Balkan toprakları tarihsel olarak dünyanın kavşak noktalarından biridir. Stratejik konumu ve üzerinden geçen devletlerisn her zaman iştahını kabartmış ve barındırdığı şehirlerle her zaman Avrupa’nın kapısı olmuştur. Aslında hikayemizin baş kahramanı Sırbistan yıldız şehir Belgrad’ın etrafında toplanmış klasik bir balkan ülkesidir. Ateşli, vurdumduymaz ve gösterişli… her daim renkli insanların ülkesi Sırbistan’dan bahsediyorum. Dünya Kupası’nda ne yapacaklarını elbette bilemeyiz ama her zaman gözlerin üstünde olduğu bir ülke olarak bu kupaya da sağlam geldikleri kesin.
Eski Yugoslavya’nın merkez ülkesi olarak bizim karşımıza çıkan Sırbistan’daki en önemli spor belki basketboldur ama biraz futbol tarihi bilgisiyle Sırpların da bu sporda ne kadar yetenekli olduğunu görebiliriz. Kızılyıldız ve Partizan gibi iki devin sürüklediği Sırp futbolu katıldığı her turnuvada adından söz ettirmiş ve Yugoslavya döneminden beri; Savicevic, Stojkovic, Mihailovic, Vidic gibi önemli yıldızları dünya futboluna kazandırmışlardır. Fakat vurdumduymazlıkları başlarına her zaman dert açmıştır. Sonuçta Balkanlı olmak böyledir, her zaman illa ki bir çıkıntılık olmalıdır.
Beklentiler
2022’de de her zamanki gibi çok gösterişli bir kadro bizi bekliyor. Eleme performansı da takdire şayan olan Sırbistan grubu Portekiz’in önünde lider bitirerek kısa yoldan Katar’a geldi. 18 gol atıp 9 gol yedikleri grup performansı, gol atmada ne kadar yetenekli olduklarını gösterse de Dünya Kupası atmosferi her zaman değişiktir ve C grubundaki rakipleri de; doğal favori Brezilya, Eto’o’nun ülkesi Kamerun ve eski Yugoslav göçmenlerinin oluşturduğu İsviçre. Kusturica filmi tadında bir grup olacağından şüphe yok ve Sırbistan da Dusan Vlahovic, Dusan Tadic, Sergei Milinkovic-Savic ve turnuvaların büyük golcüsü Alexandar Mitrovic gibi isimleriyle hiç de yabana atılacak bir ülke değil. Ayrıca son zamanlarda Avrupa’nın büyük liglerinde oynayan Sırp futbolcuların eskiye oranla taktiksel disipline daha bağlı olduklarının altını çizmek bu noktada yerinde olacaktır.
Futbol bize kesin cevaplar vermeyi çok kez yasaklamıştır. Grubu geçemeyen favoriler, sürpriz yapan ülkeler ve ismi büyük ama sönük geçen final maçları dünya kupasının bir klasiğidir. Fakat ben kendi adıma her zaman takvimde o gün iki maç varsa balkan ülkesinin maçını izlemeyi tercih ederim. Bu kupa da onlardan biri olacak. Hiç sakatları olmadan turnuvaya gelmeleri de onların en büyük avantajları durumunda. Özellikle bir Fiorentina efsanesi olma yolunda ilerleyen Nikola Milenkovic; Lazio’nun her daim en gözde oyuncusu Sergei Milinkovic-Savic; Juventus’un kötü gitmesine rağmen ışıl ışıl parıldayan Filip Kostic ve Dusan Vlahovic; ve kendini Fiorentina’da yeniden bulan Luka Jovic gibi isimlerin varlığı pek de kadro sıkıntısı çekmeyeceklerini gösteriyor.
Gerçekler
Etkili bir hücum futbolu oynamalarının yanı sıra savunmayı da doğru düzgün yapan Sırbistan; genelde dünya futbolunun moda dizilişlerinden olan 3-4-3 formasyonunu kullanıyor. Babic, Milenkovic ve Pavlovic’ten oluşan uzun savunmma onları duran toplarda da tehlikeli bir takım yapıyor. Orta saha bu yazıda adını sıkça geçirdiğim Milinkovic-Savic ve Nemanja Gudelj gibi kendini kanıtlamış oyuncuardan kurulu. Kanatlarda Kostic ve Zivkovic ikilisi hızlarından bir şey kaybetmiş değiller ve etkili kanat akınlarını bolca görebiliriz. İleri üçlü ise Kaptan Dusan Tadic, Vlahovic ve Alexandar Mitrovic’ten kurularak rakiplere korku salınıyor.
Teknik Direktör
Yetiştirdiği sporcuların yanı sıra sporcu yetiştirme konusunda da iyi bir üne sahip olmasına rağmen Sırbistan’ın şu anda belki de en yumuşak karnı teknik direktör. Dümende oturan Dragan Stojkovic, henüz bir şey kanıtlayabilmiş değil. Çok parlak bir antrenörlük kariyerine sahip olamayan Sırp hoca; yaptığı seçimlerle göze batmayarak çıkarabileceği en iyi takımla Katar’a gelmiş gibi görünüyor.
Yıldız
Her ne kadar futbolu 11 kişilik takımlar oynasa da her takımın bir yıldızı vardır ve Sırbistan’ın bu kupadaki yıldızı şüphesiz Sergej Milinkovic-Savic’tir. Uzun yıllardır Avrupa futbolunda adı geçen orta saha oyuncularından biri olsa da kendisinden beklenen o sıçramayı bir türlü gerçekleştiremediği şeklinde yorumları her yerde görmek mümkün. Tabii ki bugün sıçramaktan bahsedilen şey İngiltere’de oynamak olsa da Sergei, Sarri’nin Laziosunun en önemli parçalarından biri konumunda.
Oyunun iki yönünü de oynayabilen bir oyuncu olarak bazen orta sahanın ortasında bazen de 10 numara olarak kullanılan Milinkovic-Savic, belki de bu turnuvada otoritelerin yanlış düşündüğünü yüzlerine vurur. Dusan Vlahovic’in ise çıktığı seviyeyi belirtmeye gerek görmediğimi ve takımın taşıyıcı kolonlarından biri olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Juventus’un bu kötü günlerinde çöldeki vahayı andıran performansı, ismini Milinkovic-Savic’in yanına ekliyor.
Sürpriz
Dünya Kupası’nın bir başka klasiği de çıkardığı sürpriz oyunculardır ve Sırbistan genç oyuncu üretme konusunda gerçek bir efsanedir. Yine biraz tarihe bakmak bu konuda aydınlatıcı olacaktır ama bizim şimdi o kadar vaktimiz yok. Dolayısıyla Sırbistan’ın bu kupadaki sürprizi tabi ki Dusan Vlahovic olmayacak. Savunma hattında görev yapan Salzburg’lu Strahinja Erakovic ve Verona’da başarılı bir grafik çizen teknik orta saha İvan İlic büyük takım scoutlarının gözlerinin yine Sırbistan’dan ayıramayacakları oyuncular olacak.
Her zaman sürpriz yapmaya hazır ve başarılı oyuncuları kadrosunda bulunduran bir ekip olarak Sırplar; bir balkan ülkesi olarak her zaman sorun çıkarmaya da hazır. Yapılacak bir hareket, sert yapılan bir faul ya da gereksiz bir kart onları sıkıntıya sokabilir ama bu olmadığı sürece yetenek havuzu ve barındırdığı isimlerle her zaman sürpriz yapmaya aday bir takımdır. Sonuçta dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan Belgrad’ın sakinliğine sahip ve bir dünya savaşı başlatacak delileri barındıran bir ülkeden her şey beklenebilir.