Site icon Victory Dergi

FC United of Manchester: Endüstriyel Futbola Karşı Direniş

Geçtiğimiz ay Manchester’da belki de kulüp tarihinin gördüğü en büyük karşılama vardı. Karşılamanın ötesinde adeta bir şenlik. Old Trafford’ta son yılların en büyük partisi veriliyor gibiydi. İngiltere futbol tarihine geçmiş isimlerinden, kraliyet ailesi üyelerine kadar aklınıza gelebilecek neredeyse herkes 12 yıl önce Manchester United’dan derin bir üzüntüyle uğurladıkları efsane 7 numaraları, GOAT tartışmalarının en büyük iki öznesinden biri olan Cristiano Ronaldo’yu karşılamak için oradaydı. Ronaldo da bu görkemli geri dönüşü izlemek için gelenleri hayal kırıklığına uğratmayarak attığı 2 golle takımını galibiyete taşıyor ve Old Trafford tribünleri bu tarihi anlara tanıklık etmenin verdiği mutlulukla inanılmaz bir atmosfer yaratıyorlardı.

Fakat Manchester United’a dair neredeyse herkes oradayken bir kısım taraftar bu partinin dışında kaldı. Ronaldo’yu karşılamayı kaçıran bu taraftarların kaçırdığı tek ikonik an bu değildi üstelik. Gönül verdikleri kırmızı formalılar destansı performanslar ile 2007, 2008, 2009, 2011 ve 2013’de Premier Lig şampiyonluğun ulaştığında, 2008’de Avrupa’nın en büyüğü olarak Şampiyonlar Ligi Kupası’nı kaldırdıklarında ve 2017’de Avrupa Ligi’ni kazandıklarında da bu anlara şahit olamadılar.

Kendisini Manchester United taraftarı olarak tanımlayan birisi nasıl bu anların tamamını kaçırır insanın aklı almıyor ilk etapta. Hangi nedenlerle tribünde olamadıklarını düşündüğümüzde ilk aklımıza gelen birkaç cevap var. Çok önemli bir sağlık sorunu yaşıyorsanız takımınızın şampiyonluk maçını kaçırabilirsiniz. Bilet fiyatları sebebiyle bütçeniz kupayı kaldıran takımınızı görmeye imkan vermiyor olabilir. Peki bu taraftarlar kendi tercihleri sebebiyle takımlarını yalnız bırakıyorlarsa? Muhtemelen sanıldığı kadar tutkulu taraftarlar değildir veya tam tersi onurlu bir direniş gösteren taraftar grubunun üyeleridir.

Direniş

Taraftar direnişi deyince hemen hafızlarımızı tazeliyoruz ve geçtiğimiz yaz Avrupa’nın “süperleri” tarafından ortaya atılan Avrupa Süper Lig’i projesinin nasıl engellendiğini hatırlıyoruz. Bu proje suya düşerken hafızalarımıza kazınan en ikonik görüntüler ise yine Old Trafford ve civarında idi. Manchester United ile Liverpool arasında oynanması planlanan maç United taraftarının Süper Lig protestolarından nasibini almış ve stadyumu basan taraftarlar maçın oynanmasını engellemişti. Bu görüntüleri televizyondan izleyen futbolseverler Avrupa’nın süperlerine verilen bu cevap ile keyiften dört köşe olmuştu. Böyle büyük bir tepkinin Manchester’da yaşanması tesadüf değildi. Bu yaşanan ne Old Trafford’un ilk işgaliydi ne de Manchester sokaklarının ilk taraftar direnişiydi.

90lı yılların sonunda bir grup Manchester United taraftarı bugünkünden farklı bir gündemle ama yine “süperlere” karşı ayaktaydı. O yıllarda henüz futbolun süperleri haline gelememiş süper zenginler, futbolu ele geçirmek için çalışmalarını Manchester şehrinde başlattığında beklemedikleri bir engelle karşılaştılar.

Bir grup Manchester United taraftarı kulüplerinin satılacağına dair söylentiler ilk ortaya çıktığı andan itibaren bu olası satışı durdurabilmek için çalışmalarını çoktan başlatmışlardı. 1998 yılında medya devi Rupert Murdoch’ın 623 milyon sterlinlik teklifi kulüp tarafından kabul edildiğinde taraftarların bir yıl boyunca sürecek protestoları en az teklif edilen rakamın büyüklüğü kadar şiddetlenmişti. Hal böyle iken kulüp yetkilileri teklifi kabul etmiş olsa da Rupert Murdoch’ın, Manchester United’ın sahibi olma hayalleri taraftarın isyanı ile suya düşmüş oluyordu.

Taraftar, Zenginlere Karşı

Takımlarının satılmasını engelleyen Manchester United taraftarları bu zaferin kaçınılmaz satışı sadece bir sonraki teklife kadar ertelendiğinin farkındaydılar. Dolayısıyla taraftar tarafından oluşturulan direniş komitesi bir sonraki adımı atmanın gerekliliğinde hemfikirdi. Ve kazanılan zaferin ardından hemen kulüpte söz hakkı kazanmak için çalışmaya başladılar. Yönetimde söz sahibi olmak istiyorlardı. Bu hakkı kazanabilmek için aylar hatta yıllar süren kampanyalar başlattılar. Kampanyalar sürecinde kulüp yetkilileri ile defalarca görüşen taraftarlar bu yöntem ile başarılı olamayacaklarını anladığında yeni bir yol bulmak istiyorlardı.

Buldukları yol sadece taraftarın yönetimde söz hakkını elde etmesini sağlamayacak, aynı zamanda bir sonraki satışı engelleyecekti. Bir başka zenginin iş insanının kulübü satın alma hayallerinin önüne geçecek yolu kulüp hisselerini satın almakta buldular. Bu planda kulüple yapılan görüşmeler olumlu sonuçlanmayınca başarısız bir deneme olarak tarihe geçti.

Glazer Ailesi

Ve son olarak 2005 yılında beklenen teklif Amerikalı milyarder Glazer ailesi tarafından geldi. Taraftarlar hedefledikleri gibi kulüp hisselerini satın alabilse teklif geldiği anda reddedilecek olan bu satış, mevcut hissedarların hisselerini satmayı kabul etmeleri ile gerçekleşti. Ve Glazerlar yönetimi ele geçirmiş oldu. Daha önce kulüp satışının nasıl engelleneceğini deneyimlemiş olan taraftarlar yine kulübün satışını engellemek için hemen harekete geçtiler. Vakit kaybetmeden satışı engelleyecek kampanyalar düzenlemeye başlandı. Taraftarlar protesto için sokaklara akın etti. Fakat kulüp yönetiminin, para babalarının ve devletin kararlı tavrı bu kez direniş ne kadar büyük olursa olsun satışın gerçekleşeceğini gösteriyordu. Kulüp binasının işgaline kadar giden isyan polis müdahalesiyle bastırıldığında kulüplerini kaybetmek istemeyen Manchester United taraftarlarının artık Glazer sahipliğini kabul etmekten başka çaresi kalmadığını herkes kabullenmişti.

FC United of Manchester

Kulübün satılmasına karşı yıllarca kampanyalar yürütmüş, sokaklarda mücadele etmiş Manchester United taraftarının büyük bölümü Glazer sahipliğini kabul etmek istemese de sezon başladığında yine kırmızı formalarını üzerine giyerek Old Trafford’un yolunu tutmuştu. Bir grup taraftar ise bu satışın sadece kulübün hisselerini satmaktan ibaret olmadığını kulübün ruhunun da satıldığını düşünerek Old Trafford tribünlerine adım atmama kararı aldı. Onlarca başarıyı, yüzlerce unutulmaz maçı taraftarı oldukları takımın tribünlerinde yaşayamayan bu taraftarlar 2005 yılından beri başka bir tribünde aşkla başka bir Manchester takımının maçlarını takip ediyor: FC United of Manchester.

Kulübün satışını engelleyemeyen 3000 civarı Manchester United taraftarı artık Old Trafford tribünlerinin kendilerine bir şey vaat etmediğini düşünerek 2005 yılında kendi takımlarını kurmaya karar verdiler. Manchester United çatısı altında yaşatamadıkları ne varsa bu kulüpte yaşatmaya çalışan eski Manchester United taraftarları artık kendi kulüplerinin yönetiminde söz hakkı sahibi. Kulüpte her üyenin bir oy hakkı var. Ve kulüp yönetimi, bu üyelerin verdiği oylarla demokratik bir seçimle göreve geliyor.

Taraftarı ve kulüp yönetiminin bütünleştiği bu camia sadece sportif başarıya odaklanmıyor. Kuruldukları günden bu yana gönül verdikleri Manchester United’ın satışına giden süreçte rol oynayan ne varsa mücadele etmeye devam ediyorlar. Sadece Yorkshire Demiryolu işçileri tarafından kurulan ve Glazerlar tarafından gasp edildiğini düşündükleri eski takımları Manchester United için değil işçi sınıfının elinden alındığını düşündükleri futbol için de amansız bir mücadele içindeler. Artan bilet fiyatları, bir işçinin kolaylıkla ödeyemeyeceği yayın ücretlerinin azaltılması için bitmek bilmeyen kampanyalar düzenliyorlar.

Sembol

United of Manchester’ın verdiği mücadele sadece yeşil sahadan ibaret değil. Kendilerini anti-faşist bir grup olarak tanımlayan bu camia hem yükselen ırkçılığa karşı hem de homofobiye karşı kampanyaların öznesi olarak yer alıyor. Pek çokları tarafından Premier Lig maçlarında görmeye alışkın olduğumuz bu tarz protestoların öncüsü olarak görülüyorlar. İngiltere’de nerede bir hak mücadelesi görseniz orada United of Manchester taraftarı karşımıza çıkıyor.

Gurur

2005 yılında İngiltere Lig sisteminin en altında yer alan 10’uncu kümede futbol hayatına başlayan United of Manchester ilk üç sezonunda üst üste şampiyonluklar kazanarak 7’nci kümeye kadar yükselse de üçüncü yılının ardından bu hızlı yükselişi durakladı. Eski takımları Manchester United, Şampiyonlar Ligi Kupası’nı kaldırırken United of Manchester taraftarı ise 7’nci lige yükselmenin mutluluğunu yaşıyordu. Belki tercihleri sebebiyle bir daha büyük başarıların mutluluğunu yaşayamayacaklar. Belki bir daha Premier Lig maçı seyretme ayrıcalığına erişemeyecekler. Ancak, alt liglerde mücadele ediyor olsalar da satıldığını düşündükleri ruhu yaşatmaya devam ediyorlar. Televizyon yayınlarına ulaşamadığımız bir ligde dahi olsalar kendi ideallerindeki takımın taraftarı olmanın gururunu yaşıyorlar.

Old Trafford boykotunu belki de ömürlerinin sonuna kadar devam ettirecek United of Manchester tarafları umarım günün birinde yeniden o tribündeki yerini alabilir. Olası bir FA Cup eşleşmesinde belki de bütün futbolseverlerin kalbi tarihin en duygusal deplasman tribününün yanında olacaktır.

 

 

Exit mobile version