Site icon Victory Dergi

Harlem Globetrotters: Parkedeki Sokak Ruhu

Dönem dönem kuralları revize edilen basketbolda, daha sporun kendisi henüz tam olarak düzene girememişken yeni bir şey yapmak mı? Sorunun içinde soru sormak gibi bir şey bu.  Yakın tarihi baz alacak olursak, Curry’nin ısınma şutları, Antetokounmpo’nun devasa kollarının bir şekilde potaya yapışması, Doncic’in Dr. Strange gibi olmadık yerlerde mucizeler yaratması… Tüm bunların hepsi basketbolun seyir zevkini üst noktalara çıkartıyor. Bir ekip düşünün bunların hepsini kendi takımında barındırıyor olsun. Bu özellikleriyle Harlem Globetrotters, basketbol dünyasının Game of Thrones’u diyebiliriz.

Dans Salonunda Başlangıç

Globetrotters, 1926 yılında aynı zamanda takımın ilk koçu olan Abraham Michael a.k.a Abe Saperstein tarafından Chicago sokaklarında kuruldu. Evet, Harlem’de değil Chicago’da kuruldu. Ekip, büyük bir Afro-Amerikan topluluğu olduğu için “Harlem”* adını benimsedi. Günümüzdeki takımları da baz alacak olursak hala en havalı isim kesinlikle onlarda. Kurulduğu dönem tüm oyuncuları Chicago kökenliydi. Üniversiteden arkadaşlarla toplanıp küçük bir kulüp kurmak gibi sadece daha planlı ve düzenli halini düşünün. Globetrotters, siyahi ve beyaz vatandaşların bir arada eğlenebildiği ilk yer olan Savoy Balo Salonu’nda “Savoy Big Five” adıyla ilk faaliyetlerine başladı. Kalabalık kurulan ekiplerde anlaşmazlıklar her branşta ve her iş ortamında olur. Globetrotters için de bu kaçınılmazdı. Ve, 1928 yılında kemik kadrodan birkaç oyuncu anlaşmazlıklardan dolayı takımdan ayrıldı.

Amerikan Rüyası

Harlem’in ikinci kurucusu olarak kabul edilen Tommy Brookins liderliğindeki oyuncular, günümüze kadar uzanan “Globe Trotters” adlı takımı oluşturdular. Bu takımla birlikte vakit kaybetmeden baharda Güney Illinois’i gezmeye başladılar. Bu gezintilerle birlikte Savoy Big Five’ın da önüne geçmeyi başardılar. Abe Saperstein, Globetrotters’taki gelişimi gördükten sonra vakit kaybetmedi ve takımın yöneticisi aynı zamanda mali destekçisi olarak ekibe yeniden dahil oldu.

1948 yılında seyircinin hat safhada olduğu bir karşılaşmada, ülkenin en iyi beyaz basketbol takımlarından biri olan Minneapolis Lakers’ı mağlup ettiler ve manşetlerdeki yerlerini aldılar. Globetrotters, Amerika’ya artık kendini kabul ettirmiş, büyük ve ismi olan bir takım haline gelmişti. Oyuncular takıma katılabilmek için kendileri teklif veriyorlardı. Ancak, basketbolun Amerika’da NBA ile birlikte profesyonelleşmesiyle Harlem’in de pabucu dama atıldı. Bunun temel sebeplerinden biri de siyahi oyuncuların NBA’de yer alabiliyor olmasıydı. Harlem Globetrotters kendini tamamen gösteriye ve eğlenceye vermişti. Buna bağlı olarak elindeki kaliteli oyuncuları da NBA’e kaptırmaya başlamıştı. 1950’de Chuck Cooper, Boston Celtics tarafından draft edildi ve NBA’e seçilen ilk siyahi basketbolcu ünvanını aldı. Bu draftların en önemli ismi ise 1959’da Harlem’den Philadelphia’ya giden Wilt Chamberlain‘di.

Sokaklardan Parkelere

Türkiye’de daha yeni yeni yayılsa da Amerika’nın her sokağında bir pota görmek mümkün. Profesyonel basketbol oyuncuları dahil bu spora gönül vermiş insanların büyük bir çoğunluğu basketbol topunu ilk kez eline beton bir zeminde almıştır. Bu potalardaki mücadeleleri izledikçe Harlem esintilerini çok rahat görebilirsiniz. Çünkü, sokak basketbolu crossoverların havada uçuştuğu, absürt pasların ve görsel estetiğin ön plana çıktığı çılgın bir ortamdır. Bu yüzden Harlem’i sokak basketbolunun atası olarak nitelendirebiliriz. Sadece düşünmeden edemediğim bir durum var; bu gösteriyi bir strateji olarak kullanıp, profesyonel maçlara yansıtmak ne kadar etkili olabilir? Günümüz basketbolunda bunun savunması nasıl yapılır ya da hangi seviyeye gelebilirler? Umarım bununla karşılaşmak için uzun süre beklemeyiz…


Harlem: New York’un Manhattan bölgesinin kuzeydoğusunda bulunan Jazzcılarıyla ünlü, Afro-Amerikan insanların çoğunlukta bulunduğu bir yer.

Exit mobile version