Diğer SporlarDrew Brees: Bir Şehrin Büyük İkonu

Mustafa Tokgöz3 sene önce8 dakika

New Orleans için 2005 senesi yıkım yılı olmuştu. Katrina Kasırgası şehri mahvetmiş ve toparlanma süreci çok zor olmuştu. Tüm merciler, yetkililer ve New Orleans şehri yöneticileri bir yandan bu büyük tahribatın yaralarını sarmak için çaba gösteriyorlardı. Bir yandan da insanların moral değerlerini yüksek tutmak için çeşitli çözümlere başvurmaya devam ediyorlardı. Bu çözümlerden biri de şehrin en büyük spor organizasyonu olan New Orleans Saints’in yeniden yapılanması ve şehirdeki insanların özdeşleşeceği bir takım olması için çalışıyor olmalarıydı.

2001’de San Diego Chargers tarafından ikinci turdan draft edilmişti Drew Brees. 2005 yılında yaşadığı omuz sakatlığı Chargers yönetimini ikilemde bırakmıştı. Bir sene öncesinde yine drafttan Philip Rivers seçilmişti. Böylece Brees’in esas pozisyonu olan quarterback tehlikeye girmişti. Bu olaydan beri hem Brees hem de Chargers yönetimi arasında bağlar kopma noktasına gelmişti.

Saints, organizasyonu ve takımı yeniden yapılandırmak, güçlü bir franchise yaratmak istiyordu. Bunu sağlamak adına önce takımın başına ilk koçluk tecrübesini yaşayacak Sean Payton getirilmişti. Ardından Drew Brees’in hem Chargers ile olan bağları kopma noktasına gelmişken hem de omuz sakatlığı şüpheleri zirvedeyken yine de kendisine teklif yapılmıştı. Sonrasında 2006 yılında Brees, New Orleans Saints’e transfer olmuştu.

Drew Brees

Bir Şehrin Uyanışı

Sean Payton ile yakaladıkları kimya, Saints’i yeniden ayağa kaldırmıştı. Bir yandan da Drew Brees, şehrin yaralarını sarmasında önemli katkılar sağlayarak şehrin ikon isimlerinden biri haline gelmişti. Sezonlar ilerledikçe Drew Brees’in muazzam performansları devam ediyordu. Onunla beraber takım da Super Bowl kazanmak için büyük yollar katetmişti.

2009 sezonunda Saints, 13 galibiyet ve 3 yenilgilik performansıyla dolu dizgin devam ediyordu. Drew Brees’i Jahri Evans, Jon Stinchcomb, Jonathan Goodwin o-line hattıyla koruyorlardı. Pierre Thomas, Jeremy Shockey, Marques Colston gibi isimleri de Brees touchdown paslarıyla coşturuyordu. Super Bowl XLIV’da rakip bir başka efsane isim olan Peyton Manning önderliğindeki Indianapolis Colts takımıydı. Brees, bu önemli sınavın özellikle ikinci yarısında attığı iki touchdown pasıyla takımın Super Bowl’u kazanmasında büyük rol oynamıştı. 2005 yılının yıkımından sonra New Orleans şehri yeniden doğmuş gibiydi. Bu muhteşem şampiyonluğun şehri tekrar ayağa kaldırdığı ve bir araya getirdiği barizdi. Alınan risklere rağmen Saints şampiyonluğa ulaşmış ve şehir için müthiş bir yeniden doğuş simgesi oluşmuştu.

Sezonlar ilerledikçe Brees, “Hall of Famer” bir quarterback olduğunu kanıtlamıştı. Kırdığı tüm rekorlar ve attığı touchdown paslarıyla Amerikan Futbolu tarihine damga vurmuştu. Yaşı ilerledikçe bir yüzüğe daha sahip olmak için çok çabaladı. Ancak Play-Off’larda hep bir şeylerin eksik gitmesi yüzünden bir türlü bu gerçekleşememişti.

 

Drew Brees

İşte İndim Sahneden!

2020 sezonunda kaburgalarının kırılıp dört hafta takımdan uzak kalmasına rağmen çabucak iyileşti. Brees, son bir yüzük için mücadele ettiğini sadece kendisi biliyor gibiydi. Konferans yarı finalinde rakibi Tom Brady’nin ilk sezonunu yaşadığı Tampa Bay Buccaneers’tı. İki efsanenin maçı belki de bir dönemin bitişini simgeliyordu. Maç 20-10 Buccaneers galibiyetiyle son bulmuştu. İki efsane maç sonunda uzunca süre sohbet edip vedalaşır gibi ayrılmışlardı. Sanki bir şey bitiyor gibiydi. 15 Mart 2021 tarihinde yaptığı basın açıklamasıyla beraber Drew Brees, 20 yıllık kariyerine nokta koydu.

New Orleans şehrinin o yıkıcı Katrina Kasırgası faciasından sonra hem saha içi hem de saha dışında yaptığı katkılarıyla şehrin bir ikon insanı haline gelmişti Drew Brees. Sadece bir futbol takımının yıldızı ve beyni olmasından öte insanlara yaptığı yardımlar ve verdiği büyük moral destekleriyle şehrin fahri lideri gibi olmuştu. 42 yaşında kariyerini noktalarken belki bir yüzük daha kazansaydı çok güzel bir veda olacaktı. Ama ne olursa olsun kendisinden hiç beklenmedik bir şekilde müthiş bir kariyer yaratmasıyla ve kırdığı rekorlar ile Amerikan Futbolu tarihine geçti. Öyle bir geçti ki, bir şehrin umudu olmasıyla beraber sahneden sade ama gönüllerde büyük izler bırakarak veda etti.

 

 

Mustafa Tokgöz

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin