Site icon Victory Dergi

Regista: Derin Oyun Kurucu

İtalyan futbolunun teorisyenleri tarafından betimlenen iki yaratıcı oyuncu rolünden biri “regista”, diğeri “trequartista”dır. Trequartista, forvetlerin arasındaki boş alanda oyuncuya verilen isimdir. Regista ise, geriden oyun kurucuya verilen isimdir. Bir başka deyişle, üçlü orta sahanın ilerisinde oynayan yaratıcı oyun kurucuya trequartista, gerisinde oynayan yaratıcı oyun kurucuya regista denir.

Registanın taktiksel olarak zengin bir geçmişi vardır. Geriden oyun kuran oyuncu, futbol tarihinin farklı dönemlerinde var olmuştur. Eskiden, 2-3-5 taktiğinde savunmanın önündeki üç oyuncudan biri olan ve ilerideki kanat oyuncularına uzun paslar atan bu oyunculara “centre half” denirdi. 1900’lü yıllarda Manchester United’la şampiyonluklar yaşayan Charlie Roberts, 2-3-5’in merkezinde oynar, hücum oyuncularına attığı uzun paslarla tanınırdı. 1929-1948 yılları arasında İtalya Milli Takımı teknik direktörü olan Vittorio Pozzo, Charlie Roberts’ın bu mevkideki yaratıcılığına hayrandı ve takımında Luisito Monti’yi benzer şekilde kullanmıştı. Luisito Monti’nin, Vittorio Pozzo’nun 2-3-2-3 sisteminde (bu dizilişe “WW” adını verebiliriz), oyunu iki yönüyle oynayan rolüne “centro mediano” deniyordu. Görevi, rakibin geriye gelip top almaya çalışan forvetini savunmak ve uzun paslarla hücumu başlatmaktı.

1950’lerde forvet oyuncuları farklı rollere evrildi. Bu evrilme adam adama savunmanın çöküşüne sebep oldu. Bu hamleye antitez üretmek isteyen teknik direktörler, geriye gelen forvetleri takip edebilmesi için ve adam adama savunmanın kaybolmaması için orta sahadaki bir oyuncunun geriye çekilmesiyle liberolu sisteme geçiş yaptı. Bu durum centre half pozisyonunun yaratıcı rolünün yok olmaya başlamasına sebebiyet verdi. Bazı istisnalar vardı tabii, Helenio Herrera’nın 1960’lara damga vuran Inter’i… Inter’de, İspanya Milli Takımı forması giyen Luis Suarez, savunma 4’lüsünün önünde oynar ve tüm ipleri elinde tutardı. Luis Suarez’in topla dribbling yapabilme özelliği olsa da asıl dikkat çekici özelliği yaratıcı oyunculuğuydu. Luis Suarez’in kanatlara ve ileriye doğru attığı uzun paslar konusunda Amerikan futbolundaki quarterback oyuncuları kadar yetenekli olduğu söyleniliyor.

GÜNÜMÜZDE REGISTA

Tartışmasız günümüzde regista’nın sözlükteki anlamı Andrea Pirlo’dur. Andrea Pirlo, kariyerine on numara, bir başka deyişle trequartista olarak başlamıştı. Zaman içinde önce merkez orta sahaya, dönemin Milan teknik direktörü Carlo Ancelotti’nin dokunuşuyla da regista rolüne evrildi. Bu dokunuş, başta İtalya olmak üzere tüm dünyayı büyüleyecek bir oyuncunun doğmasına sebebiyet verdi. Carlo Ancelotti, Andrea Pirlo’yu 2002-2003 sezonunda, baklava 4-4-2 sisteminde savaşçı sekiz numara Gennaro Gattuso ve Clerance Seedorf’un arkasında regista olarak kullandı. Bu hamle, aynı zamanda efsane Milan kadrosunun yapı taşlarından biriydi.

2004-2005 sezonunda oynanılan Şampiyonlar Ligi finali Milan – Liverpool karşılaşmasında Milan’ın ilk 11’i

Andrea Pirlo’dan sonra Xabi Alonso, regista rolünün en belirgin oyuncusudur diyebiliriz. Atılan yaratıcı uzun pasların yanı sıra, bu rolde oynayabilmek için zekâ da bir o kadar önemli. Pep Guardiola’nın Bayern Münih’inde oynarken: “Eskiden fiziğimle oynuyordum, şimdi zekâmla oynuyorum.” cümlesini kurması birçok şeyi özetliyor.

AKTİF REGISTA

Kariyerine aktif bir şekilde devam eden futbolcular arasında en belirgin regista, yine bir İtalyan; Jorge Luiz Frello Filho. Kısaca, Jorginho diyebiliriz. Jorginho, kariyerinin büyük kısmında merkez orta saha olarak oynuyordu. Maurizio Sarri’nin Napoli’nin başındayken yaptığı taktiksel hamle sonucunda regista rolüne evrildi, belki de 4-3-3 sisteminin en kilit oyuncusu oldu. 2018-2019 sezonunda Maurizio Sarri, Chelsea’nin yolunu tutarken öğrencisi Jorginho’yu transfer ettirmekten çekinmedi ve Chelsea’de de 4-3-3 sisteminde regista olarak oynattı.

Bazen, futbolun içerisindeki sayısız matematikten bir tanesi bütün bir oyunun kaderini etkiler. Tıpkı registaların oyuna ve takıma nasıl hükmedeceğini izlemek gibi… Son olarak, Simon Kuper’in de dediği gibi: Futbol asla sadece futbol demek değildir!


* Bu yazı Görkem Gürkan tarafından kaleme alınmıştır.

Exit mobile version