BasketbolCharles Barkley: “Sir”

Mustafa Tokgöz2 sene önce6 dakika

Sir lakabını sonuna kadar hak eden muazzam bir basketbol kariyerine sahip Charles Barkley, sadece spor değil popüler kültürün de bir ikonu olmuştur. Günümüzde fantastik yorumlarıyla ekranın olmazsa olmaz siması olarak ihtiva etse de kariyerinin başlangıcına yolculuk edersek onu çok daha iyi anlayacağız…

“Karanlık ne kadar derin olursa olsun kendi ışığımızı yaratmalıyız.” – Stanley Kubrick

Alabama’da dünyaya gelen Barkley, öz babası ailesini terk ettiğinde kendisi epey küçüktü. Sonrasında annesi tekrar evlenmiş ancak üvey babası da bir trafik kazası sonucu vefat etmişti. Epey sıkıntılı ve zorlu bir çocukluktan sonra lisede basketbola başlıyordu Barkley. Ancak kendisi hem kilolu hem de kısaydı. Sürekli çalışarak kendini geliştirmeye başladığı dönem ve hayatının dönüm noktası bu zaman diliminde olmuştu. Boyu uzamaya başlayıp standart bir basketbolcu seviyesine gelişiyle beraber oyunu da kendisiyle birlikte gelişmeye başladı. Skorer ve ribaund canavarı olan Charles Barkley’nin profili ilk filizlenmeye başladığı dönem ise lise son sınıfta olmuştu. O zamana kadar kimsenin dikkatini çekmeyen Barkley, liseler arası turnuvada büyük sükse yaparak Auburn Universitesi basketbol takımının radarına girdi. Ve üniversiteden sporcu bursu alarak hayatının değişim noktasına ilk adımını attı.

Doksanlarla beraber öne çıkan Michael Jordan rekabetiyle anılsada Charles Barkley, seksenlerde NBA’in girdiği değişimin en önemli yüzlerinden biri olmuştur.

“The Monster”

Seksenlerdeki değişim rüzgarı spora da yansımıştı. NBA, uluslararası alana pazarlanmaya başlamış ve birçok genç için basketbolcu olmak en büyük hayalleri arasında yer almaktaydı. Ancak bu dönemde sporcu bursu almak bir o kadar zordu. Barkley bunu başararak Auburn Üniversitesi günlerine ilk adımını attı.

Epey sorunlu, hareketli ve deli bir genç olan Charles, sürekli ortalığı birbirine katma konusunda herkesin yaka silktiği biri haline gelmişti. Ancak, bir yandan da çok seviliyordu. Zira kolej takımında gösterdiği performans o kadar muazzamdı ki sahaya tüm gücünü ve enerjisini koyarak büyük takdirleri üzerine topluyordu. Kısa ve uzun forvet pozisyonlarında oynasa da pozisyonu itibariyle kısa bir oyuncu olan Charles Barkley, bu dezavantajını sahada “canavar” bir ruh haline bürünerek kapatıyordu.

NBA’den Bekleniyorsunuz!

1984 draftında ilk turun beşinci sırasından Philadelphia 76ers’a seçilen Charles Barkley’nin profesyonel kariyeri artık başlamıştı. Çaylak döneminde kendini göstererek sezonu 14 sayı ve 8.6 ribaund ortalamasıyla tamamladı. Sixers taraftarının kısa zamanda çok sevdiği Barkley, sonraki yıllarda çıtayı daha da yükselterek “Sir” lakabını hak edercesine muazzam performanslar gösterip Sixers formasıyla seksenlerin ortalarına damga vurdu. Bir noktadan sonra kendisiyle özdeşleşecek olan “Monster Jaml” ve “Jackknife Dunk” tarzı ile potayı kırarcasına smaçları bugün hala akıllardadır.

Sixers’tan, Phoenix Suns’a takas sürecine kadar all-star olmayı başarmış, sezonun en iyi beşine girmeyi alışkanlık haline getirmiş olan Barkley, ribaund kralı olarak lige damgasına vuran oyuncuların en özel isimlerinden biri oldu. Doksanlarla beraber öne çıkan Michael Jordan rekabetiyle anılsada Charles Barkley, seksenlerde NBA’in girdiği değişimin en önemli yüzlerinden biri olmuştur.

Mustafa Tokgöz

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin