Site icon Victory Dergi

Jerry West: Logo

Dergimizde yazılarımıza ya da binbir emekle hazırlanarak hayata geçirilen röportajlarda konu alınan isimler spor dünyasının kıymetli isimleridir. Hatta pek çoğu efsane isimlerdir. Motorsporlarından, futbola, basketbola ve voleybola kadar birçok önemli isim kendi branşlarının en iyileri. Bu sporculardan bahsederken günümüzün en iyileri ya da tüm zamanların zirvedeki isimleri olarak bahsediyoruz. Kariyerleri sona erdiğinde ise aslında bir dönem de onlarla beraber bitiyor. Sonrasında başarılı olanları yok mu? Elbette var. Hem sporcu hem de arka planda çok büyük işler başaranları da var. Ama, dikkat ederseniz bir şeyler hep eksik gibi. Yeni bir bakış açısı oluşturmak, kendi döneminin ötesinde yeni yollar açmak veya sporu daha ileriye taşımak. Bu yazı tüm bunları başaran ve zamanının en iyilerinden biri olan Jerry West hakkında olacak.

Kömür Yataklarından Parkelere

Jerry West’in hayata geldiği Batı Virginia eyaleti aslında tarihi ve yaşantısıyla Amerika’nın bir özeti gibidir. Filmlerden aşina olduğumuz kovboylar, kasabalar, asyalı göçmenler ve tabii ki iç savaş. Bu saydıklarımı gözünüzde canlandırabildiyseniz birde şöyle düşünün; bunların hepsi gerçek ve yaşandı. Yanlız bu eyaletin diğerlerinden farkı dağlarla çevrili olması ki oradaki insanlar Batı Virginia’yı “Dağların Eyaleti” diye de adlandırılıyorlar. Diğer yandan ormanlarıyla ve Kentucky gibi yeme içmenin popüler olduğu bir eyalete komşu olmasıyla gayet hoş biryer gibi duruyor. Burayı bir Amerikan Rüyası olarak anlattıktan sonra Batı Virginia’nın da tarihinde çok zorlu süreçler olduğunu belirtelim. İç savaş, altına hücüm, odunculuk ve kömür madenciliği gibi bir çok alanda mücadeleler verildi.

İleride NBA’in anahtarını elinde tutacak olan Jerry West ise kömür madenlerine elektrik sağlayan bir babanın oğluydu. Doğduğu yer olan Cheylan’da halkın ”Cabin Creek” dedikleri dere kenarında bir evde yaşıyorlardı. İlk başlarda sporla arası pek iyi olmayan West, herhangi bir branşa girmekte oldukça zorlanıyordu. Basketbolu kendine hedef edinirken de buraya ait olmayı başarabildi diyemeyiz. 1950’li yıllarda patlak veren Kore Savaşı’nda abisini kaybetmesinin verdiği moral bozukluğuyla ordan oraya savrulacağı düşünülürken belki de bu kayıp onun basketbola daha çok motive olmasını sağladı. Henüz 10 yaşında olmasına rağmen basketbolda daha yukarıya evrilmek adına bitmek bilmeyen azimle ve tutkuyla çalıştı. Yaşıtları sokaklarda oynarken, Cheylan’da her türlü fırsatçılık kol gezerken Jerry West o kadar çok çalıştı ki bazen eve gitmeyi dahi unuttu. Bunun sonucunda kolej basketbol takımına girmeyi başararak profesyonel basketbol kariyeri de başlamış oldu. İlerleyen yıllar kabuğuna sığmayan bu adam için bambaşka şeylerin de başlangıcı olacaktı.

Sembol

Jerry West, 1960 yılında NCAA’den NBA’e ilk adımını atmıştı. 1960’dan 1974 yılında emekli olana kadar sadece Los Angeles Lakers formasını giyen West ilk maçından son maçına kadar her sezon takımıyla playofflarda yer aldı. O dönemler Boston Celtis’in baskın olduğu zamanlar olsada West’in takımı bir şekilde finallere çıkmayı başarıyordu. 14 sene boyunca birçok kez NBA finallerine kalmayı başarsada kariyerinin sonlarına doğru yani ’71-72 sezonunda New York Knicks’e karşı final serisini kazanarak şampiyonluk sevinci yaşamıştı. Bu seride gösterdiği performans sonucu o zamanlar NBA’in logosunu dizayn eden tasarımcılar kendisinde ilham alarak silüetini NBA logosu olarak tasarladılar. Evet bugün o gördüğümüz meşhur semboldaki silüet Jerry West’den başkasına ait değil.

Emekli olduktan sonra üç yıl LA Lakers‘da baş antrenörlük yapıp, bunun kendisine hitap etmediğini düşünerek görevi bıraktı. Ve, yöneticiliğe odaklandı. Lakers’da başlayan yolculuğu hiç takım değiştirmeden burada biterken, Lakers’a gönül veren taraftarların dünya döndükçe kalbinde yer edindiği bir gerçek. Oynadığı dönemde 25 bin sayı barajını geçen 3 oyuncudan biriydi. Diğerleri ise meşhur bir maçta 100 sayı atan Wilt Chamberlain ve Kareem Abdul-Jabbar‘dır ki bu iki isimde aynı zamanda Lakers efsanesidir.

Showtime Lakers

Yöneticilik serüveni ise başlı başına başka bir hikaye aslında. Bu yazıyı okurken oyunculuğu mu daha üstün yoksa yöneticiliği mi karar vermek sizlere kalmış. Amerika’da Executive Manager ya da General Manager dedikleri yönetici modeli spor varolduğundan beri Birleşik Devletler’de hep vardı. Bir takımı baştan sona yaratma süreci gibi zorlu bir görevi üstlenmek, sağlam gözlem gücü, araştırma ve hatta kuvvetli hissiyat gerektirir bu pozisyon. Bu yüzden bu görev işinin ehli olan kişilere teslim edilir. Jerry West bu göreve geldiğinde NBA’de hanedanlar dönemini LA Lakers ile başlattı. 1980’den 1988 yılına kadar tam 5 şampiyonluk yaşayan takımı yaratırken dünyanın tanıdığı isimleri bir araya topladı. Takımın başına Pat Riley gibi efsane bir koçu getirmesinin yanı sıra Magic Johnson ve Kareem Abdul Jabbar gibi isimleri de takıma kazandırdı. Ayrıca ’96 yılında sansasyon yaratan Divac-Kobe Bryant takasının baş mimarı da kendisidir. Lakers’daki görevinden ayrılmadan önce takımın başına Phil Jackson’ı getirerek son güzelliğini de yapmıştır. O Lakers malumunuz tam 6 şampiyonluk kazanarak ligi adeta domine etmişti.

2000’lerin başında bu sefer Lakers dışında kendisini test etmek için Memphis Grizzlies’a yönetici oldu. Burada öyle büyük başarılar kazanamasada Memphis takımının güçlü ve organize olmasını sağladı. Pau gasol ve Jason Williams gibi isimleri takıma kazandırırken, Hubie Brown onun sayesinde yılın koçu ödülünü kazandı. 2011 yılında Golden State Warriors’a geldiğinde ortada şimdiki gibi hayran olunan bir takım yoktu. Takımın tek yıldızı Kevin Love ise Klay Thompson ile takas edilecekti. Bunun büyük bir yanlış olduğunu farketti ve ağırlığını koyarak bu takası engellemeyi başardı. Daha sonrası takım 2015 de hem şampiyon olmuş hemde sezon boyunca 73 galibiyet alarak en fazla maç kazanma rekorunu elde etmişti.

Şu an hala görevinin başında bulunduğu Los Angeles Clippers’a 2017 yılında geldi. İlk olarak takımın süper yıldızı Blake Griffin ile yollar ayrıldı. Clippers özelinde büyük yıldızların başarıya giden yolda faydalı olmayacağını hissetmişti. Draft hakları sayesinde Kawhi Leonard gibi bir ismi NBA’e kazandırdı. Üstüne Paul George gibi her takıma faydalı olacak bir oyunucuya cila yapmış oldu. Clippers’ın bu hamlelerden sonra sezonlar ilerledikçe nasıl yükseldiğini basketbolseverler olarak takip ediyor ve görüyoruz. İlerleyen yıllarda belki de kendisinin görevde kaldığı süre boyunca Clippers’ı finallerde görebiliriz.

Man From Earth

2007 yapımı Dünyalı (Man From Earth) adlı filmi hatırlatıyor bana Jerry West. Bu filmde de tarih profesörü olan karakterimiz aslında dünyanın yaratılışından beri gezegende yaşamakta ve birçok olaya tanıklık etmekteydi.

Sporun geneli statik ve durağan olmayı kabul etmez. Bu durumu değişen teknolojiyle, yeni kurallarla, taktiklerle ve yönetim anlayışıyla farkedebiliriz. Özellikle takımların çaplarının büyümesi daha global hale gelmesi bazen yöneticileri ve teknik kadroları zorlayabiliyor. Çağın gerisinde kalmak organizasyonlar veya takımlar açısıdan istenmeyen sonuçlara neden olabiliyor. Tam bu noktada Jerry West’in ortaya koyduğu akıl, NBA’in bir dünya markası olmasının yolunun başlangıcı oldu. Bugün herhangi bir ülkede herhangi bir sokakta üzerinde NBA takımlarının t-shirtlerini, logosunu veya aksesuarlarını giymiş insanlar görebiliyorsak tam bu noktada Jerry West’i hatırlamamız gerekir. Bugünlerde 84 yaşında olan NCAA’yi de katarsak 1950’lerden günümüze kadar bir çok dönemin canlı tanığı olmuş, sürekli kendini yenilemiş olan bu önemli spor adamının daha neler yapabileceğini merakla bekliyor ve takip ediyoruz.

Exit mobile version