun görevi belli: Meksika’yı bu defa en az çeyrek finale kadar götürmesi. Öte yandan ülkedeki genel kanı, millî takımın mevcut kadrosunun daha önceki kadrolardan zayıf olduğu yönünde. CONCACAF elemelerinde Kanada’nın ardından ikinci sırada yer alıp Dünya Kupası’na katılma hakkı elde eden Meksika, 14 maçta yalnızca 17 gol atabildi. Bunda takımın en önemli golcüsü Raul Jimenez’in yaşadığı sakatlık ve form sorunlarının da etkisi vardı. Dolayısıyla finallerde Hirving Lozano’ya çok iş düşecek.

Gerçekler

Arjantin’in açık favori olduğu C Grubu’nda Suudi Arabistan’ın da en zayıf halka olduğunu düşünürsek, ikincilik için Meksika ile Polonya çekişecektir. Her ne kadar Polonya, Robert Lewandowski gibi büyük bir silaha sahip olsa da, Meksika’nın turnuva deneyimi ve grup aşamasını geçme kabiliyeti asla küçümsenmemeli.

Bu yüzden Meksika’nın Arjantin ile birlikte C Grubu’ndan bir üst tura yükselmesi beklenebilir. Ama, her ne kadar Meksika, evlerinde düzenledikleri 1986 Dünya Kupası’ndan bu yana ilk defa çeyrek finale yükselmeyi beklese de, bir kez daha ulaşabilecekleri maksimum yer son 16 olursa, bu kimseyi şaşırtmasın.

Teknik Direktör

2022 Dünya Kupası’nda bir sıçrama yapmayı umut eden Meksika, kendisini Gerardo ‘Tata’ Martino’nun deneyimli ellerine bırakmış durumda. 59 yaşındaki teknik direktör, belki en çok Barcelona’nın başındaki kısa süreli serüveniyle hatırlanıyor olabilir, Ancak, kariyerinde Arjantin ile Copa America finali ve Meksika ile Altın Kupa şampiyonluğu gibi başarılar yer alıyor.

Futbolculuk zamanında Arjantin’in Newell’s Old Boys kulübünün efsanelerinden biri olmayı başaran Martino, üç kez şampiyonluk sevinci yaşarken, çıktığı 505 maçla da kulüp tarihinin en çok forma giyen oyuncusu rekorunu hâlâ elinde bulunduruyor.

Teknik direktörlük kariyerine 1998’de başlayan Martino, iki Paraguay takımından Libertad’ı üç kez, Cerro Porteno’yu da bir kez Paraguay şampiyonu yapınca, 2007’de Paraguay Millî Takımı’nın başına terfi etmişti.

2010 Dünya Kupası’nda büyük bir başarı elde eden Martino, Paraguay’ı beklentilerin çok üstüne çıkarıp çeyrek finale kadar taşımıştı. Ertesi yıl ise Paraguay’ı 1979’dan bu yana ilk kez Copa America finaline ulaştıran Martino’nun ekibi, finalde Uruguay’a boyun eğmişti.

Efsanesi olduğu Newell’s Old Boys’un başında geçirdiği bir sezonun ardından, Lionel Messi’nin de etkisiyle Barcelona’nın başına geçmişti. Ancak, Şampiyonlar Ligi’nde Ajax’a elenip, La Liga şampiyonluğunu da son maçta Atletico Madrid’e kaptırınca Barcelona serüveni çok kısa sürmüştü.

Ardından 2015 Copa America finaline götürdüğü Arjantin ile kariyeri yeniden yoluna girse de, Paraguay’ın başında 2011 finalinde Uruguay’a kaybettikleri gibi, bu defa da ülkesi Arjantin ile Şili’ye penaltı atışları sonucunda yenilmekten kurtulamamıştı. Bir yıl sonra tarih yine tekerrür etmiş ve bir kez daha Copa America finalinde Şili’ye penaltı atışları neticesinde kaybetmişlerdi.

Martino, Ocak 2019’da Meksika’nın başına geçmeden önce ise son olarak çalıştırdığı Atlanta United’a MLS Kupası’nı kazandırmıştı. Meksika’nın başında ise 2019 finalinde ABD’yi mağlup ederek Altın Kupa’yı kazandı. Tecrübeli teknik direktör, Meksika’nın başında %64 gibi çok etkileyici bir galibiyet oranına sahip.

Yıldız

Javier Hernandez’in ardından Meksika, takımı sürükleyecek dünya çapında bir santrfora sahip değil. Buna karşın bir hayli yetenekli ve yaratıcı kanat oyuncularına sahipler. Sevilla’nın 29 yaşındaki sağ kanat oyuncusu Jesus Corona, ne yazık ki sakatlığı nedeniyle Dünya Kupası’nı kaçıracak gibi görünüyor. Bu da Napoli’nin yıldızı Hirving Lozano’nun omuzlarındaki yükü daha da artırıyor.

Rakip savunma oyuncularını çok zor durumlara düşürecek kadar hıza ve yeteneğe sahip olan 27 yaşındaki oyuncu, sol kanatta ters ayağıyla içe kat edip rakip için sık sık tehditler yaratıyor. Bu yüzden Meksika’nın Dünya Kupası’nda gole en yakın oyuncusu o olacak.

Sürpriz

Buna karşın Meksika’nın elinde gelecek vadeden bir santrforu da bulunuyor: Santiago Gimenez. Raul Jimenez’in sakatlık ve formsuzluk sorunu devam ederse, teknik direktör Martino, 21 yaşındaki genç santrforuna şans verebilir.

Arjantin doğumlu olan Gimenez, bu yaz Cruz Azul’dan 4 milyon euro karşılığında Hollanda takımı Feyenoord’a transfer oldu. Hollanda günleri fena başlamayan Gimenez’in üzerinde Avrupa’nın büyük takımlarının gözü olduğu biliniyor. Bu Dünya Kupası da onun için iyi bir vitrin olabilir.

Fakat, millî takımdaki ilk maçına Eylül 2021’de çıkan ve ilk golünü geçtiğimiz aralık ayında Şili’ye karşı bir dostluk maçında atan genç bir oyuncu için bir anda Dünya Kupası’nda takımın birinci santrforu olmak elbette kolay değil. Bakalım Gimenez bu yükü taşıyabilecek mi?

Onur Özgen

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin