Site icon Victory Dergi

Almanya: Her Dönemin Şampiyonu

Futbol tarihinin herhangi bir dönemini ele alırsak, illaki bir yerlerde herhangi bir Alman takımı veya milli takımı kupaları topluyordur. İşte bu yüzden Almanlar bu sporun gediklileri listesinde başı çekiyor. 1954-1974-1990-2014 yılları olmak üzere tam 4 kez Dünya Kupası’nı müzelerine götürdüler. Bununla yetinmeyip koleksiyona 3 tane de Avrupa Kupası eklediler. FIFA sıralamasında 2006 senesinde 22. sıraya gerilediler ki bu Almanya tarihinin en kötü derecesi olarak kayıtlara geçti. Şu an o 22. sıraya gelmek için ülkeler birbirini harcar. Panzerler oyuncu bazında çok fazla isme bu büyük formayı giydirdi. İçlerinde enler listesine bakacak olursak; milli takım tarihinin en golcü oyuncusu 71 golle Miroslav Klose iken, en çok forma giyen futbolcusu ise tam 150 maçla Lothar Matthaus. Bunun yanı sıra efsane kaptan Franz Beckenbauer, hem teknik direktör hem de oyuncu olarak Dünya Kupası’nı kaldırarak futbol tarihi sahnesinde yerini aldı.

İngiltere efsanesi Lineker’in “Futbol basit bir oyundur. 22 kişi bir topun peşinde 90 dakika boyunca koşar ve sonunda daima Almanlar kazanır” sözü, onların işlerini ne kadar ciddiye aldığını ve bu spora verdikleri önemi göstermektedir. Tarihe dönüp baktığımızda herhangi bir Alman kulübünün, milli takımının veya Alman bir futbolcunun damga vurmadığı dönem göremezsiniz.

Kadroda iyi bir denge mevcut. Takımın yarısı Bundesliga’da oynarken diğer yarısı da Avrupa liglerinde mücadele ediyor. 27 gibi bir ortalama yaş dengesine sahip olan takımda abilik görevini Thomas Müller ve kalecilerin tamamı üstleniyor. Almanya’nın güzel yanı kadro derinliği çok fazla. Santrafor hariç herhangi bir pozisyonda bir oyuncu sakatlansa yerine birini eklemek 3 saniye sürmez. Her pozisyonun altında en az 5’er stok oyuncu yer alıyor ki bu oyuncuların seviyesi de üst düzey. Tek sorun sabit bir kadro dizilimine sahip değiller. Çok fazla rotasyon deniyorlar, bu da takımın adaptasyonunu ciddi manada zorlaştırıyor.

Beklentiler 

2018’deki Dünya Kupası’na son şampiyon apoletiyle gidip, rahat sayılabilecek bir grupta sonuncu olmuşlardı. Bu sene gruplarında İspanya, Kosta Rika ve Japonya yer alıyor. Bana sorarsanız her ekibin gruptan çıkma şansı mevcut. Kaldı ki son yıllardaki performanslarını düşünürsek hangi iki ekip çıkarsa sürpriz sayılmaz. Ama gelin bir de bunu Alman halkına anlatın. Flick hocanın önderliğinde gençleşmiş bir Almanya mevcut. Bu genç kadroyla çeyrek finalden aşağısı hiçbir Alman’ı ve futbolseveri memnun etmez. Armasının üzerindeki 4 yıldızın hatrına yine çeyrek final görmeli bu ekip. Her ne kadar temennilerimiz bu yönde olsa da olayın bir de diğer yüzü var…

Gerçekler

Diğer taraftan bakacak olursak; turnuvada çok iddialı takımlar mevcut. Oyun grafiği ve performansları, Panzerler’in gücünün yetmeyeceği yönünde bir izlenim yaratıyor. Kaldı ki Klose’den bu yana Almanlar’ın net bir santrafor sorunu var. Dönem dönem Havertz, bazen Müller bu rolü üstlense de istenilen 9 numara performansı ortaya çıkmıyor. Werner dediğinizi duyar gibiyim. Ona hiç girmiyorum bile. Futbol bilgisi ve yeteneğinin yerlerde olduğunu düşünüyorum. Süper Lig’de 10 golü aşamaz. Öte yandan kanatlardan bindirseler, rakiplerde canavar gibi bekler var. O tarlaya sokmazlar bile adamı. Bundan dolayı Almanya’nın gol yollarında ciddi sorun yaşayacağı ve 2018’deki gibi gruptan olası bir hüsranla ayrılmalarının sürpriz olmayacağı da bir gerçek.

Teknik Direktör

15 yıllık Löw iktidarının ardından yerine Bayern’i uçuran Hans-Dieter (a.k.a Hansi) Flick geçti. Flick, teknik direktörlük kariyerine alt lig takımlarından Victoria Bammental’la başladı. Burada geçirdiği 4 yılın ardından 2000 senesinde Hoffenheim’in başına geçti. 5 yıllık serüvenin ardından birkaç aylığına Salzburg’ta yardımcı antrenörlük yaptı. 2006 yılında ise kariyerine yön verecek o hamleyi yaptı; Löw’ün yardımcısı olarak Almanya milli takımına geçti. 2006-2014 yılları arasında milli takımda Löw’un yardımcı antrenörlüğünü yaptığı süre zarfında kendini birçok açıdan geliştirme fırsatı buldu. Ardından Bayern’e geçti. 19-20 sezonunun başında Kovac’ın yardımcı antrenörlüğü görevini yaptı. Ancak 4 ay sonra Kovac kovulunca artık ait olduğu ve fazlasıyla hak ettiği teknik direktörlük koltuğuna oturdu. Bayern Münih halihazırda zaten iyi bir takımdı. Üzerine Flick öyle bir dokundu ki geldiği sezon Bavyera ekibi için rüya gibi geçti.

Hocanın takımın başına geçtiği 19-20 sezonunu katıldıkları tüm kulvarlarda şampiyon olarak tam 6 kupayla tamamladılar. Şahsi olarak da UEFA’da yılın teknik direktörü ödülünü aldığını düşünürsek 7 yapıyor. 20-21 senesinde sadece Bundesliga’yı kazansa da Bayern Münih’in başında 86 maçta %81.40 gibi çok ciddi bir galibiyet oranına sahip. Milli takımın başına geldiği Temmuz 2021’den beri 15 maça çıkan Flick, 9 galibiyet, 5 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldı.

Yıldız

Almanya’daki neredeyse tüm oyuncular yıldız ancak aktif performansları göz önüne alırsak, dünyayı etkisi altına alıyor diyebileceğimiz bir süper star yok. Bunu birkaç sene önce ele alsaydık kuşkusuz Neuer derdim. Artısıyla eksisiyle birine bu sıfatı yakıştırmak gerekirse; onca adayın içerisinden muhtemelen bu isim Joshua Kimmich olur. Oylama yapsak kimseye %20’den fazla oy çıkmaz öyle de bir denge var. Havertz, Gnabry, Sane gibi efektif isimler de mevcut. Ancak Kimmich’i seçmemin sebebi; defansif orta saha merkezli bir oyunu olmasına karşın kendisine verilen ofansif görevleri de fazlasıyla yerine getirip saha içerisinde kontrolü eline alabilmesi. Maça doğrudan etki edebiliyor. Tipik kimseye bulaşmadan profesyonelce işini yapıp çekilen katillerden.

Sürpriz

Gerek bu sene Bayern Münih’teki performansı, gerek ise oyun stiliyle Jamal Musiala’nın bu turnuvada ön plana çıkacağını düşünüyorum. U-16 harici tüm alt milli takımlarda İngiltere adına mücadele etti. Southgate dört gözle onu beklerken, iş büyük sahneye gelince Almanlar kapıverdi çocuğu.

2003 doğumlu olmasına karşın Kimmich’le birlikte 80 milyonluk değeriyle takımın en pahalı oyuncusu konumunda yer alıyor. Bu tarz milli turnuvalar, genç oyuncuların parlayıp kendilerini kanıtlamaları için büyük bir fırsat. Musiala’nın da bu fırsatı altın gerdanlık gibi kullanıp kendini kanıtlayacağı kanaatindeyim.

İlginç Bilgiler

-Almanya’da yaklaşık 1500 farklı çeşit bira bulunmaktadır. Aynı zamanda dünyanın en büyük 2. bira tüketicisi konumundalar. Hayır ilk sırada biz yokuz. 🙁

-Bira demişken; dünyanın en büyük bira festivali olan ve festival boyunca 6.7 milyon litre biranın tüketildiği Oktoberfest, her sene Münih’te düzenleniyor.

-Almanca “Donaudampfschifffahrtselektrizitätenhauptbetriebswerkbauunterbeamtengesellschaft” kelimesi 79 harfle dünyanın yayınlanan en uzun kelimesidir.

-Almanya’da hapishaneden kaçmak; özgürlük ihtiyacı ve insan içgüdüsü sayıldığı için suç sayılmaz ve bundan dolayı cezalandırılmazsınız.

-Otoyollarda yakıtınızın bitmesi yasaktır. Yola çıkarken yakıt ikmali yapmaya dikkat etmelisiniz. Aksi durumda cezalandırılırsınız.

-Müziğe yön vermiş Beatles grubunun kökeni Hamburg’a dayanmaktadır. Sınır dışı edilip Liverpool’a göçene kadar, Hamburg’un Tarlabaşı’nda müzik yapmışlardır.

-Dünyanın en eski restoranı olan Regensburg Hanı 1146 yılında açılmıştır. Günümüzde ünlü bir sosis mutfağıdır.

-Hükümet tuhaf bulduğu isimleri değiştirme yetkisine sahiptir.

-Bundesliga, Avrupa’nın en yüksek ortalama seyirci sayısına sahip ligidir.

-Almanya, İtalya’yla birlikte dörder şampiyonlukla Dünya Kupası’nı en çok kazanan 2. ülke konumunda yer almaktadır.

-İspanya’yla birlikte üçer şampiyonlukla Avrupa Kupası’nı en çok kazanan ülke konumundalar.

-Tarihlerindeki en farklı galibiyeti 1912 yılında 16-0’lık skorla Rusya’ya karşı aldılar.

-En farklı mağlubiyetlerini 1909 yılında, takımlaşma sürecinde daha ilk senelerini tamamlamamışken 9-0’lık skorla İngiltere’ye karşı aldılar.

Exit mobile version