RöportajlarVoleybolNeslihan Demir Güler: Demir Leydi

Hatice Merve Mutlu2 sene önce15 dakika

2018 yılı bir çok voleybol sever için tatsız bir yıldı… Çünkü, Neslihan Demir Güler tam 35 yaşında voleybolu bırakmıştı. Geride ne bıraktığını düşünüyorsun diye sorulduğunda “Bir omuz, iki diz ve iki bilek bıraktım heralde” diye cevap verir. Kendisi spor tarihimizin en önemli isimlerinden biri ancak yaptıklarıyla övünmek kendisinde bulunmayan bir özellik. Voleybolun “Demir Leydi”si şimdinin Vakıfbank Genel Menajeri olan Neslihan Demir Güler ile Vakıfbank’ın Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunun hemen ardından buluştuk ve dünden bugüne bir yolculuğa çıktık.

Röportajımıza kazanılan 5’inci CEV Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ile başlamak istiyorum. Hem bu sezon beş kupayı birden kazandınız hem de beşinci Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu. Gelecek sezonda yine 5’te 5 hedefiyle mi yola çıkacaksınız yoksa bizleri yeni bir yapılanma mı bekliyor? 

“Klasik bir söylem olacak ama Vakıfbank bu güne kadar her kupaya talip olmuştur. Ve, olmaya devam edecektir. Kazanmak için elimizden geleni yine yapıp önümüzdeki sezonda mutlaka her kupaya talip olacağız. 5’te 5 veya 6’da 6 fark etmez hepsi için elimizden gelen bütün mücadeleyi göstereceğiz.”

2020’den bu yana Vakıfbank takımının genel menajerisiniz. O zamandan bu zamana Neslihan Demir neler yaşadı? Neleri deneyimledi? Ayrıca özel bir üniversite tarafından takdim edilen 2021 Spor Ödülleri’nde “Yılın Spor Yöneticisi” ödülünün de sahibi oldunuz. 

“Çocukluğumdan beri sporcu Neslihan olarak voleybolun içindeydim. Yöneticilik tarafını ilk defa tattım. Ve, çok daha farklı bir ortamla karşılaştım. Çünkü, sporcu olduğunuz zaman sadece kendinizden meshulsünüz. Antrenmanınızı yapıyor ve maçınıza hazırlanıyorsunuz. Ama, Vakıfbank gibi büyük bir organizasyonda genel menajer olmak gerçekten çok büyük büyük bir sorumluluk.

Fakat, o kadar güzel bir ekibimiz ve her zaman altını çizdiğim bir ailemiz var ki herkesin biraz yardımıyla bazı şeyleri yolda deneyimleyerek elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Bu vesileyle de başkanımız ve yönetim kurulumuza bana bu fırsatı verdikleri için tekrar teşekkür etmek istiyorum. Çok keyifli anlar yaşadık birlikte. Elbette zor anlarımız da oldu. Ama, Vakıfbank deyince sorunlarla karşılaşmanız mutlak. Hiç bir zaman sorun odaklı değil çözüm odaklı olduk. O yüzden işler çok daha kolay çözüldü ve ilerledi.”

Vakıfbank’ın takım içi dayanışması hakkında neler söylersiniz? Bu uyumu takım olarak nasıl sağladınız? Transfer planlamalarının hangi aşamasına siz dahil oluyorsunuz? Ve çok merak edilen bir soru scout ekibiniz var mı? 

“Transfer aşamasının her bölümünde ben de oluyorum. Giovanni zaten bildiğiniz gibi çok iyi bir antrenör. Ekip çalışmasına çok inanan bir antrenör. Elbette scout ekibimiz de var ve hali hazırda elimizde bir çok oyuncunun datası mevcut.

Bunlar günün sonunda değerlendirilip içlerinden Vakıfbank’ın ruhuna ve kimyasına uygun olan oyuncular seçilip onlarla görüşmeler yapılıyor. Ve, şu ana kadar hiç birinde yanılmadık. İnşallah bundan sonrada yanılmayız.”

Eskişehirli, yemek yemekle çok arası olmayan genç bir kızdan “Demir Leydi” yarattınız. Geriye dönüp baktığınızda o resim size ne anlatıyor? Genç Neslihan şuan size neler söylerdi?

“Genç Neslihan bana neler söylüyor. Bilmem acaba ne söylüyordur (gülerek). Çocukken çok sarsak bir çocuk olduğum için cümleyi toparlayıp o genç Neslihan’ın şuan bana bir şey söyleyeceğine inanmıyorum ama şunu söylerdi heralde: “Birlikte çok güzel bir yolculuk geçirdik.” Voleybolcu olmak bir serüvendi benim için ve bu serüvende çok sevdiğim şeyleri yaptım. Bir nevi hobimi mesleğim haline getirdim.”

Ailenize karşı ilk zaferinizi 14 yaşındayken aldınız. Şimdi ki Neslihan Demir yine aynı şeyi yapar mıydı? Ve, bildiğimiz kadarıyla kızınız Zeynep’te voleybol ile ilgileniyor. Bir gün karşınıza geçip “Anne ben il dışında bir takıma gitmek istiyorum” derse sizin cevabınız nasıl olur?

“Yine olsa aynı şeyi tekrar yapardım. Kızımda böyle bir şeyi isterse onu da cesaretlendirir ve yüreklendiririm bu konuda. Bir anne olarak tabii ki endişelenirim ne yapar ne eder diye. Ama, kızım da bir birey ve onun da isteklerine saygı duymam gerektiğini biliyor ve düşünüyorum.”

Vakıfbank’taki geçirdiğiniz 4 sezonun sonunda İspanya’nın Tenerife takımına transferiniz gerçekleşiyor ve Tenerife transferi için o dönem “cahil cesareti” diye bahsediyorsunuz. Bu süreçte neler yaşadınız?

“Gerçekten cahil cesareti. (gülerek) Coğrafi konum olarak hiç bilmediğim bir yerdi Tenerife. Evet nerede? İspanya’da. İspanya güzel. Ama, meğer resmen Afrika’daymış Tenerife. Yani baya Afrika’ya komşu bir ada. Ben bunları hiç bilmeden gittim. Ama voleybol camiasında ismini duymuştum. Daha önce Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazanmış bir takımdı. Karar vermesi elbette kolay değildi. Ama, “ne kaybederim ki?” dedim kendi kendime. Kendimi bu maceradan alıkoymak istemedim. Ve, çok güzel sonuçlandı.”

4 aylık hamileyken Şampiyonlar Ligi maçına çıktınız ve sonrasında Zeynep daha 40 günlükken voleybola geri döndünüz. Yaptıklarınız gerçekten takdire şayan ama siz hep mütevazı oldunuz. Her daim egosuz kendisiyle dalga geçebilen bir Neslihan Demir… Demir Leydi’nin arkasında mizahşör biri mi yatıyor sizce?

“Kendimle eğlenmeye bayılıyorum. Çünkü, dışardan sizin gördüğünüz farklı bir imaj var. Ama, ben kendimi biliyorum ve bunu da paylaşmaktan gocunmuyorum. (gülerek) Dışarıda hep ne kadar karizmatik diye konuşuyorlar. Bazen diyorum ki: ‘Allah Allah nasıl bu gözle bakıyorlar’  aynanın karşısına geçtiğimde hiç öyle görünmüyor bana. Bence bu çok eğlenceli. Dış görünüşümle ve içimdeki ben çok birbiriyle örtüşmediği için bazen ‘saçmalamayın arkadaşlar ben öyle biri değilim’ deme ihtiyacı hissediyorum. (gülerek) Özellikle sosyal medyadaki yorumlarda çok daha fazla eğleniyorum.”

Aktif sporculuk döneminizde bir çok takımda oynadınız. Bunların içerisinde unutamadığınız maç, an, takım veya antrenörü sormak isterim.

“Aslında insan kariyerini noktaladıktan sonra farkına varıyor. Unutmadığın maç, antrenör veya kupa. Bunlar elbette bir şekilde hafızalarımızda yer ediyor. Ancak, asıl unutamadığınız ne oluyor biliyor musunuz? Bütün o süreçte yaşadığınız duygular. Asıl o duygular bize kalanlar. Mesela yeni kazandığımız Şampiyonlar Ligi finali mükemmel bir maçtı. Son sayıyı hatırlamıyorum bile. Ama, o an yaşadığım duyguları çok net hatırlıyorum. Çünkü, O duygular hep bende saklı. Yola devam etmemi tüm bu yaşadığım duygular sağlıyor. Aslında kupa, turnuva ve antrenör hepsi bir araç. O duyguya erişebilmek için her şeyi yapıyor ve yaşıyoruz. O yüzden direkt sorduğunda tek bir anı hatırlayamıyorum. Size o anlarda yaşadığım duyguları geçirebilmeyi başarsam inanın ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız.”

Aktif Voleybolculuk kariyerinizi Mayıs 2018’de noktaladınız. Aradan geçen 4 senede neler değişti? Gelecek nesillere Neslihan Demir efsanesini kendi ağzınızdan anlatmak istediğiniz bir kitap projeniz var mı?

“Bazen öyle videolar çıkıyor ki karşıma ben 2018’de bırakmıştım değil mi diyorum. Gelecek nesillere kariyerimi anlattığım bir kitap projesi Neslihan hakkında her şey gibi mi? Hakkımda 500 sayfalık bir kitap çıkartayım ama içi tamamen boş olsun öyle bir projem olabilir. Bunu düşüneceğim. Bence 8 adımda Neslihan Demir Güler de hoş olabilir. Ama, kağıt çok pahalı boşa israf yapmayalım. (gülerek)

Bunları da Okuyabilirsiniz

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin