AnasayfaKategoriTenis - Sayfa 2 / 3 - Victory Dergi

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/10/tennis-fans-2021_esc701n27zdo1glhq4b75egfh-1280x720.jpg

TenisSessizlik Lütfen!

3 sene öncen/a11 dakika

Tenis, birçok spor branşına göre bünyesinde barındırdığı dinamiklerle farklılıklar gösterir. Yıllardan beri süregelen gelenekleriyle, rutinleriyle, sporcuların ve seyircilerin’ yazısız kurallara’ riayet etmeleriyle, bu kurallara uymayanların çoğunluk tarafından büyük tepki görmesiyle ve hatta dışlanmasıyla adeta kendi kültürünü yaratmıştır. Tüm spor branşlarında olduğu gibi pandemi döneminde tenis müsabakalarının da seyircisiz oynandığına şahit olduk. Zorunluluktan kaynaklanan bu durum; sporcular için motivasyon kaybına; televizyon karşısındaki bizler için de spor karşılaşmasından aldığımız keyfin azalmasına yol açtı. Tribünlerin dolu olmasının, taraftarların...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/09/osaka-1280x720.jpg

Naomi Osaka, son yıllarda kadın tenisinin başına gelen en güzel şey olabilir. Nedeni sadece yetenekli, güçlü, mücadeleci olmasından ve kadın tenisini domine etmesinden dolayı değil. Bunca başarıya ve şöhrete rağmen içinden geldiği gibi davranmasından, üst düzey yıldız sporcuların da ‘etten kemikten’ olduklarını tüm dünyaya anlatma çabasından dolayı. Osaka’nın WTA için tam da aranan taze kan oluğunuda söyleyebiliriz. Ayrıca toplumsal olaylara karşı, acaba kim ne düşünür diye değil, içinden geldiği gibi davranmasından ve tepki vermekten çekinmemesinden...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/08/boris-1280x720.jpg

Tenisle biraz ilgilenen kime sorarsanız sorun, bu sporun tarihinde iz bırakan efsane isimler listesinde mutlaka onun adını sayacaktır. Bitmek bilmeyen enerjisi, mücadeleci ve asla pes etmeyen karakteriyle Boris Becker, nam-ı diğer “Boom Boom”, genç yaşlardan itibaren elde ettiği muazzam başarılarla herkes tarafından takdir edilen bir tenisçi olmuş ve efsaneler arasına adını yazdırmıştı. Tabii ki başarılı her sporcu gibi birçok zorlukla karşılaşmıştı. Bunların da üstesinden gelerek, elde ettiği başarılarla rakiplerinin önüne geçerek zirveye ulaşmıştı. “Git Kızlarla...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/07/Andy-Murray-New-Stills-e1533888389807-1280x720.jpg

Londra’da inanılmaz sıcak bir gün… Tarih, 7 Temmuz 2013. Yer, birçok tenissever için mabet sayılan Wimbledon’ın merkez kortu. Tribünde boş yer yok. Her koltuk dolu. Britanyalılar için asla sıradan bir gün değil. Hayat adeta durmuş, herkesin yüzünde aynı ifade… Hafif endişe, biraz da umut. Yıllar boyunca ikonik bir yere dönüşen Henman Tepesi, Murray Dağı olmuş durumda. Kortta, çocuk yaşlardan itibaren hem çok iyi arkadaş hem de kıyasıya mücadele eden iki tenisçi: Turnuvanın 1 numaralı seri...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/06/martina-nav-1280x720.jpg

Tartışmaya açık bir konudur fakat kazanmak Martina Navratilova ile başka bir anlama bürünür. Nasıl mı? Bakalım. Prag, Çekoslovakya, 18 Ekim 1956… Martina Subertova. Anne Jana eski bir tenisçi, jimnastikçi ve kayak eğitmeni; baba Mirek kayak eğitmeni. Biz hep bir spor kültüründen bahsediyoruz ama genetik yatkınlık boyutunu ıskalamayalım. Martina’nın büyükannesi Agnes Semanska da eski bir tenisçi. Hatta, II. Dünya Savaşı öncesinde Çekoslovakya’nın 2 numaralı sporcusu. Bu büyükanne Semanska da 1962 Wimbledon finalisti Çek kadın tenisçi Vera...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/06/pete-1280x720.jpg

Yunan göçmeni bir anne ile yarı İtalyan, yarı Yunan bir babanın oğlu olarak Amerika’da dünyaya geldi. Servis vole tutkunları için yarı tanrı sayılan Pete Sampras, nam-ı diğer “Petros”un, sıradan başlayıp Amerikan rüyasına dönüşen hayatına konuk edeceğim bugün sizi. Tenisi yakından takip edenler Pete Sampras’ın ne kadar özel bir oyuncu olduğunu bilirler. Atletik yapısı, agresif oyun tarzı, derslik tek el backhand’i ve oyunu rakip için kâbusa çeviren servis voleleriyle, tenis tarihine adını yazdıran efsanelerin başında sayabiliriz...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/05/WhatsApp-Image-2021-05-10-at-14.59.45-1280x720.jpeg

2018 yılında Wimbledon’da Çift Genç Erkekler kategorisi ve 2021 Mart ile Nisan aylarında katıldığı turnuvada tek erkekler şampiyonluğunu elde eden milli tenisçimiz Yankı Erel kariyerini, tenisin olmazsa olmazlarını ve sosyal yaşantısını dergimize verdiği özel röportajda anlattı. Öncelikle mart ve nisan ayında profesyonel kariyerinin ilk tekler şampiyonluklarını elde ettiğin için tebrik ederek başlamak isterim. Sonrasında ise tenise ne zaman ve nasıl başladığından biraz bahseder misin? Çok teşekkür ederim. Bu yıla iyi başladım ve aynı şekilde de...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/serena-1280x720.jpg

Tüm hikâye Richard Williams’ın “Dünya tenis şampiyonu olacak iki çocuk yapalım” cümlesiyle başladı. Yıl 1979, sıradan bir Pazar günü. Richard ve karısı Oracane, tüm haftanın yorgunluğunu atmak için televizyonun karşısındayken tesadüfen Tek Kadınlar Tenis Turnuvası’nın finaline denk geliyorlar. Ekranda Rumen tenisçi Virginia Ruzici, elinde şampiyonluk kupası ve 40 bin dolarlık şampiyonluk ödülü. 40 bin dolar… Hem de bir haftada elde edilen muazzam bir para. Lousiana’da doğan, annesi ve babası pamuk işçiliği yapan, çocukluğu fakirlik içinde geçmiş...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/bjorn-1280x720.jpg

Sinir bozuyor bu adamlar. Yok, hakikaten. İskandinav kültüründen midir, huyundan suyundan mıdır, dağından taşından mıdır bilemiyorum artık. Ama bir farklı bu adamlar. Balığın en iyisini onlar yesinler, 5 saat çalışmasınlar da efendim 4 saat çalışsınlar… Aman azizim Avrupa Birliği’ne girip de ne yapacağızlar, çocuklarımıza temiz hava solutmazsak bizlere yazıklar olsunlar… Böyleler işte. Ne yapalım? Utanmaları da yok. Bir de bir sporcular yetiştiriyorlar üstüne, kimisi adını tarihe geçiriyor. Ice- Borg diye. Biri sorarsa İsveç ne yetiştiriyor...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/04/Federer-VS-1280x720.jpg

Bazı insanlar vardır aurası sayesinde sizi etkisi altına alır. Üslubunuzu, hâl ve hareketlerinizi adeta o yönetir. Siz ise “Bu ben miyim?” dersiniz. İşte bu yüzdendir ki böyle durumlarda özel birkaç cümle çıkar ağızlardan. Lakin üzerinize alınmayınız bunlar size ait değildir. Söyleyene değil söyletene bakmak gerekir. Roger Federer hep söyleten tarafta olmuştur! Bazı karakterler vardır, isminin önüne, arkasına hiçbir unvan istemez. Hani bir reklamda geçiyor ya, “Biz logo kullanmasak bile kim olduğumuzu anlayabilirsiniz” diye tam da...

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin