AnasayfaKategoriEditörün Seçimi - Sayfa 4 / 9 - Victory Dergi

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/08/zlatan.jpg

Şimdi ben çıkıp İsveç’in başkenti Malmö dersem beni kim ciddiye alır? Ya da bir psikolog olarak kalksam haykırsam; “Arkadaşlar, ilim irfanı bir kenara bırakın, Stockholm Sendromu diye bir şey yoktur! Nasıl olsun da rehine, kendisini zapt edene duygusal bir bağ kursun? Ne saçmalıyorsunuz?” desem… Gülmemek için kendimi zor tutsam da biliyorum.  Çünkü beni ciddiye alacak bir adam tanıyorum. Malmö Sendromu Şimdi siz zannediyorsunuz ki olay hep İsveç’e bağlanıyor. Stockholmler, Malmöler, upuzun köprüler, sevimli mobilyalar… Ama...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/08/Mike-Tyson-Holyfield-1280x720.jpg

Kısa bir yolculukta kendinizi kimseye anlatamazsınız. Bunu Mike değil, ben söylüyorum. Gerçi siz de gayet onaylayacaksınızdır bunu. Hayatı kısa anekdotlar belirlese de yaşanılanı anlatmak; hele ki bir ömrü kısa bir yolculuktaki insana aktarmak olanaksızdır. “Neden böyle diyorsun?” diyeceksiniz elbet… Bunu Mike de yapamadı. Çok denedi ama onunki de kısa bir yolculuktu. Ve en sonunda şöyle bir cümle döküldü dudaklarından: “Ağzının ortasına yumruğu yiyene kadar herkesin bir planı vardır.” Demir Mike Her kültürün kendine has bir...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/08/manset-1280x720.jpg

Birçoğumuz, tuttuğumuz takımın aldığı galibiyet veya mağlubiyetten sonra televizyonu açar, saatlerce yapılan yorumları takip ederiz. Ertesi gün gazetelerde tuttuğumuz takım hakkında neler yazılmış, oyuncunun performansına dair nelerden bahsedilmiş diye okur dururuz. Yetmez, bir de tüm bunların üzerine konuşulanlar ve yazılanlar ile ilgili kendi aramızda kritik yaparız. Doğru ya da yanlış yapılan her yorum için bir fikrimiz ve bir düşüncemiz vardır. Netice olarak bazı maçlar vardır ki sonuçlarından çok atılan gazete manşetleriyle hatırlanırlar. O manşetler zamanla...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/08/819891958-1280x720.jpg

Herhalde süper güç olmak farklı dinamikleri de beraberinde getiriyor. Eğer dünyanın en baskın ülkelerinden biriyseniz ve küresel anlamda her kesime yön vermeyi başarıyorsanız, yalnızlık kaçınılmaz oluyor. Yalnızlık derken, kapalı toplumu kastetmiyorum elbette. Dünyanın her tarafıyla ilgilenirken, bütün gelişmeleri takip ederken bir süre sonra güçlü devletler için tüm alanlardaki haberler, insanları hissizleştirebiliyor. Medyanın her dalında, bir zaman sonra kendi gündemine odaklanma gibi bir durum oluşuyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde de durum pek farklı değil aslında. Televizyonda haberleri...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/07/11-607x720.jpg

“1965 yılı Manchester’da, benim de Medved’i yenip şampiyon olduğum Dünya Şampiyonası’nda, kendisinin kilo problemi vardı. Ancak orada ne sauna vardı ne de hamam… Biz de küvete sıcak su doldurup kilosunu düşürmeye çalıştık. Fakat bu da yeterli gelmeyince küvete ısıtıcı getirdik ve o elli derece sıcakta dayanarak kilosunu düşürdü. Zaten kendisinin son turnuvasıydı ama öyle hırslı, öyle azimliydi ki onun için fark etmezdi.” -Olimpiyat Şampiyonu Milli Güreşçi Ahmet Ayık Gençliğinin Baharında 1933 yılında Tokat’ın Almus ilçesine...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/07/3158053-64716788-2560-1440.jpg

Hayal, değişik bir unsur. Psikoloji dediğimiz derya deniz de unsurlar ve hayaller üzerinde koşmayı öyle seviyor, öylesine seviyor ki… Süratle tanı koymayı, mutlu olacak insanları mutsuzluklarından kurtarmak için depara kalkmayı kendine amaç edinip duruyor.  Gelin görün ki (ama ne tesadüf) spor da hayalperestleri çok seviyor. Çünkü hayal etmeden uçmak mümkün olur mu? Üstelik uçmak bir hayalken. Tanıdık biriyle tanışmanın adı tanışmak olamaz ama bir adam var ki… Uçuyor. Yok, gerçekten uçuyor! Hem de koşarak uçuyor....

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/07/800x420-melbourne-zaferi-61-yasinda-1513881848472.jpeg

Soğuk Savaş’ın en soğuk yılları; 1956. Aralık ayının henüz başları. Sadece bir sutopu takımı değil, Macaristan halkının direniş simgesi! Olimpiyat şampiyonluğundan çok daha fazlası… Bir halkın özgürlük mücadelesi… Bu bir devrim. Macar Devrimi’ne Giden Yol 1956 Macaristan ayaklanması, Macaristan Halk Cumhuriyeti sonrasında “Macar Devrimi” ismini almıştır. 1956 yılında Macaristan’daki Sovyetler Birliği’nin boyunduruğu altına giren “stalinist” hükümeti hedef alan halk hareketidir. Bu, Macaristan’da komünizmin varlığına ve Sovyetler Birliği’nin dayattığı politikalara karşı ulusal bir devrimdi. Yaşanan Macar...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/07/Nadia-Comanecci-1280x720.jpg

Eski Yunan’da, Venüs’ün büyüsüne övgü olsun diye onun dört yıllık devrini Olimpiyat Oyunları’nı düzenlerken kullanmışlardı. Venüs’e övgü olarak organize edilen bu organizasyon, tam da atıf yapılan Venüs’e uygun olarak birçok kadın sporcuyu bünyesinde barındırmıştı.[1] Bu değerli kadınlardan birisi de çoğumuzun tanıdığı, tanımayanların da Neşeli Günler filminde adını duyduğu Nadia Comaneci’ydi. ‘’En iyi jilet budur. Dünyanın bütün meşhurları bununla traş olur: İngiltere Kralı, rahmetli Başkan Kennedy, Taçsız Kral Pele, Beckenbauer, kaleci Maier, Nadia Comanechi, Bridget Bardot,...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/07/naim_valerios-1280x720.jpg

“Omzumda ağır bir yük hissediyorum, birazdan kaldırmayı deneyeceğim ağırlıklardan bile daha beter… Salondaki coşku okyanusu aşarak Balkanlar’ın havasına karışacak kadar büyük bir rüzgâr estiriyor. Bütün sporcuların sadece tek bir ortak hayali vardır. Bu hayali gerçekleştirmek için akıl almaz acılara göğüs germen gerekir. Sonunda oraya geldiğinde hayatının zirve noktasında olduğunu bilirsin. 22 Temmuz’un öğleden sonraki geç saatleri de, benim hayatımın zirve noktası olacak. Seyirciler de birazdan spor tarihinde görecekleri en büyük kapışmaya şahit olacaklarını biliyorlar. Salonda...

https://victorydergi.com/wp-content/uploads/2021/07/84-1200x720.jpg

Her şey zıddıyla bilinir. Karanlık aydınlıkla, siyah beyazla anlam bulur. Biri olmadan diğerinin varlığını fark etmek bile mümkün olmaz. Dünya, insanlara ev sahipliği yapmaya başladığından beri böyledir. Hatta ilk olarak; iyilik ve kötülüğün, varlık ve yokluğun anlam kazanmasıyla başlar insan gelişmeye. Çağlar atlandı, nesiller geldi geçti ama bu düzen değişmedi. Öğrenmenin, farkındalığın yolu da oldu zıtlıkların varlığı; kavgaların, savaşların sebebi de. Yirminci yüzyıl, insanın yaşam standardına sınıf atlatsa da geçmiş on dokuz yüzyıldan bu bağlamda...

VSPOR DERGİSİ

Tutkunu olduğumuz bu sevdaya delicesine ilerlediğimiz bu yolda sporun kitleleri tek bir noktada birleştirdiğine inanlardanız: Zafer (Victory). Sporda başarılı olmanın bir branşta kazanılan zaferin ne demek olduğunu en iyi anlayanlar belki de spor aşkına sahip olan insanlardır. Lebron James’in, Jordan’ın, Boliç’in, Sergen Yalçın’ın ve Kobe Bryant’ın kazandığı bir karşılaşma sonunda gösterdikleri reaksiyon insanlığın zafer kazanmaya ne kadar tutkulu olduğunu göstermektedir.

Abone Ol

Victory Dergi içerikleriyle ilgili e-posta bületinimize kaydolun!

victorydergi.com 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Uygulama: Aksel Gültekin