Editörün SeçimiFutbolGazete Manşetlerinin Kontraları

Hakan Gökdemir3 sene önce13 dakika

Birçoğumuz, tuttuğumuz takımın aldığı galibiyet veya mağlubiyetten sonra televizyonu açar, saatlerce yapılan yorumları takip ederiz. Ertesi gün gazetelerde tuttuğumuz takım hakkında neler yazılmış, oyuncunun performansına dair nelerden bahsedilmiş diye okur dururuz. Yetmez, bir de tüm bunların üzerine konuşulanlar ve yazılanlar ile ilgili kendi aramızda kritik yaparız. Doğru ya da yanlış yapılan her yorum için bir fikrimiz ve bir düşüncemiz vardır. Netice olarak bazı maçlar vardır ki sonuçlarından çok atılan gazete manşetleriyle hatırlanırlar. O manşetler zamanla mizahi bir tat vermeye başlar ve keyifli sohbetlere meze olurlar.

Ben de sizler için, gazetelerde yer alan ve unutulmayan manşetlerin bir kısmını derledim. Haydi başlayalım…

Liverpool’un, Anfield Road’da Beşiktaş’ı 8-0 mağlup etmesinin ertesi günü gazetenin manşetine taşınan başlık “Plakasını Aldınız Mı?”

Takvimler, 6 Kasım 2007’yi gösteriyordu. Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde Liverpool’u 2-1 mağlup ettikten 13 gün sonra Anfield Road’a konuk oluyordu. İnönü’de alınan ihtişamlı galibiyet, Beşiktaşlı oyuncuları ve taraftarları daha çok cesaretlendirmiş, motive etmişti. Fakat defansın ortasında Serdar Kurtuluş, sağ bekte Lamine Diatta, orta sahanın göbeğinde Koray Avcı ve Mehmet Sedef oynuyordu ki bu, mutlu bir akşam olmayacağının ilk sinyalleri gibiydi! Liverpool ilk maçın skoruna kinlenmiş olmalı ki 72 dakika içerisinde tam 8 gol buluyordu. Liverpoollu oyuncuların arzusuna, Beşiktaşlı oyuncuların hataları da eklenince tarihi bir fark ortaya çıktı. O gün Beşiktaşlı oyuncular, adeta topu kaleye çekiyordu. Bunun en iyi örneği İbrahim Toraman’ın uzaklaştırmak istediği topun Babel’e çarpıp gol olmasıydı. Bu tarihi skorun hemen ardından gazete, ilk sayfasına Serdar Kurtuluş’un fotoğrafını koyarak “Plakasını Aldınız Mı?” manşetini atmıştı. Bu maç Şampiyonlar Ligi’nde tarihin en farklı skoru olarak kayıtlara geçerken, teknik direktör Ertuğrul Sağlam da tarihe geçmişti.

Gazete
2009/2010 Şampiyonu Bursaspor; Şampiyonlar Ligi’nde Valencia, Manchester United ve Rangers ile eşleşiyordu. İlk Maç Bursa Atatürk Stadyumu’nda Valencia karşısındaydı.

İnişli çıkışlı performanslarıyla spor tarihine adını yazdıran Ertuğrul Sağlam, Beşiktaş’ın teknik direktörlüğünü yaptığı günlerde Liverpool’a aldığı mağlubiyetle adından çokça söz ettirmişti. Ancak bunun yanında, adının Türk spor tarihine altın harflerle yazıldığını da belirtmemiz gerekir. Çünkü 2009/2010 sezonunda Bursaspor, ligin son maçında Beşiktaş’ı 2-1 yenerek Fenerbahçe’nin 1 puan önünde 75 puanla şampiyonluğa ulaşıyordu. Ertesi sezon Ertuğrul Sağlam yönetimindeki Bursaspor, tarihinin ilk Şampiyonlar Ligi gruplarında Manchester United, Valencia ve Rangers ile mücadele edecekti. Bu grupta Bursaspor, ilk maçını Valencia’ya karşı oynamış ve 4-0 mağlup olmuştu. Alınan bu farklı mağlubiyet, gazetelerde facia olarak adlandırıldı ve “VALENFACİA” manşeti atıldı. Bursaspor, grubunda çıktığı 6 maçta 1 puan toplamış ve hanesine sadece 2 gol yazabilmişti.

Beşiktaş evinde, Büyükşehir Belediye’ye karşı 2-0 mağlup olmuştu. Mağlubiyet sonrası bir spor gazetesi, mizahşörlüğünü konuşturmuş: “Q7’YE BELEDİYE OTOBÜSÜ ÇARPTI” manşetini atmıştı. 

Beşiktaş’ın belalısı olan takım: Abdullah Avcı yönetiminde, o dönemki adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyespor… Beşiktaş’a karşı her maç adeta kök söktürüyorlardı. Oyuncuların çok da önemi yoktu, sistem takımıydı. Beşiktaşlı taraftarlar, onlarla olan her maçı çekimser bir yaklaşımla izliyordu. Siyah beyazlılar evinde, Büyükşehir Belediye’ye karşı 2-0 mağlup olmuş, mağlubiyetten sonraki gün medya, mizahşörlüğünü konuşturmuş ve “Q7’YE BELEDİYE OTOBÜSÜ ÇARPTI” manşetini atmıştı. Görsel olarak; “Belediye Otobüsü” içerisinde İBB oyuncuları ve şoför koltuğunda Abdullah Avcı vardı. Ek olarak, o dönem Abdullah Avcı yönetimindeki İBB’nin, Beşiktaş’a karşı lig performansı şöyleydi: 6 galibiyet, 5 mağlubiyet ve 7 beraberlik. Abdullah Avcı, yıllar sonra Beşiktaş’ın teknik direktörü olacak, fakat bu birliktelik çok kısa sürecekti.

EURO 2008 gruplarının son maçında Çek Cumhuriyeti’ni 2-0 geriden gelerek 3-2 mağlup ediyorduk. Ertesi gün atılan gazete manşeti: “ÇEK’TİK KOPARDIK”

Ülke olarak hayatımızda en unutamadığımız anlarından biridir Euro 2008’de yaşadığımız mucize geri dönüş. Grupların son maçında Çek Cumhuriyeti’ne karşı oynuyorduk. 74 dakika boyunca 2-0 geride olduğumuz maçta, 14 dakikada 3 gol atarak çeyrek finale yükseliyorduk. Her şey tam bitti demişken… Gerçekten birçok duyguyu çok kısa sürede yaşadığımız maçlardan birisiydi. Eminim ki, bu maç çoğu kişi için aynıdır. Nihat’ın direğe çarparak topu ağlarla buluşturan gol vuruşu ve direkteki yağmur suyunun ağır çekimde zemine düşmesi… Muhteşem ve büyüleyiciydi! Alınan bu zaferin özetiydi aslında bu manşet: “ÇEK’TİK KOPARDIK”

Gazete
Galatasaray, Ali Sami Yen Stadyumu’nda oynadığı maçta İsveç ekibi Helsinborg’a karşı 2-3 yenilmişti.

2007/2008 sezonu UEFA Kupası’nda, H grubunun 2’nci maçında Galatasaray, Ali Sami Yen Stadyumu’nda  İsveç ekibi Helsinborg’a karşı 3-2 mağlup olmuştu. Maçın ertesi günü spor gazetelerinin olmazsa olmazı olan mizahi yapısı, bir kez daha ortaya çıkmıştı. “Bu İşte Bi Terslik Var” manşeti çıkmıştı ve buna uygun bir fotoğraf koymamak olmazdı! Seçilen görsel de; maçta iki gol kaydeden Shabani Nonda olmuştu.

Sporun Medya Ayağı

Tüm bu örneklerde görüldüğü üzere, gazete veya diğer medya araçlarındaki mizah dolu manşetlere çoğu futbolsever şahit olmuştur. Bazısı, üzerinde düşünülmüş bir manşete sahipken; bazısı da “Çok mu aradınız” dedirtecek cinsten… Sanırım en güzel manşetler, mağlubiyet üzerinden ortaya çıkıyor! Fakat, mağlubiyeti gören takımın taraftarı olmak herhalde okurken biraz sinir bozucu olabilir. E tabi, bir de kalıp haline gelmiş manşetler de var; alınan skor ya da takım ismi üzerinde oynanan kelime oyunları ile… Bazı manşetler klasik hale gelse bile, bazen “Vov!” dedirtecek manşetler de çıkıyor.

Özetle, medya da sporun bir ayağıdır ve organizasyonlar devam ettiği sürece medyanın bu minvaldeki yaklaşımları da renk katmaya devam edecektir. Hatta bazen güldürmeye, bazen de sinir bozmaya!

Hakan Gökdemir

Futbol üzerine okur, düşünür ve yazar..

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin