2006 yılında İtalyan futbolunu derinden sarsan, büyük takımların içinde bulunduğu, çeşitli cezaların verildiği ve kısa bir süre içerisinde tüm dünyanın takibine aldığı ayrıca birçok iddianın ortaya atıldığı futbolun en büyük skandallarından biri olarak tarihe geçen, Calciopoli Davası’nı inceleyeceğiz…
Futbolun Karanlık Yüzü
Calciopoli Davası ile aynı yıl futbolseverler bambaşka bir heyecanı yaşayacaklardı. Futbolun en büyük şölenlerinden biri olan FIFA Dünya Kupası. Bir başka büyük organizasyon olan Şampiyonlar Ligi Finali ise 2006’nın Mayıs ayında Stade de France’da oynanmış ve Barcelona, İngiliz devi Arsenal’i 2-1 mağlup ederek kupayı müzesine götürmüştü. Dünya Kupası’nın yaklaşmasıyla birlikte futbola doyacaklarını düşünen futbolseverler Almanya’daki turnuvayı beklemeye koyulmuştu. Turnuva başladığında taraftarlar maçları izlemeye odaklanmışken, futbolun karanlık yüzü İtalya’da kendini gösteriyordu. Aralarında Juventus, Lazio, Fiorentina ve
Milan’ın yer aldığı Serie A’nın önemli takımlarının adının karıştığı bir şike skandalı patlak verdi. Bu skandalın odağındaki baş aktör ise Juventus’un o zamanki sportif direktörü olan Luciano Moggi’ydi.
Siyaset ve Futbol
İddialar arasında, Lazio ve Fiorentina başkanlarının görüşüp maçları ayarlaması, Milan yöneticilerinin eski hakemlerle bağlantılarının ortaya çıkması ve maçlar üzerinden haksız avantaj elde edilmesi vardı. Juventus’da sportif direktörlük görevini yürüten Moggi ve bir başka yönetici Antonio Giraudo’nun hakem atamaları üzerinden maçları ayarlaması davaya etki eden bir başka konu başlığıydı. Tabi ki bu ithamlar bunlarla sınırlı değildi. Olayın perde arkasında spordan siyasete İtalya’da belli zümreleri sarsan bir süreç yaşandı. Hakem alıkoyma, maçların istenildiği gibi sonuçlanması için para teklifi. Bu durum meşhur ”teşvik primi” tanımına uymaktadır. Ve, çeşitli hediyelerin gönderilmesi. İşin siyaset tarafına bakacak olursak; O dönemki İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi olaydan ciddi şekilde etkilenmişti. Zaten halihazırda yönetiminden memnun olmayan kesimler, bu olayla birlikte seslerini daha çok yükselterek tepkilerini ortaya koymuşlardı. Dava, seçimlerden sonra başlamış olsa bile dedikodular ve iddaalar İtalya Yönetimi’ni yıpratmıştı. Berlusconi’nin her ne kadar bu süreçle ilgisi olmasa da kendisinin Milan’a olan bağı itibarını büyük ölçüde zedeledi. Dönemin Milan Başkanı Galliani, yöneticilerin kulüpten bağımsız hareket ettiğini savunmuş olsada sonrasında istifa ederek yerini Berlusconi’ye bıraktı.
Merkezdeki Adam Moggi
Calcipoli Skandalı’nın tam ortasında yer alan Luciano Moggi ne yaptı? Juventus’un üstüne neden bu kadar gidildi? Yukarıda belirttiğim üzere, maç ve hakem atamalarının düzenlenmesi için hediyeler verilmesi, sonuçların ayarlanması ve bu atamalarla alakalı ilgili kişilerle iletişime geçilmesi daha çok Juventus ve dolayısıyla Moggi ile ilişkilendiriliyordu. Hakemlerin maçlara verilmesi konusunda iletişime geçtiği isim ise federasyonda hakemlerden sorumlu olan Paolo Bergamo’ydu. Moggi’nin gerekli düzenlemelerin yapılması için kendisine araba hediye etmesi durumun ne kadar içler acısı olduğunu gösteriyordu. Bu iki isim arasındaki alışveriş dışında Luciano Moggi’nin maçlara atanan hakemlere de araba ve çeşitli hediyeler verdiği iddia edildi.
Yapılanma
Dava sırasında ortaya atılan bir başka konu ise Moggi’nin yönetimini kötü bulduğu hakemleri alıkoyduğu hatta onlara fiziksel şiddet uygulattığıydı. Bu noktadan sonra Moggi için işler yoldan çıkmış ve otoriteler tarafından İtalya Futbolu’nun tek hakimi haline getirilmişti. Bu hakimiyeti kanıtlayan durum ise kendisine görünmez bir iletişim ağı kurduğu ve gerekli görüşmeler ile atamaları kurduğu bu ağ üzerinden gerçekleştirdiğiydi. Buraya kadar içinde suç unsurları bulunduran bu büyük yapılanmanın aktif bir şekilde ve titizlikle çalıştığı düşünülüyordu. Öte yandan emniyet güçleri ve savcılık sıkı takipteydi. Hatta, şüpheler öyle yoğunduki devlet bu tarz yasadışı olayları birkaç sene önce yakından izlemeye başlamıştı. En sonunda savcılar yeterli materyalleri topladı ve davalar ile suçlamalar birbiri ardına geldi. Bütün dünyanın gözünü İtalya’ya çevirmiş, devam etmekte Dünya Kupası bile geri plana atılmıştı.
Suç ve Ceza
Dikkat ederseniz yukarıda dava sürecinden hep iddia olarak bahsettim. Nedenini açıklayacak olursam; Günümüzde bile davada ortaya konan bu ilişkiler tam anlamıyla kanıtlanmış değildir. Bu kadar karmaşık ve iç içe geçmiş yapıların bir arada olduğu bir sistemde açılan dava yaklaşık bir ay kadar sürdü. Öte yandan bu işin ucu nerelere kadar uzandığına dair italyanların da kafası bir hayli karışıktır. Sonuç olarak dava görüldü. Ve, Moggi’nin başını çektiği Juventus ile diğer takımlar; Yani kişiler ve kurumlar bu iddialarla ilişkilendirilemedi. Hakem alıkoyma, araba hediye edilmesi gibi konular hiçbir zaman kanıtlanamadı. Ortaya atılan arabaların hediye olarak değil parasıyla alındığı, söz konusu hakemlerinde kendilerinin verdiği ifadelerde hiçbir zaman alıkoyma gibi bir durumun olmadığı ortaya çıktı. Ancak, şike yapma, maç ayarlama şüphesi olduğu için İtalya’nın köklü takımlarına ağır cezalar verildi. Bu cezalar: Juventus: Serie C / -6 Puan, Milan: Serie B / -3 Puan, Lazio: Serie B / -15 Puan, Fiorentina: Serie B / -15 Puan
Açıklanan cezaların ardından kulüpler temyiz ve itiraz haklarını kullandılar. Temyiz davasının sonucunda ise Bir alt lig olan Serie B’ye düşürülen Lazio ve Fiorentina tekrar Serie A’ya döndüler. Fakat, Lazio eksi 11, Fiorentina ise eksi 19 puanla lige başlayacaklardı. Milan ise kötünün iyisi olan lig üçüncülüğü tescillendi ve Şampiyonlar Ligi’ne 3’üncü ön elemeden katılma hakkı kazandı. Fakat lige eksi 8 puanla başladı. Temyiz davası öncesi Serie C’ye düşürülen Juventus’un dava sonucunda sezona Serie B’den ve eksi 30 puanla başlamasına karar verildi. Daha sonra yapılan itirazlar sonucu aynı ligde kalması fakat eksi 30 yerine, eksi 17 puanla başlaması kararı onandı.
Sonrası…
Moggi’ye ne oldu derseniz, davalar sonucunda her ne kadar şikeyle kendisinin bir alakası olmadığı yer yer kanıtladıysa da futboldan ömür boyu men cezası aldı. Ayrıca, dönemin Juventus Teknik Direktörü Fabio Capello görevinden istifa etti. Aralarında İbrahimovic’in de olduğu bazı futbolcular takımdan ayrıldı. Gianluigi Buffon, Alessandro Del Piero, David Trezeguet ve Pavel Nedved gibi süper yıldızlar ise takımda kalmayı tercih etti. Günümüzde ise hala tartışmalar sürüyor. Bir taraf, davalarda insanların suçsuz olduğuna ve suçsuzluklarının kanıtlandığına inanıyor. Diğer tarafta ise ateş olmayan yerden duman çıkmaz fikri savunuluyor. Ancak, bu süreçte garip bir şekilde bir çok denklemin bir araya gelerek İnter’in kazançlı çıkması da eleştiriliyor. Büyük ihtimalle futbol var olduğu sürece bu dava daha uzun süreler konuşulacaktır.
Unutmadan… Aynı yıl düzenlenen FIFA Dünya Kupası’nı kazanan İtalya oldu! Yani, futbol yine kendi hikayesini herşeye rağmen güzel bir sonla bitirdi.