Bill Simmons, birçok kişinin hayalini kuracağı hayatı, belki de birçoklarının hayalini kuracağı şekilde kazanıyor. Aslına bakarsanız Simmons’a bu ünü kazandıran ne bir müzik grubu, ne bir filmde aldığı başrol ne de bir reality şov. Simmons’a bu ünü kazandıran, yazdığı spor yazılarına dahil ettiği “Popüler Kültür”. Belki de günümüzde yazılan pek çok yazının ilham kaynağı yazarlardan biri Bill Simmons’un kendisidir.
En büyük hedefi, spor basınında çalışmak ve düzenli olarak yazacağı bir köşeye sahip olmaktı Simmons’un. Üniversite mezuniyetinin ardından sıra dışı ve zorlu bir dönemin içinde bulmuştu kendisini. Mezuniyetinin ardından Simmons; farklı işlerde çalışması, spor basınında düzenli bir iş bulamaması ve bu süreçte sürekli olarak işsiz kalmak gibi birçok zorlu sürecin içerisine girmişti. Her zaman spor basınında yer almak isteyen Bill, sonunda çareyi kendi bloğunu açmakta bulmuştu. Bloğunu oluşturduktan sonra e-postalar yoluyla arkadaşlarına düzenli olarak köşe yazılarını göndermeye başladı. Kısa bir süre sonra bu e-postalar üzerinden paylaşımlar artmıştı. Simmons da sonunda çıkış yolunu bulmuştu.
Boston’da Başlayan Serüven
1997 yılında America Online, kullanıcılarına açık bir internet sayfası oluşturmuştu. Simmons da burada yazılarıyla kendini göstermeye başlamıştı. Ardından kendi bloğundaki yazılarıyla daha da parladı. Kendi bloğunda Boston’da bulunan tüm spor kulüpleri (Celtics, Patriots, Red Sox, Bruins) hakkında güncel analiz yayımlamasından ötürü, isim olarak “The Boston Sports Guy”ı seçti. Zaman içerisinde bu isim “Sports Guy”a kadar evrildi. Popülerliği günden güne artmakta olan Simmons, ESPN’de misafir yazar olarak yazmaya başladı. Bu eşiğin ardından, insanlar tarafından iyice tanınan bir kişiye dönüştü. Bill’in bu popülerliği “Sports Guy”ın günden güne ve yavaş yavaş ortadan kaybolmasına sebep oldu. Ancak kendisi Boston takımlarının taraftarı olma kimliğinden hiçbir zaman uzaklaşmadı. Kısa süre içerisinde ESPN, çevrimiçi web tabanlı platformunu kurdu. Bill Simmons da her ay bu platformda yazılarıyla kendine yer buldu. Bu sebeple beraber internet gazeteciliğinin yavaş yavaş başladığı o dönemde, spor editörlüğünün öncülerinden oldu.
Simmons’un bu kadar sevilmesinin nedeni “Boston” taraftarı olma hüviyetini hiçbir zaman bir kenara bırakmamış olmasıdır. Bu taraftarlık; “Celtics Yönetimi İstifa da Bir Hizmettir” veya “Red Sox’suz bu lig, lig değildir” gibi yazılarla körü körüne etkileşim uğruna yapılan bir taraftarlık değildir. Yeri geldi Lakers veya Yankees gibi ezeli rakiplerine karşı nefretini de gösterdi. Ancak yazılarını bunun üzerine kurmadı. Onun asıl sevilmesinin nedeni; tarzını, “arkadaşlarıyla bir ortamda otururken bir maçı yorumlayan adam” kimliğini benimseyerek yazılarına da bunu yansıtmış olması ve üslubunun kolayca kanıksanmış olmasıdır. Yani biraz taraftarın gözünden, kararında mizah ve bolca benzetmelerle bezeli yazıları ve içerikleri, birçok spor takipçisinin kendisini tanımasını sağlamıştır. Yazılarının yakalayıcı ve samimi etkisinin aslında karakterinin de bir yansıması olması, bugün bulunduğu yere gelmesinin bir başka sebebidir. Kolay değildir bu şekilde yıllarca spor medyası içerisinde var olabilmek.
Baş Aktör
Öte yandan spor medyası demişken, bugün benim bile bu şekilde hakkında yazı yazmamın sebebi de kendisinin bu işin öncüsü olmasıdır. Globalleşen dünyada sadece ABD içerisinde değil farklı ülkelerden de birçok takipçiye sahip olabilmesi, birçok kesimden spor içeriği üreten kişilerin baş aktörü olmasıdır. Çevrimiçi platformda aylık bir köşeye sahip olmaktan tutun da podcast içeriği, video içeriği oluşturmaya kadar, bugün gelişen ve yenilenen medyanın birçok medyumunun öncü kullanıcısı ve uygulayıcısı olması bizleri harekete geçiren başlıca sebeplerdendir.
Boston’da doğup büyüyen Bill Simmons, henüz 4 yaşındayken babasının sahip olduğu tek kişilik sezonluk bilet ile babasının kucağında oturarak maçları takip etmeye başlamıştı. Gelecekte nasıl bir kariyere sahip olacağını daha o zamanlardan belirlemiştir. Mezuniyeti sonrası çalkantılı süreçlerden geçse de bugün internette spor içeriği üretmenin öncüsü konumuna gelen Simmons’tan, birçoğumuzun etkilendiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü bizim gibi çevrimiçi platformlara içerik üreten spor sevdalılarına bu sürecin yollarını açan ve “O yollar nasıl kullanılır?” sorusunu uygulamalı olarak cevaplayan öncü olmuştur.
