Güçlü, hırslı, dinamik ve atletik… Kariyeri başarılarla dolu bir isim Tatyana Kosheleva. Rusya’da kazandığı sayısız lig ve kupa şampiyonluğunun yanı sıra pek çok uluslararası başarının da sahibi. 2013 Avrupa Şampiyonası MVP’si, 2015 Avrupa Şampiyonası En İyi Smaçörü ve bunun gibi daha niceleri… Galatasaray HDI Sigorta takımının da en önemli hücum silahı. Geçmiş başarılarla tatmin olmak yerine yenilerine motive olmak onun kişiliğinin en önemli özelliklerinden biri. Kosheleva, dergimiz Victory’e verdiği özel röportajda, hayatından kariyerine; hayallerinden hedeflerine kadar pek çok önemli noktayı bizlerle paylaştı.
Öncelikle sizi tanıyalım. Sonra da voleybola nasıl başladığınızı öğrenelim.
33 yıl önce Belarus’ta doğdum. Aktif ve macera dolu bir çocukluk geçirdim. Voleybol öncesinde okulda derslerden sonra basketbol oynardım, ayrıca koşu ve kayakla ilgilendim. Çeşitli yarışmalara da katıldım. 11 yaşında voleybola başlamam şans eseri oldu. Annemle yürürken bir antrenör yanıma geldi ve beni antrenmana davet etti. Reddettim! Sonra lisemdeki atletizm yarışmasında aynı antrenör yine yanıma geldi ve beni aralarına katılmaya davet etti. Anneme bundan bahsettim ve beni denemeye katılmam için ikna etti. Bu sporla ilgili harika hikâyeleri ve incelemeleri okuyarak ilk antrenmanıma girdim. Bir süre sonra ise voleybola aşık oldum, tüm hayalim ve düşüncelerim bu sporun üstüneydi. Sizce de inanılmaz değil mi?
Profesyonel kariyerime nasıl başladığıma gelecek olursak, bu hikâye aslında tam bir mucize gibi gözüküyor. Ne yazık ki voleybol oynamaya başladığım Tula’da antrenörler bana çok fazla odaklanmadı, benimle ilgilenmediler. Yeteneğimin olmadığını ve bu fikirden vazgeçmem gerektiğini söyleyip durdular. Ama ben hayal etmeye devam ettim. 15 yaşıma geldiğimde doğduğum yılın oyuncularıyla Rusya’nın genç takımını kurdular ve tabii ki beni davet etmediler. Ama dediğim gibi bir mucize oldu ve o zamanki antrenörüm takımımdan iki kız oyuncuyu almak için bizi de yanına alarak Moskova’ya götürdü. “Yaşıtınız kızların nasıl voleybol oynadıklarını izleyin, görün!” dedi. Moskova’ya geldiğimizde son bir antrenman vardı. Genç takımın antrenörü Irina Bespalova onlarla antrenman yapmamı istedi ve beni sahaya sürdü. Hayal edebiliyor musunuz? Beni daha ileri seviye kamplara davet etti ve aileme şunları söyledi: “Bu kızın harika bir geleceği var, bir milli takım oyuncusu”. Mesleki kariyerim bu şekilde başladı. Bespalova bana Tanrı tarafından gönderildi, hayatımı değiştirdi ve bana bir şans verdi.
Önemli bir kariyerin ardından tekrardan Galatasaray’dasınız. Bu size neler hissettiriyor? İstanbul’a geliş süreciniz nasıl gelişti? Adapte olmak zor olmamıştır diye düşünüyorum.
Bu yaz planlarım değişti. Normalde Çin’de oynamam gerekiyordu fakat belge sorunları nedeniyle oraya gidemedim. Hayata güvenmeye alışkınım ve her ne olursa olsun bunun mutluluğum için gerekli olduğunu biliyorum. Planlarımın değişmesine sevindim ve Galatasaray’a geri döndüm. Bu takım benim için çok özel, burada çok başarılı zamanlar geçirdim. Adapte olmama da gerek kalmadı çünkü Galatasaray benim evim. Takım beni çok sıcak karşıladı ve hemen kazanmaya başladık.
Avrupa ile kıyaslandığında Türk voleybolunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye Ligi dünyanın en güçlü liglerinden biri ve ben de bu yüzden buradayım. Burada en güçlülerle oynamayı ve ilerlemeyi seviyorum.
Pandemi sizi nasıl etkiledi? Spor hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu?
Pandemi tüm dünya için elbette kolay değildi. Ancak kısıtlamalardan dolayı çok fazla zamanımız olduğundan benim için çok önemli olan bir şeyi yapmaya karar verdim. Maalesef eğitim ile sporu tam olarak birleştirmek imkânsız ama ben hayalimi gerçekleştirdim ve ilk koçluk diplomamı alıp öğrencilerimle pratik yaptım. Zamanım olduğunda bu işe devam edeceğim. Hayalime doğru ilk adımdı bu ve bunu gerçekleştirdiğim için mutluyum. Zorlu programlarımızdan dolayı çalışmalarımla sporu eşit tutamıyorum. Fakat pandemi döneminde çalışmalara katılarak ilk resmi antrenör diplomamı aldım. Bu, spor kadar zevk aldığım bir alan. Bu yüzden çok mutluyum.
Maç içinde inişler çıkışlar oluyor. Farkla kaybedilen bir setin hemen ardından toparlanıp kontrolü tekrar ele almak zor olmuyor mu? Bu, anlık motivasyonu nasıl sağlıyorsunuz?
Evet, haklısınız. Oyun genellikle süreç içinde değişir. Ama bu yüzden voleybolu seviyoruz, oyunumuzdaki tüm değişiklikleri seviyorum. Bu yüzden adrenalin ve kazanma arzusu burada maksimum seviyede çalışıyor.
Çok arkadaş canlısı ve tecrübeli bir takımımız var ve bu yüzden de güçlüyüz. Takım içinde genellikle kaptanlarımız Güldeniz Önal ve Gizem Güreşen müdahale ediyorlar.
Youtube’de bir kanalınız var ve içerik üretiyorsunuz. Videolarınızdan birinde antrenörlük yapmayı öğrendiğinizden bahsettiniz. İlerisi için böyle bir hedefiniz mi var? Gelecek planlarınız neler?
Geleceğimi düşünüyorum. Aynı zamanda boş zamanlarımı da faydalı geçirmeyi düşünüyorum. Bunu hayalime attığım ilk adımda anlatmıştım. Voleyboldan sonra geleceğimi şimdiden planlamak benim için çok önemli.
Birçok kulüpte oynadınız. En çok keyif alarak oynadığınız takım hangisiydi?
Bu soruya özel bir cevap veremem çünkü her kulüp ve ülke benim için özeldi. Bana her sezon birçok deneyim ve arkadaş kattı. Bu yüzden herkese minnettar olduğumu ve oynadığım her takımı sevdiğimi söyleyeceğim.
Belirli maç ritüelleri, totemler yapıyor musunuz?
Oyunda kendimi iyi hissetmem benim için çok önemli ve bunun öncesinde iyi bir gece uykusuna ihtiyacım var. Başka bir şey yok.
En sevdiğiniz Netflix dizisi hangisi?
Nadiren dizi izliyorum ama yakın zamanda tavsiye üzerine The Queen’s Gambit’i izledim ve sevdim.
Güzel bir kadın olduğunuz için birkaç defa sizinle dergi çekimi gerçekleştirildi. Ne tür tepkiler almıştınız, farklı bir duygu olmalı. Neler hissettiniz?
Çok teşekkür ederim. Evet, dergilerde çekim deneyimim oldu, ilginçti. Farklı şeyler denemeyi seviyorum ve bu bana kendimi diğer taraftan tanımak için harika bir fırsat olduğunu gösteriyor ve hiç zor değildi.
En sevdiğiniz Türk yemekleri ve tatlıları nelerdir?
Türkiye’de çok lezzetli yemekler var ama çoğu tehlikeli! (Gülerek söylüyor) İskender’i seviyorum ve baklava çok lezzetli bir tatlı.
İstanbul’a ilk 2016 yılında geldiniz. Ne gibi değişiklikler fark ettiniz İstanbul’da? Bu değişiklikler sizi etkiledi mi?
İstanbul çok hızlı değişiyor ve daha da güzelleşiyor. Birçok yeni bina inşa edilmesine rağmen şehrin özgünlüğü ve cazibesi her zaman korunuyor.
Sizi örnek alan genç sporcu adaylarına tavsiyeleriniz neler?
Genç oyunculara kendilerine inanmalarını ve hata yapmaktan korkmamalarını söylemek isterim, çünkü hata her zaman deneyim ve gelişmedir. Kötü bir şey değildir. Hayal edin ve her zaman rüyanızın yürekten istenirse gerçekleşeceğini bilin.