Eğer biraz tarihe meraklıysanız, Yugoslav figürlerin zor şartlarda yetişmiş, çelik gibi bireyler olduğunu görebilirsiniz. Yugoslav coğrafyasında bilim deyince Tesla, siyaset deyince Tito ve basketbol deyince de akla gelen ilk başarılı isim Sırp antrenör Zeljko Obradovic. Parke üstünde işini yaparken prensiplerinden ödün vermeyen efsane antrenör, 2013-2020 arasında ülkemizde Fenerbahçe ile çalıştı. Fenerbahçe taraftarının çok sevdiği ve adına besteler yaptığı Obradovic, parkede agresif tavırlarıyla hem oyuncuları hem de taraftarları ateşleyen bir mizaca sahipti. Kurt hocanın gelişi de gidişi gibi taraftarlarda derin duygular bıraktı.
Dümene Geçme Vakti
Profesyonel oyunculuk döneminde 1980-84 arasında Borak Čačak ve 1984-91 yılları arasında KK Partizan’da basketbol oynadı Obradovic. Yine oyunculuk döneminde Yugoslavya Ligi (1987), Koraç Kupası (1989) ve Yugoslavya Basketbol Kupası’nı (1989) kazandı. Milli takım kariyerinde ise 1988 Olimpiyat Basketbol Turnuvası’nda altın ve 1990 FIBA Basketbol Dünya Kupası’nda gümüş madalyanın sahibi oldu.
Asıl hikâye ise koçluk döneminde başlayacaktı.
1992 senesinde Partizan ile ilk Euroleague şampiyonluğunu yaşayan Obradovic, en son Fenerbahçe ile kazandığı şampiyonlukla birlikte 9 kez Euroleague’i kazanma başarısı elde etti.
1994 yılında Badalona ve 1995 yılında ise Real Madrid ile Euroleague zaferleri yaşadı. 1999-2012 yılları arasında çalıştırdığı Panathinaikos takımıyla 5 kez Euroleague şampiyonu oldu. Ayrıca, 11 kez Yunan Ligi şampiyonu olarak rekor kırdı. 2007 ve 2011’de “Avrupa’da Yılın Koçu” unvanını elde etti.
Milli takım kariyerinde ise 1996 Yaz Olimpiyatları’nda Yugoslavya milli takımını 3’üncü yaptı. Bu başarıyla bronz madalya kazandırdı. 1997’de Yugoslavya milli takımını Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda şampiyon yaptı. 1998’de Yugoslavya milli takımını FIBA Basketbol Dünya Kupası’nda şampiyon yaptı. Ayrıca 1999 Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda ise 3’üncülük madalyasını kazandı.
Zeljko NBA’de Neler Yapardı?
Obradovic, yazımda da bahsettiğim gibi oyuncuları üzerinde dominant bir kişiliğe sahip. Maç içerisinde duygularını çok uç noktalarda yaşayan biri. NBA’de koçluk tabii ki yapabilirdi ama belki de NBA’e uygunluğu tartışmalıydı. Bazı durumlar Obra’nın inandığı değerler ile ters düşüyor NBA’de. Burada oyuncular üzerinde kurduğu otorite ve disiplin ortamını kurmasının oldukça zor olacağını düşünmekle birlikte Avrupalı koçların NBA’deki oyun düzeninde başarılı olmasının zor olduğunu düşünüyorum. Dengeler ve oyuna bakış açıları çok farklı. Üzerine titrenmiş ve kadro mühendisliği yapılmış bir takıma gelirse iyi sonuçlar ortaya çıkabilir ama hangi takım bu risk ile sezona başlamak ister? Hangi genel menajer bir koç için tüm organizasyonu riske atar? Açıkçası bu çok radikal bir karar olurdu. Bir diğer yandan da rotasyonlu oynanan bazı dönemler, bazı maçları rölantiye alan oyuncular ve normal sezondaki yoğun maç temposunu kümülatif olarak düşünürsek eğer, bunlar Obradovic’in değerlerine ters düşerdi.
Ve şimdi ise bizi ilgilendiren İstanbul macerasına göz atıp vedayı değerlendirelim.
Ataşehir’de Akordeon Resitali
Ülke basketbolumuzun güçlü takımlarından Fenerbahçe, 2013 senesinde tam anlamıyla bir revizeye gitti. İlk adımda, dümenin başına Zeljko Obradovic’i getirdi. Obradovic, Panathinaikos ile başarıya doymuş ve yeni bir heyecan peşindeydi. Yeni durağı ise İtalyan Gherardini ile birlikte Ataşehir olmuştu. Yerli ve yabancı ayırt etmeksizin yenilenen kadro Zeljko’nun istediği gibi harmanlanıp kurulmuştu. Obradovic döneminde Bogdanovic, Udoh, Datome, Antic ve Kostas gibi çok kaliteli isimler kadroya dahil oldu. Yönü belli olan geminin sadece rüzgârı alması yeterli olacaktı. Görev aldığı sürede 11 kupa kaldıran Sırp antrenör, Fenerbahçe ile Euroleague’de 5 kez Final Four’a kaldı, 3’ünde finale kalmayı başardı ve 1 kez de şampiyon oldu.
Her ne kadar toz pembe başarılardan bahsetsek de sporda da heyecan kaybedilebiliyor. Tüm çabalar başarılara endeksli. Kazanamıyorsanız ve bu bir döngü haline gelmişse bir şeylerin değişmesi gerekiyordur. Sporun tabiatı bunu gerektirir. Son dönemde alınan bazı mağlubiyetler ve başarıya doymuş oyuncular Ataşehir tribünlerinden seslerin yükselmesine sebep olmuştu. Kulislerde dolaşan dedikodular gerçek gibiydi. “Tamam mı? devam mı?” eşiğine gelindiğinde Fenerbahçe yönetimi ve Obradovic arasında gerçekleşen birkaç görüşmeden sonra taraflar Obradovic’in ailesi ile konuşup karar vermesi için birbirlerine süre verdiler. Fenerbahçe yönetimi her fırsatta koç ile yola devam etmek istediğini belirtse de kulislerde konuşulanlar gerçek olmuştu. Ardından herkesin hatırlayacağı üzere malum veda haberi gelmişti. Evet, Obradovic basketbola bir süre ara vermek istediğini Fenerbahçe yönetimine iletmişti.
Görev süresi boyunca Obradovic, Fenerbahçe’ye bir basketbol kültürü aşıladı. Bogdanovic, Udoh, Guduric gibi isimleri NBA’e gönderdi. Fenerbahçe’nin basketbol takımı bir süreklilik ve kimlik kazandı. İki taraf da birbirine saygı göstererek yollarını ayırdı. Ve böylece Ataşehir’de 2013 yılında başlayan akordeon resitali Igor Kokoškov’a devredildi.
Fenerbahçe ayrılığı sonrası hâlâ bir takım çalıştırmayan Obradovic, veda ettiği tüm takımlar ve basketbol otoriteleri tarafından saygı görmeye devam ediyor.