Namı diğer Beckham, tam adıyla David Robert Joseph Beckham… 2 Mayıs 1975 tarihinde, Londra’nın doğusunda bulunan Leytonstone’da doğdu. Babası Edward Alan “Ted” Beckham tesisatçı, annesi Sandra Georgina ise kadın kuaförüydü. Ailenin ortanca çocuğu olan David’in 2 tane de kız kardeşi vardı.
Gelecekte yıldız olacak Beckham’ın hikâyesi doğduğu andan itibaren başlamıştı. Babası Ted, koyu bir Manchester United taraftarıydı. Öyle ki Ted, Kırmızı Şeytanlar’ın efsanesi Robert Bobby Charlton hayranı olduğu için oğlu David’in göbek adını Robert koymuştu. Ted, sık sık Old Trafford’a giderdi. Bu sayede evin tek oğlu olan David de büyüdüğünde babasıyla Manchester United’in daimi izleyicisi olmuştu.
Futbolla Dizayn Edilen Gelecek Planı
Babası, David’e daha çok vakit ayırabilmek ve onun futbol gelişimini sağlayabilmek için tutkunu olduğu futbolu bırakmıştı. Çünkü oğlunun kendinden daha iyi yerlere geleceğine inancı tamdı. David 10 yaşına geldiğinde Ridgeway Rovers takımında futbol oynamaya başladı. Yeşil sahalara ilk büyük adımı bu olmuştu. Burada 2 yıl geçirdi. Aynı zamanda, öğrencisi olduğu Chase Lane İlkokulu’nun da futbol takımındaydı.
Manchester United: Gerçekleşen İlk Hedef
İlerleyen yıllarda David Beckham, Bobby Charlton Futbol Okulu’na katılır. Buraya katılmanın onun için bir dönüm noktası olacağını henüz bilmez. Çünkü burada, babasının hayran olduğu ve David’in göbek adının sahibi olan United efsanesi Robert ”Bobby” Charlton ile karşılaşır. Bu futbol okulunda düzenlenen futbol yarışmasını kazanır. Böylece, Sir Bobby’nin gözüne girmeyi başarır!
Bir röportajda Beckham çocukluğuna şu şekilde değiniyordu: “Okulda öğretmenler, büyüyünce ne olmak istediğimi her sorduklarında, ‘Futbolcu olmak istiyorum’ derdim. Ve onlar, ‘Hayır, gerçek iş olarak hangi mesleği yapmak istiyorsun?’ derlerdi. Ama yapmak istediğim yegâne şey buydu.”
Devam eden süreçte Genç David, Tottenham’ın futbol okuluna katıldı. Chingford County Lisesi’nde okurken Brimsdown Rovers alt yapısına girdi. Burada, döneminin 15 yaş altı en iyi oyuncusu unvanını aldı.
Çalkantılı Bir Kariyer
Kulübü ile 1992 yılında FA Gençlik Kupası’nı kazandı. Sonrasında, 23 Ocak 1993 yılında ilk profesyonel sözleşmesini imzaladı. Hayalini kurduğu takımın formasını profesyonel olarak giymişti. Bu imza, Manchester United ile birçok başarıya koşacağı imza olmuştu. 7 Aralık 1994 yılında UEFA Şampiyonlar Ligi’nde ilk resmi golünü Galatasaray’a karşı attı. 1996/97 sezonunda İngiltere’de ligin genç futbolcusu ödülüne sahip oldu.
1998-99 sezonunda müthiş bir çekişmeye sahne olan Premier Lig’de 1 puanla Arsenal’in önünde şampiyonluk yaşadılar. Aynı sezon Bayern Münih’i 90+1 ve 90+3’te attıkları gollerle Şampiyonlar Ligi zaferini yaşadılar. FA Kupası’nı da kazanarak sezonu taçlandırdılar.
Performansı ile milli takıma seçilen David Beckham, 1998 Dünya Kupası’nda İngiltere son 16 turunda Arjantin’e karşı kaybettiğinde İngiliz taraftarlara göre yenilginin sebebi olmuştu. Çünkü Diego Simeone’ye karşı yaptığı müdahale sonrası kırmızı kart görmüştü. Bu yüzden Beckham ülkesinde günah keçisi ilan edilmişti.
Manchester’da Son Demler
10 numaralı formayı giyen Beckham, Cantona’nın emekli olmasıyla birlikte Manchester’ın özel numarası olan 7 numaralı formayı giymeye başladı… Aslında istemiyordu, çünkü ağırlığı olan ve anlamlı bir numaraydı. Bryan Robson, George Best, Eric Cantona gibi efsaneler giydiği için aslında bir sırt numarasından fazlasıydı… Fakat o, bu formayı hakkıyla taşımıştı..
O güne dair; “Sol gözümün üstünde bir acı hissettim. Elimi kaşımın üstüne koydum, kan akıyordu. Elim ayağım boşaldı, kontrolümü kaybettim. Giggs beni tuttu, sonra Gary ve Ruud yardımıma koştu. Sanki gangster filminden bir sahneydi’’ şeklinde bir açıklama yapar David. Yaşanan bu süreç sonrası ayrılık kaçınılmaz olmuştu.
United tarihinde sayısız başarılar elde eden ve United efsanesi Sir Bobby Charlton sayesinde efsane olan Beckham; 6 Lig şampiyonluğu, 2 Lig Kupası, 1 Şampiyonlar Ligi, 4 Community Shield kazanmıştı. Ayrıca, çıktığı 388 maçta 85 gol, 98 asist kaydetmişti.
Hep En İyi Yerlerde
İlerleyen yaşına rağmen Amerika futbolunda verilen uzun aralarda geri Avrupa’ya döndü. 2 yıllık sezon aralarında kiralık olarak Milan forması giydi. Son kez Dünya Kupası’na katılma hayali vardı. Bu yüzden Milan’da formunu yüksek tutma hedefindeydi. Fakat işler ters gitmişti. Chievo karşılaşmasında aşil tendonu sakatlığı geçirdi. Ve böylece son bir kez milli takımda oynama hayali uzağında kalmıştı. Fakat Capello, İngiltere Milli Takımı’nda teknik kadroda yer almasını istedi. 38 yaşına geldiğinde Los Angeles Galaxy serüvenini noktaladı. Ardından PSG’ye transfer oldu. Yarım sezon oynadı ve jübile maçında gözyaşları ile futbolu bıraktı…
Futboldan Fazlasıyla Hatırlanan Efsane
Bazen saha dışındaki olaylarıyla daha çok anıldı. Hatta sık sık bir moda ikonu olarak adı geçti. Ya da reklam yıldızı… Fakat o yeşil sahaların zarif adamıydı, klas sağ ayağı, muhteşem oyun beyni, müthiş frikik golleri ve niceleri…
O, genç kızların duvarına posterini astığı, erkek berberlerinde saç stili üzerine fotoğrafları yer alan karizmatik bir yıldızdı. Mahalle aralarında oynanan futbol maçlarında çocukların kendine isim koyduğu futbolcuydu Beckham!
Pek kimse bilmez, dillendiremediği bir hayali vardı. Kalbinde Manchester United bağlılığı olsa bile, kalbinin bir köşesinde de Barcelona vardı…