Liverpool, Jürgen Klopp yönetiminde yıllardır hasretini çektiği şampiyonluğa koşarken belki de kulübün en büyük efsanesi hiç şampiyonluk göremeden futbol hayatını noktalamıştı. Noktalamıştı noktalamasına ama ne o futbol sahalarını bırakabildi ne de futbol sahaları onu. Liverpool şehri kenetlenmiş yıllar sonra gelmekte olan şampiyonluğu beklerken Steven Gerrard ise başka bir şampiyonluğun peşindeydi. Fakat, bu kez onu her zaman görmeye alışık olduğumuz kırmızı formasıyla orta sahada değil. Bu kez Steven Gerrard takım elbisesiyle, saha kenarında, adada ama İngiltere sınırları dışında olan İskoçya’nın Glasgow kentinde yine Liverpool ile benzer şekilde yıllardır şampiyonluk bekleyen Rangers takımı ile adım adım şampiyonluğa doğru ilerliyordu.
2020’nin devre arasında gerçekleşmeyeceği çok açık olsa da herkes aynı talebi dile getiriyordu. Steven Gerrard yıllarca top koşturduğu ve efsanesi olduğu Liverpool formasıyla şampiyonluk görmeden o forma emekli edilmemeliydi. Formaliteden de olsa Gerrard’ın yarım sezonluğuna futbola dönüp kupayı kaldırması bir delinin kuyuya taş atmasının ötesinde bir fikirdi. Gerçekleşmeyeceği aşikar olsa da bu rüya sadece Liverpool taraftarının değil her futbolseverin ve muhtemelen çoğu Manchester United taraftarının bile yaşanmasını isteyeceği bir şeydi. Ve, tabii gerçekleşmedi. Steven Gerrard, Anfield çimlerine Liverpool formasıyla geri dönmedi. Ancak, Rangers ile gösterdiği başarı ve yıllar sonra kazanılan şampiyonluk bir gün Anfield’da formasıyla kazanamadığı şampiyonluğu, takım elbisesiyle kazanacağı öngörülerini güçlendirmişti.
2021’in son günlerinde yani 11 Aralık tarihinde beklenen oldu ve Steven Gerrard, Anfield’a geri döndü. Ama beklendiği gibi Liverpool ile değil. Yıllarca kırmızıların başarısı için soyunma odasından çimlere yürüdüğü o koridoru bu kez rakip takımın teknik direktörü olarak yürüdü. Sahaya çıktığında ise değişen bir şey yoktu. Liverpool taraftarı rakip takımın teknik direktörünü değil de sanki kaptanlarını karşılıyordu. Bu karşılama pek çok şey içeriyordu. Gerrard’ın, Anfield orta sahasında yaptıkları ile teknik direktör olarak yaşadığı başarılar düşünüldüğünde bir gün Liverpool yedek kulübesi önünde kazanacağı başarıları tahmin etmek çok güç olmasa gerek. Muhtemel Liverpool senaryosu, Gerrard’ın Rangers kariyeri, Aston Villa dönemini ve çok daha fazlasını Liverpool’u çok yakından takip eden The Athletic yazarı Simon Hughes ile konuştuk.
İlk sorum kişisel olacak. Steven Gerrard, hem profesyonel bir gazeteci hem de bir Liverpool taraftarı olarak sizin için ne ifade ediyor?
“Bir gün Melwood’da (Liverpool’un antrenman sahası) bana yaklaştığında ve Jamie Carragher ile yaptığım bir röportaj hakkında güzel bir şeyler söyleyene kadar Steven Gerrard ile daha önce hiç konuşmamış ve tanışmamıştım. Buna inanamadım. 20’li yaşlarımın henüz başındaydım ve Gerrard’ı daha önce antrenman sahasında görmüş olmama rağmen ona yaklaşma cesaretini hiç toplayamamıştım. Çünkü, Liverpool’da o bir tanrı ve Liverpool’daki her gencin bugüne kadar kendine örnek aldığı bir oyuncu. Yine de kendisi iltifat etmek için yanıma kadar gelme nezaketini gösterdi. O tanıdığım en profesyonel insan. Her zaman röportajlara zamanında yetişiyor ve bizi hiç zora sokmuyor. Şehirdeki ağırlığıyla birlikte gelen sorumlulukları bilir ve onları kabul ederdi. Onunla ne zaman röportaj yapsam, futbol hakkında daha fazla şey öğrenmiş gibi hissediyorum. Bir taraftar olarak ise Liverpool’da oynarken gördüğüm en iyi oyuncuydu Gerrard.”
Gerrard gibi kulüplerinin efsanesi haline gelen futbolcuların bir kısmını teknik direktör, bir kısmını da yönetici olarak görebiliyoruz. Gerrard ise saha kenarında olmayı seçti. Teknik direktörlük kariyerini görmezden gelirsek eğer futbolculuk kariyeri boyunca teknik direktörlük yapacağı yılların hayalini kurduruyor muydu?
“Bana göre kariyeri bittikten sonra her zaman neler yapabileceğine dair bir öngörüsü vardı. Ama, Liverpool’da yerel bir oyuncu ve kaptan olmanın sorumluluğu tam bir odaklanma gerektiriyordu. Başlangıçta, kendisi teknik direktörlüğü denemek ve sevip sevmeyeceğini görmek istedi. Liverpool Akademisi’nden gelen fırsat bunu denemesine yardımcı oldu. Teknik direktörlük yapmaktan zevk aldığını çok çabuk fark etti. Ancak, büyük bir kulüpte teknik direktör olmanın baskısını henüz deneyimlememişti. Liverpool Akademisi’nde hata yapma lüksüne sahipti. Ama, kendisi bir yıl içinde bir sonraki büyük hamleyi düşünüyordu.”
Teknik direktör olmayı seçtikten sonra çok daha kolay bir kariyer seçebilirdi. Liverpool’un herhangi bir kategorisinde görev alabilir, Klopp’un ekibinde deneyim kazanırken sırasını bekleyebilirdi. Sence kendi yolunu seçerek doğru şeyi mi yaptı?
“Kesinlikle. Steven, teknik direktörlük kariyerine başladığında Jurgen Klopp, Liverpool’daki görevinin henüz başlarında sayılırdı. Steven, kulüpteki en iyi işin önüne çıkması için uzun süre bekleyeceğini fark etti. Fakat, birinci takım futbol ortamının baskısını da kaçırdı. Bu, beklediği görevi bulmak için başka bir yere gitmesi gerektiği anlamına geliyordu. Rangers mükemmel bir kulüptü. Çünkü baskı, kulüp ve şehir açısından Liverpool ile benzerlikler gösteriyordu.”
Gerrard’ın, Glasgow’daki başarısı İngiltere’de nasıl karşılandı?
“İngiltere’deki insanların bunun ne kadar büyük bir başarı olduğunun farkında olduklarını sanmıyorum. Rangers’taki görevi devraldığında da alay konusu oldu. Çünkü, başarı için gerekli standartta neredeyse hiç oyuncusu yoktu. Bu arada, ligde Celtic baskın gidiyor ve üst üste onuncu şampiyonluğuna yaklaşıyordu. Steven’ın kulüp kültürünü de değiştirmesi zaman alacaktı. Ama, bunu başardı. Celtic’i durdurmak ve Rangers’ı, avrupa rekabetinde daha ciddi bir rakibe dönüştürmek kendisi için büyük bir başarıydı. İngilizler, İskoç futboluna tepeden bakmaya meyillidirler. Dolayısıyla, Steven’ın bu başarısının yeterince takdir edildiğini düşünmüyorum.”
İskoçya’da kariyeri başlarken Rangers eski günlerini arıyor ve ezeli rakibi Celtic’in arkasında kalmaya alışmış bir haldeydi. Futbolcu olarak yıllarca o şampiyonluğu kovalayıp alamamış olması Rangers projesi için Gerrard’ı heyecanlandırmış olabilir mi?
“Rangers, ligi kazandıktan hemen sonra onunla bir röportaj yaptım ve bu başarıdaki memnuniyeti net bir şekilde okunuyordu. İlk şampiyonluğun kendisi için ne anlam ifade ettiğinden bahsetti röportaj esnasında. Rangers’a gitmeden önce birkaç alt lig İngiliz kulüplerinden teklifler aldı. Ancak, kariyerine devam ederken baskıyı yaşamak istediği için bu teklifleri geri çevirdi. Rangers, yeşil sahadaki kariyeri devam ederken yapamadığı bir şeyi yapma fırsatı sundu Gerrard’a: “Şampiyonluk!”. Ancak, kulübe geldiğinde Celtic’ten o kadar uzaktaydılar ki bu pekte mümkün görünmüyordu. Ve, buna rağmen başardı. Bu yaşanılan başarının ne kadar büyük olduğunun görmemizi sağlayan bir faktör.”
Rangers’ta şampiyonluğa ulaşması üçüncü sezonunu buldu. Liverpool’da ise Klopp aynı başarıyı yakalayabilmek için 3 yıla ihtiyaç duydu. Ancak, Kloop’un geldiği günkü Liverpool ile bugünkü Liverpool çok farklı yerde. Acaba Gerrard, Liverpool’un başında başarısız bir veya iki sezon geçirse sabır gösterilir mi?
“Fenway Sports Grup bünyesi altında Liverpool için Şampiyonlar Ligi’ne katılım minimum bir gerekliliktir. Takım, ligi ilk 4 içerisinde bitirdiği sürece, bu sürdürülebilir bir finansal büyümedir. Kulübün bakış açısından bakıldığında bunu gerçekleştirdiği sürece sabır elbette gösterilebilir. Ancak, taraftarın tepkisini görmek çok ilginç olurdu. Çünkü, “başarı” nereden geldiğinize bağlı olarak farklılık gösterebilir. Liverpool’da büyüyen taraftarlar oyuncu olarak yaptıklarından dolayı Steven’ı her zaman destekleyecektir. Ancak, Gerrard’ın emekliliğinden bu yana Klopp’un başarıları nedeniyle Liverpool’un dünya çapındaki taraftar kitlesi çok daha büyüdü. Bu iki unsuru düşündüğümüzde süreç aynı olmayacaktır. Ve, bir çok şey Klopp’un kulüpten nasıl ayrıldığına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Evet, Jürgen’e ihtiyacı olan zaman verildi. Çünkü, yıldan yıla kulüp içerisinde yaşanılan gelişim gözle görünür şekilde ortadaydı.”
Liverpool taraftarı için Gerrard mitinin ne anlam ifade ettiğini anlatmaya gerek yoktur sanıyorum. Ancak teknik direktör Gerrard için Liverpool taraftarı ne hissediyor?
“Wayne Rooney’nin yanı sıra Steven Gerrard, Liverpool’un bir şehir olarak yetiştirdiği en iyi oyuncular. Rooney’nin aksine, Gerrard zor bir dönemde Liverpool’da oynadı. Takımdaki açık ara en iyi oyuncu ve çok değerliydi. Fakat, kulübün Manchester United ve Chelsea ile rekabet edecek parası ve gücü yoktu. Yine de zaman zaman Gerrard sayesinde rekabet etmeyi başardılar. O, Liverpool şehrinin sembolüdür. Çünkü, yaratıcı bir oyuncuydu ve saha içinde her zaman dik durmasını biliyordu. Benim görüşüme göre, İngiltere’nin yetiştirdiği en iyi futbolculardan biri. Yine de İngiltere’deki insanlar onu böyle göremeyebilirler. Çünkü, Premier Lig’i kazanamadı ve onların takımlarında oynamadı.”
Gerrard’ın şimdiye kadar geçen teknik direktörlük kariyerini nasıl değerlendiriyorsun? Taktiklerini benzettiğin bir teknik direktör var mı?
“10 yıl önce Jamie Carragher’ın koç olacağını düşünmüştüm. Gerrard hakkında aynı şeyler konuşulmuyordu. Ama oyun hakkında derin düşündüğü ve ikna edici bir kişiliğe sahip olduğu her zaman açıktı benim düşünceme göre. Klopp’un, Liverpool’una benzer bir taktiksel diziliş benimsedi. 4-3-3 dizilişiyle oynatsa da kanat oyuncuları biraz daha derinde ve dar alana diziliyorlardı. Bu, oyunculara daha fazla savunma alanı sağlıyordu. Bu dizilişi tercih etti çünkü her zaman önde futbol oynayabilecek yeteneklere sahip değil. Gerard Houllier ve Rafael Benitez ile çalışarak onlardan da çok şey öğrendi. Rangers’ın, Avrupa’daki bazı performansları bana 2000-2008 yılları arasındaki Liverpool’u hatırlattı. Defansif olarak nasıl bir takım kurulacağını Gerrard biliyor. Şimdiye kadar beni en çok etkileyen tarafının bu olduğunu söyleyebilirim. Hem Rangers hem de Aston Villa’yı yenilmesi zor takımlara dönüştürdü.”
Kısa bir zaman geçmiş olsa da Aston Villa kariyerine dair söyleyeceklerin var mı?
“Bence göreve başladığında takım sıralamadaki yerini hak etmiyordu. Steven, Villa’nın iyi oyunculara sahip olduğunu ve birkaç yıl içinde takımın Avrupa için savaşabileceğini düşünerek bu görevi kabul etti. Şu ana kadar takımın defansif yönünü geliştirdi. Aralık ayında Liverpool’a tekrar dönüşünde Aston Villa, Anfield’da çok iyi oynadı. Bu sezon, kulübün Premier Lig’deki konumunu pekiştirmesi ve gelecek sezon daha üst sıralarda bitirmesi gerektiğini düşünüyorum.”
Gerrard’ın başka bir takımın patronu olarak Anfield’a döndüğü o anı nasıl betimlersin, tribünlerin hissiyatı neydi?
“Garip. Bence o günü duygusal açıdan mükemmel bir şekilde hissetti. Liverpool taraftarının sevgi gösterileri kabul etmesini de bildi. Ama, Villa tarafında da söylenmesi gereken tüm doğru şeyleri söyledi. Villa’nın performansı, oyundan bir şeyler çıkarmaya ne kadar kararlı olduklarını gösteriyor.”
Gerrard’ın, Rangers’taki şampiyonluğu mu yoksa Everton karşısında kazandığı maç mı geleceğine dair daha önem taşıyor?
“Futbolcuyken Everton’ı birçok kez yendi. Bu yüzden Rangers ile yaşadığı şampiyonluk!”
Hem Rangers kariyerinde genç oyuncuları ileri taşıdığını gördük hem de Aston Villa kariyerinde özellikle Ramsey’in performansındaki yükselişi izliyoruz. Genç oyuncular üzerinde etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Steven her zaman duygusal bir futbolcuydu. Futbolcuyken en iyi zamanlarının bir kısmını soğuk duruşuyla bildiğimiz Rafael Benitez yönetiminde yaşadı. Tabii, Gerrard’ın harika bir oyuncu olmasının yanında Benitez ile ilgili bazı güvensizlikleri de vardı. Bu da onu bir zaman sonra Benitez ile devam edemeyeceği düşüncesine itti. Meşhur 2006 FA Kupası finalinde Gerrard’ın maç kazandıran performansına rağmen Benitez maç içerisinde yaptığı bir çok şeyin yanlış olduğunu belirterek Steven’a tepki göstermesine rağmen hocasından bir güven bekleyen Gerrard, bu güveni hiç alamadı. Futbolcuların karşılaştıkları baskılar göz önüne alındığında, Steven’ın, şimdilerde genç oyuncuların baskı altında hocalarının duygusal rehberliğine ihtiyaç duyduğunu çok daha iyi anladığını düşünüyorum ve bunu da oyuncularına yansıtıyor.”
Benitez’in, Everton’da göreve gelmesiyle taraftarlar arasında ikiye bölünmüşlük görmüştük ve hikaye başarısızlıkla sonuçlandı. Gerrard’ın, Liverpool haricinde başka bir “Big Six” takımında görme ihtimalimiz var mı sence?
“İnan bana çok şaşırırım! Ama, belki kültürel açıdan Tottenham Hotspurs, biraz daha kabul edilebilir.”
Gerrard’ın futbolculuğu döneminde Liverpool’daki talihsizliğinin milli takımda da benzer seyrettiğini söylemek yanlış olmaz herhalde. Bugünlerde teknik direktör Gerrard’ın futbolculuğu döneminde ulaşamadığı şampiyonluğa günün birinde Liverpool Teknik Direktörü olarak ulaşacağı kamuoyunda hakim bir öngörü. Bu senaryonun İngiltere Milli Takımı için de gerçekleşebileceği ihtimalini düşünüyor musun?
“Eğer milli takımı yönetmek kendisinin düşünceleri arasındaysa gerçekten buna çok şaşırırım. Liverpool görevini ancak başka bir yerde başarılı olursa alacağının da kendisi farkında. İngiltere’nin kaptanlığını yapmasına rağmen, milli takımla olan ilişkisi Liverpool ile olduğu gibi değildi. Liverpool’u yönetmenin onun için zirve kabul edileceğini biliyorum, İngiltere’nin değil.”
Klopp verdiği röportajlarda uzun yıllar Liverpool ile çalışmak istemediğini hiç saklamadı. Klopp’un sözleşmesinin sonu Gerrard için doğru zaman olabilir mi?
“Muhtemelen. Eğer Aston Villa ile bir kupa kazanabilir veya Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkı elde edebilirse, kendisine gelen görevi görmezden gelmesi imkansız olur. Ne olursa olsun, göz önünde olan adaylar arasında olacaktır. Ama, bu süreçte diğer adaylarında durumlarının nasıl olacağına bağlı bu. Klopp gittikten sonra Liverpool büyük bir kültürel değişim istemeyecektir.”
Steven Gerrard Olmanın Sorumluluğu
Simon ile yaptığımız röportajın büyük bölümünde hissettiğim duygu Steven Gerrard olmanın ne kadar büyük bir sorumluluk getirdiğiydi. Simon Hughes’in verdiği her bir cevap bu duyguyu daha da güçlendirirken Gerrard olmanın bizim de röportajımızı şekillendirdiğini fark ediyordum. Henüz kariyerinin başında olan herhangi bir teknik direktörün muhtemelen kazandığı başarılar gündem olacakken konu Steven Gerrard olunca kazandığı başarılardan öte bir çok kariyerli teknik direktörün başa çıkamadığı büyük bir kulüp olan Liverpool’da görev alıp alamayacağı. Ve, aldığında ise yapabilecekleri merak konusu oluyor. Bu bile tek başına Steven Gerrard olmanın ne kadar ağır bir sorumluluk olduğunu gözler önüne sermeye yetmekte.