Seksenlerde, Boston Celtics’in efsane kadrosunda şutör guard pozisyonunda oynuyordu Rick Carlisle. İlk üç yılında üç final oynayıp, 1986 NBA finallerini kazanan kadroda yer almıştı. Sporculuk kariyeri, ağır sakatlıklarla beraber düşen performansıyla erken sona ermişti. Kariyerinde son oynadığı takım olan New Jersey Nets’ten asistan koçluk teklifi aldı. Bu noktadan sonra kariyerinin çok farklı bir yöne gideceğini kimse bilmiyordu.
Bill Fitch ve Chuck Daly gibi koçların beş sene asistanlığını yaptı. Hemen ardından Portland Trail Blazers’ın koç ekibine dahil oldu. Burada, PJ Carlesimo’nun yanında üç sene çalıştı. 1997 yılındaysa eski takım arkadaşı, NBA efsanesiLarry Bird’ün yardımcısı olarak Indiana Pacers’a katıldı. Önce konferans finalleri ve sonrasında 2000 yılı NBA finallerine çıkan Indiana Pacers takımında, yardımcı koç olarak daha da parlıyordu. Sonrasında Detroit Pistons’ta ilk koçluk deneyimine başladı. İlk sezonunda konferans yarı finalleri, ardından ikinci sezonunda konferans finali oynadı. Ancak, kulüp sahipleriyle yaşadığı problemlerden dolayı buradaki kariyeri uzun sürmedi. Özel bir şekilde inşa ettiği takım ise bir sene şampiyon oldu.
2003 – 2004 sezonuyla beraber dört sezon boyunca Indiana Pacers koçluğu yaptı. Takımı, ilk üç sezon Doğu Konferansı’nda parmak ısırtan bir performans gösterdi. Ancak, son sezonunda Play-off’ları kaçırmasıyla beraber eski takım arkadaşı ve yardımcılığını yaptığı Larry Bird tarafından işine son verildi. Rick Carlisle bu duruma anlayış gösteriyordu. Bir süreliğine medyada analistlik yapmak üzere koçluğa ara verdi.
2008 – 2009 sezonuyla beraber Dallas Mavericks’in sahibi Mark Cuban ona teklif götürdü. Böylelikle Carlisle & Mavericks evliliği başlamış oldu. Gelir gelmez takıma önemli bir çehre kazandırmıştı. Dirk Nowitzki’nin etrafına Jason Kidd ve Jason Terry gibi hareketli iki kısanın yanı sıra, savunmacı kanat ve çember koruyucu temelinden yola çıkarak bir yapı oluşturmuştu. Bu temel üzerinden başarılı bir oyun oynatıyordu. Ancak Dallas Mavericks’in takım yapısı ve yan parçalar bir türlü şampiyon olacak emareleri gösteremiyordu. 2010 – 2011 sezonuyla beraber takım iyice yaşlanmıştı. Lebron James – Dwayne Wade – Chrish Bosh üçlüsüyle beraber fırtınalar estiren Miami Heat, şampiyonluğun en büyük favorisiydi. Bu sebeple kimse Dallas Mavericks’in şampiyon olmasını beklemiyordu.
JJ Barea, Jason Kidd, Jason Terry, Peja Stojakovic, Tyson Chandler, Deshaun Stevenson, Corey Brewer gibi isimleri Dirk Nowitzki’nin etrafında çeşitlendirdi. Bunun sonucunda, önce Portland Trail Blazers, sonrasında son iki sezonun şampiyonu Los Angeles Lakers’ı saf dışı bıraktı. Ardından konferans finalinde Kevin Durant, Russell Westbrook ve James Harden’lı Oklahoma City Thunder’ı yenerek finale çıkardı takımını.
Final için tabii ki ligin baskın gücü olan Miami Heat büyük favoriydi. Zira fizikli, güçlü, inanılmaz bir takımdı Miami Heat. Ancak, final serisinin üçüncü maçıyla beraber bu kadar fizikli, yetenekli ve güçlü bir takımı; tempo yaparak, rakibin koruma kalkanlarını yıkarak yenip şampiyon olmuştu Dallas. Dirk Nowitzki’nin efsanevi performansını da belirtmeden geçmeyelim elbette!
Rick Carlisle, koçluk anlamında NBA tarihinin en özel yerinde. Bu konuda tüm otoriteler ve izleyiciler tarafından ortak bir görüş var. Çünkü Carlisle, takımlarını maçlara çok iyi hazırlar. Maç içerisinde mikro hamlelerle rakibini ekarte edecek formülleri geliştirme konusunda uzmandır. Ayrıca basketbol ile zerre alakası olmayan, kariyeri bitmiş veya düşüşte olan, hiçbir şekilde ligde dikiş tutturamayacak her türlü oyuncudan fayda sağlamasıyla ünlüdür. Bugün kısa temelli oyunun önemli olmasının tohumunu; Miami Heat karşısında aldığı şampiyonlukla atmıştır. Bunların yanında Rick Carlisle çok disiplinli olmasıyla nam salmıştır. Oyuncularla iletişiminin çok iyi olmasının yanında, onlardan istediklerini eksiksiz yapmalarına önem verir. Çünkü, verdiği spesifik rollerin altından kalkabilecek bilinçteki oyunculardan kolay kolay vazgeçmemiştir.
Rick Carlisle tarafından yapılan koçluk devrimi, aslında sürekli arka planda kalan koçların, ön plana çıkmaları açısından çok özeldir. Oyunun sadece yıldızlarla ve önemli oyuncularla oynanmadığını, doğru yapılanmayı ve takımı iyi bir şekilde hazırlamanın önemini sürekli kanıtlamıştır. Efsanevi koç, uzun yıllar çalıştığı Dallas Mavericks’ten ayrılarak Indiana Pacers ile anlaştığı bugünlerde yeni bir maceraya başlayacak. Belki de kariyerinin bambaşka bir bölümüne şahit olmanın keyfini süreceğiz. Yine bize güzel bir oyun izleteceği konusunda herhangi bir şüphemiz olmayacak.
Yazar: Mustafa Tokgöz
NBA draft süreci artık bir alt uzmanlık alanına ve ligden bağımsız olarak ayrı heyecanlı ve keyifli bir yapıya büründü. Her ne kadar drafta girecek isimler ve sıralama sezon başında kaba taslak bir halde sunulsa da sezonla beraber sürpriz çıkış yapan oyuncular, beklenti altında kalanlar, son dönemeçte ve NCAA turnuvasının kızışmasıyla beraber farklı oyuncuların adlarından söz […]
Sanırım Bill Russell denilince çoğumuzun zihninde kendinden emin bir ifade, asil bir duruş, iç ısıtan kocaman bir gülüş, 11 şampiyonluk yüzüğü ve NBA genelinde emekli edilen 6 numaralı Boston Celtics forması beliriyordur. Ancak, Russell’ın NBA ve spor tarihi için simgeledikleri bundan daha fazlası. O yüzden 31 Temmuz 2022’de 88 yaşında kaybettiğimiz Russell’ın önemini anlamak için […]
Vasatlığa toleransı yoktu, her zaman sadece en iyiyi arıyordu. Bunu yaparken kendine haslığından hiçbir zaman ödün vermiyordu. Her ne konuda olursa olsun, harekete geçmeden önce bol bol dinler, bol bol okur ve bol bol gözlemlerdi. Bu yüzden olsa gerek, harekete geçtiğinde durdurulamaz oluyordu. Dövüş sanatı öğreneceğinde bile en iyisi olan Bruce Lee’ye gidip öğrenmek istiyordu. […]
Bu yazıyı hazırlarken Barcelona, Euroleague play-off serisinde Bayern Münih karşısında adını Final Four’a yazdırmak için son maçlarını oynuyordu. Özellikle, son iki sezon kararlı ve oldukça agresif bir basketbol oynayan Katalan ekibi bundan birkaç sene önce yapılanmaya giderken takımın efsane isimlerinden biri olan Litvanyalı Sarunas Jasikevicius’u koçluk görevine getirdi. Oyunculuk döneminde oldukça zeki bir sporcu olduğunu […]
Son saniye basketleri, asistler ve uzun mesafelerden gelen üçlükler… San Francisco, kültür, ticaret ve finans gücü ile Hollywood’un en gözde şehirlerinden biridir. Kültürel anlamda Golden Gate Köprüsü hemen herkesin gözünde canlanır. Financial District şehrin iş merkezi ve ilgi çekici, sivri uçlu Transamerica Piramidi ise gökyüzünü kaplayan gökdelenlerin arasında yükselir. Biz basketbol severler içinse bu şehri […]
Sir lakabını sonuna kadar hak eden muazzam bir basketbol kariyerine sahip Charles Barkley, sadece spor değil popüler kültürün de bir ikonu olmuştur. Günümüzde fantastik yorumlarıyla ekranın olmazsa olmaz siması olarak ihtiva etse de kariyerinin başlangıcına yolculuk edersek onu çok daha iyi anlayacağız… “Karanlık ne kadar derin olursa olsun kendi ışığımızı yaratmalıyız.” – Stanley Kubrick Alabama’da […]