2018 yılında Wimbledon’da Çift Genç Erkekler kategorisi ve 2021 Mart ile Nisan aylarında katıldığı turnuvada tek erkekler şampiyonluğunu elde eden milli tenisçimiz Yankı Erel kariyerini, tenisin olmazsa olmazlarını ve sosyal yaşantısını dergimize verdiği özel röportajda anlattı.
Öncelikle mart ve nisan ayında profesyonel kariyerinin ilk tekler şampiyonluklarını elde ettiğin için tebrik ederek başlamak isterim. Sonrasında ise tenise ne zaman ve nasıl başladığından biraz bahseder misin?
Çok teşekkür ederim. Bu yıla iyi başladım ve aynı şekilde de sürdürmek için elimden geleni yapacağım. Tenise 6 yaşında Tekirdağ’da başladım. Ailem tenisle ilgileniyordu, ben de onların sayesinde başladım diyebilirim. Korta ilk adım attığımdan itibaren tenisin tam da bana göre olduğunu anladım. İlk başlarda haftada 2-3 gün gidiyordum ama ilk antrenörüm İsmail Ata’nın tenise olan yeteneğimi görmesi ve yönlendirmesiyle haftada 4-5 gün gitmeye başladım. Böylelikle macera başlamış oldu.
Hep söylenir, eğitim hayatıyla spor hayatını bir arada götürmek zordur diye. Bununla ilgili düşüncelerin nedir? Sen bu durumla nasıl başa çıkıyorsun?
Profesyonel tenisçi olmak gerçekten kolay değil. Bazı kararlar almak ve uygulamak zorundasınız. Eğitimin çok önemli olduğuna inanıyorum ama zamanımın çoğunu hedeflerim doğrultusunda antrenmanlarla ve seyahatlerle geçirdiğimden ötürü sıralamada öncelik olarak tenis kariyerim geliyor. Tabii ki ben de üniversite eğitimimi tamamlayacağım ama şu anda tek odak noktam profesyonel hedeflerime ulaşabilmek.
Tenis senin için ne ifade ediyor? Hayatında neleri değiştirdi?
Tenis benim her şeyim, tutkum ve benim için çok büyük bir anlam ifade ediyor. Profesyonel tenisin zorluklarından bahsetmiştim. Eğer profesyonel turda yükselmek ve hedeflediğiniz noktalara ulaşmak istiyorsanız sıradan olmamalısınız. İçinizde biraz delilik olmalı. Çünkü yaşadığımız hayat, tempo ve gösterdiğimiz mücadele gerçekten çılgınca. Bu düzene ayak uydurmak için de hayatınızı çok iyi kurgulamanız gerekiyor. Yediğiniz yemeklerden uyku saatinize, özel hayatınızdan eğitim hayatınıza kadar birçok konuda bir rutininiz olmalı. Bu rutini istikrarlı şekilde devam ettirebilecek karaktere sahip olmalısınız.
2018 yılında Wimbledon’da partnerin Otto Virtanen ile gençler kategorisinde çiftler şampiyonu oldun. Bu şampiyonluktan sonra neler değişti?
Öncelikle bir Grand Slam turnuvasında şampiyon olmak harika bir duygu. En büyük hayallerimden birisi, bir Grand Slam şampiyonluğu elde etmek ve ülkemize bu şampiyonluğu getirmekti. Gerekenleri yaptığınızda ve çok çalıştığınızda hiçbir şey imkânsız değildir. Gençlerde bu başarıyı elde edebiliyorsam neden profesyonel turda da bu başarılara ulaşamayayım ki… Her şey öncelikle kendinize inanmakla başlıyor ve ben de profesyonel tenis hayatımda bu başarıları tekrar edebilmek için elimden gelenin en iyisini yapacağım. Bu başarıdan sonra hayatımda birçok şey değişti tabii ki. Öncelikle benden beklentiler ve benim kendimden beklentilerim daha da büyüdü. Demek ki böyle bir başarıyı elde edebiliyorsam belli bir potansiyele sahip olduğumu ve doğru yolda ilerlediğimi fark ettim. İnancımı daha da pekiştirdi. Bu başarıdan sonra görsel ve yazılı basından oldukça büyük bir ilgi gördüm. Tenis gibi ülkemizde çok fazla gündem olmayan bir spor branşının gündemde kalmasına vesile olduğum için ayrıca bir mutluluk duydum.
Tenise başladığın zaman ile şimdiki zaman arasında ülkemizde tenisin gelişimiyle ilgili neler söylemek istersin?
Tenis ülkemizin en popüler spor branşlarından birisi değil. Teniste ne kadar başarılı sporcunuz olursa doğal olarak tenisin gündemde kalması çok daha mümkün oluyor. Geçmiş yıllarda profesyonel turda mücadele eden sporcu sayımız çok daha azdı. Henüz yeterli olmasa da bu sayı daha da artıyor.
Elde ettiğim başarılardan sonra insanlar beni ve dolayısıyla tenisi de takip etmeye başladılar. Birçok destek ve tebrik mesajı aldım. İlerleyen dönemlerde bu başarıların sayısının artmasıyla tenisin ülkemizdeki popülerliğinin daha da artarak devam edeceğini düşünüyorum.
Profesyonel kariyerindeki ilk tekler şampiyonluğunu bu yıl mart ayında, ikincisini ise nisan ayında elde ettin. Bu şampiyonluklardan sonra neler hissettin? Beklediğinden önce mi yoksa tam zamanında mı geldi?
Bu yıl gerçekten kendimi çok iyi hissediyorum. Gençler kategorisinde elde ettiğim form durumuma ulaştım. 2018 yılında gençler kategorisini bitirdiğimde büyük bir sakatlık yaşadım. Sonuçta profesyonel sporun içerisinde böyle olumsuz durumlarla karşılaşabiliyoruz. Bu durum nedeniyle neredeyse bir yıl kaybettim. Çok zor zamanlar geçirdim ama tenise olan tutkum ve ailemin de desteğiyle bu durumun üstesinden gelmeyi başardım. 2020 yılında ise maalesef tüm dünyayı saran pandemiyle uğraşmak zorunda kaldık ve hâlâ uğraşmaya devam ediyoruz. Tabii ki bu durum çok daha az turnuva oynamama neden oldu. İstediğim form durumuma ulaşabilmem de haliyle zaman aldı. Belki böyle olumsuz durumlarla karşılaşmasaydım elde ettiğim başarılar daha erken gelebilirdi. Sonuç olarak bu yıla iyi başladım ve formumu devam ettirip elde etiğim başarıların üzerine koyarak bu yılı ilk 400 içerisinde bitirmek istiyorum.
Elde ettiğin bu şampiyonluklardan sonra hedeflerinde bir güncelleme oldu mu?
Elde ettiğim başarılardan sonra tabii ki kendime olan güvenim daha da arttı. Kendimi teknik, taktik, fiziksel ve mental olarak harika hissediyorum. Gelecek seneler içerisindeki hedefim tüm Grand Slam turnuvalarının ana tablosunda yer alabilmek ve 2024 Olimpiyat Oyunları’nda ülkemizi temsil edebilmek.
Kendine örnek aldığın bir sporcu var mı?
Federer, Nadal, Djokovic gibi oyuncular herkesin saygı duyduğu ve örnek aldığı sporcular. Bu sporcuların hepsini takip ediyorum ve örnek alıyorum ama kort içindeki hırsı, mücadeleci yapısıyla ve kort dışındaki davranışlarıyla Nadal favori tenisçim. Djokovic’in inatçılığı ve kazanmaya olan tutkusuna da hayran olmamak elde değil.
Tenis dışındaki hayatından biraz bahseder misin? Tenisten kalan zamanında neler yapıyorsun?
Aslında tenis dışında fazla bir zamanım kalmıyor. Genellikle kalan zamanımı dinlenerek, dizi izleyerek ve konsol oynayarak geçiriyorum. Ayrıca ailemle vakit geçirmek kendimi iyi hissettiriyor.,
Bir dönem seninle birlikte çalışmamızdan dolayı aileni yakından tanıyorum. Onların sana olan desteğini ve ne kadar çaba gösterdiklerini çok iyi biliyorum. Senin için aile ne ifade ediyor?
Öncelikle senin de dediğin gibi daha önceden beraber çalıştık. Bana çok şey kattın. Desteğini her zaman hissediyorum ve iyi ki yollarımız kesişmiş. Bana olan katkılarından dolayı sana çok teşekkür ederim. Ben oldukça duygusal bir insanım ve ailem benim için çok büyük bir anlam ifade ediyor. Ailemin bana olan inancı ve desteği olmasa bu durumda olamazdım. Öncelikle, beni iyi bir birey olarak yetiştirdiler ve başarılı olabilmem için ellerinden gelen bütün fedakârlıkları yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar. Onlara ne kadar teşekkür etsem az. Ben de ailemin gösterdiği çabayı karşılıksız bırakmamak için elimden geleni yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim.
Spora, özellikle tenise başlamak isteyen ve ileride profesyonel tenisçi olma hayalleri kuran sporcu adayları için neler söylemek istersin?
Tenis, bana göre Dünyanın en zor spor branşlarından birisi ve sporla iç içe olan birçok kişiye sorsanız profesyonel düzeyde yapılabilecek en zor 3 spor branşı arasında mutlaka tenis gelecektir. Aynı zamanda tenis bir ekip işi. İyi bir ekibe sahip olmanız gerekir ve özellikle ailenizin size olan desteği bu zorlu yolculukta olmazsa olmazların başında gelir. Tenise başlamak isteyenlere ve onların ailelerine tenisin çok büyük bir fedakârlık istediğini söylemem gerekir. Bu söylediklerimi sen de çok iyi bilirsin. Bu durumların birçoğunu birlikteyken de yaşadık. Tenise başlayacak arkadaşlara bir başka tavsiyem; teniste başarılı olmanın yolunun zorluklarla mücadele etmekten ve savaşçı bir kişiliğe sahip olmaktan geçtiğini bilmeleri gerekir. Çünkü sadece topa iyi vurarak iyi bir tenisçi olunmuyor. Fiziksel ve mental kapasiteye sahip olmanız gerekiyor. Bu özellikleri geliştirmek için de inanılmaz bir çalışma temposuna hazırlıklı olmalısınız.
Şu an ülkemiz tenisinde bir numaralı karar verici kişi sen olsaydın yapacağın ilk şey ne veya neler olurdu?
Öncelikle profesyonel turda başarılı olmak istiyorsanız çok fazla sayıda turnuva oynamanız gerekiyor. Bu da oldukça büyük bir maliyet demek. Mümkün olduğunca bizi destekliyorlar buradan herkese teşekkürlerimi belirtmek isterim ama aynı hedefler doğrultusunda hareket eden rakiplerle mücadele edebilmemiz için bu desteğin de artarak devam etmesi gerekiyor. Ülkemiz hemen her hafta bir Future turnuvasına ev sahipliği yapıyor. Bu da harika bir şey. Ben bu turnuvalara ek olarak ATP, WTA ve Challenger turnuvalarının sayılarını daha da artırmak isterdim.