Diğer SporlarEditörün SeçimiRonnie O’Sullivan: Houston’a Sevgilerle

Doğukan Ünal3 sene önce9 dakika

Sporun her dakikasının hayatla özdeş olmadığını iddia eden bir çılgın çıkmadı henüz. Çıkacak gibi de durmuyor. Hoş, çıktığı gibi iner ya aşağıya… O başka konu. Biz aşağı inenlerden değil, yükselenlerden bahsedeceğiz.

HOUSTON! ON – DOKUZ – SEKİZ…

Hayat denilen sporda sabır deseniz var. Zevk deseniz mevcut. Galibiyet ve yenilgi de var. Eh, daha ne olsun? Sporun hayatla özdeş olduğu konusunda anlaştığımıza göre, sporun gözünün yükseklerde olduğuna ikna olmalıyız. Tamam Houston, geri sayıma devam ediyoruz. Kızma lütfen!

Nasıl ki iki sağlam göz, bükülebilen bir bel ve titremeyen eller sizi ölümsüz yapmıyorsa; dirayet, sabır, azim, dikkat, yetenek, kuvvet ve zekâ da sizi yenilmez yapmıyor. Ancak bu gereksinimleri nedeniyle atası Anglosakson olan bir oyun var ki… Tüm benliğiyle Mars’ta su bulmaya çalışıyor.

Eh, Mars’ta su bulmak için öncelikle oraya gitmek gerekir ya hani. Endişelenmeyin; yeryüzü, doğuştan bir mekik bulalı çok oldu. Yağlı saçlarına, alaycı ifadesine bakmaksızın bir dâhinin doğumuyla başlayan serüven, sporun farklı gezegenlerdeki mevcudiyetini dünyaya artık çok daha yüksek sesle haykırıyor.

Bu yüzden… İşte tam bu yüzden Ronnie O’Sullivan’a “Roket” deniyor.

YAKIT TEYİT EDİLDİ HOUSTON! KALKIŞA YEDİ – ALTI – BEŞ…

Ronnie, soğuk bir İngiltere sabahında, Wordsley denilen ve sınırları bile belli olmayan bir köyde dünyaya gözlerini açtığında Snooker yalnızca Birleşik Krallık için önemli bir oyun hüviyetindeydi. Bugün bile salonların soğukluğundan şikayet edecek olan küçük Ronnie, Snooker’a öyle bir ısınmıştı ki, ilk 100’lük serisini 10 yaşında, ilk 147’sini ise 15 yaşında yaptı. 16’sında çoktan profesyoneldi. Tek bir şanssızlığı vardı ve o şanssızlığın en büyük şansı olacağını henüz bilmiyordu. Gerçi bugün sorsanız hâlâ “Ne şansından bahsediyorsunuz?” cevabı almanız olası ya, neyse!

Şanssızlığının şansı şuydu: Snooker bilinmiyordu.

Snooker dünya çapında önemsenmiyordu. Bu matematik, zekâ, dirayet gerektirecek, insanlığın gelişmişliğini betimleyecek ve üst akla hitap edecek olan spor, yaşadığı gezegence tanınmıyordu. İşte bu yüzden sevgili Houston; Roket, kalkışa fazlasıyla hazırdı. Ya Ronnie Marslıydı ya da bu onun kaderinde olmasa da genlerinde vardı.

Roket havalandığında durması imkansızdı. Gezegende kalmaya karar verdiğinde 2001, 2004, 2008, 2012, 2013 ve 2020 yıllarında altı defa Dünya Şampiyonu oldu.

FIRLATMA İÇİN HAZIR… DÖRT – ÜÇ – İKİ…

“Bir lider kolay yetişmiyor” yalanlarını bir tarafa bıraktırdı Roket. 16 yaşında başlayan profesyonel yolculuğunda bizlere şunu öğretti ki sevgili Houston, bir oyunda yenilip yenilmeyeceği yalnızca kendisine bağlıydı. Bilardonun felsefesi açıktır. Ancak Roket’in kapalıydı. Yıllarca ser verdi, sır vermedi. Bir oyunda atakken, diğerinde yorgun argın ve sıkılarak kazandı. Ne kötü oynayana lafını esirgedi ne de “Bu oyunun en iyisi benim.” dedi.

Sıkılıyordu işte. Yavaş oyundan delicesine sıkılıyordu. Hâlâ sıkılıyor…

Herkesin, “Kırmızı sonrası siyah mı pembe mi?” diye düşündüğü yerde o, çoktan kombinasyonları yapmış halde suyunu yudumluyordu. “Kaç snooker lazım?” sorusunu ekran başındakiler hesaplamaya çalışırken, O’Sullivan belki de karekökünü alıp önceki oyunlarıyla karşılaştıracak kadar alaycı bir ifade takınıyordu. Ona bu hızlı oyunu yüzünden Roket denildi.

O da uçtu Houston. Uçtu işte. Öyle bir uçtu ki, yere inip inmemesi sizin ya da benim kontrolümde değil, tamamen onun nefes alışverişine bağlıydı.

ATEŞ! BİR – SIFIR…

Roket havalandığında durması imkansızdı. Gezegende kalmaya karar verdiğinde 2001, 2004, 2008, 2012, 2013 ve 2020 yıllarında altı defa Dünya Şampiyonu oldu. Atmosfere selam çakarken 37 kez sıralama şampiyonluğu kazandı. Kadim uydumuz Ay’a şöyle bir uğramak istediğinde 5 dakika 20 saniye gibi bir sürede oradaydı. En hızlı 147 rekoru hâlâ kırılmayı bekliyor. Dünyayı terk ettiğinde 15 defa maksimum sayı ile arkasına bile bakmadı. Roketi Roket yapan Houston; ateş kabiliyeti ve hızıydı. Onu bu kadar özel yapansa çoğu çevrelerce “Bilardo” olarak görülen bir oyun için Mars’ta su bulmaya çalışmasıydı.

Dedim ya sevgili Houston, sporun her dakikasının hayatla özdeş olmadığını iddia eden bir çılgın çıkmadı henüz.  Bu çılgın ise Mars’a çıktı, umudu buldu. Snooker’ı yeryüzünün en bilinen sporlarından biri haline getirdi.

Ona sorsanız eminim ki Hendry’nin “O’Sullivan dünyanın en iyi oyuncusudur” demesine daha çok gülümser.

Böyle işte canım Houston… Sen benim methiyelerime bakma.

Roket’i Roket yapan, bu Marslı gülümsemesinden başka bir şey değil aslında.

Doğukan Ünal

Yorum Yaz

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Bunları da Okuyabilirsiniz

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin