Site icon Victory Dergi

Busenaz Sürmeneli: Boksu Beklemiş Bir Hayat

“Boks ile birlikte kendimi buldum. Kanımın son damlasına kadar çalışmalarıma devam ediyorum. Tokyo’da Türk bayrağımızı en iyi yerlere çekip, İstiklal Marşımızı okuyacağım.”

Bu sözler 2019 yılında “Dünya Şampiyonu” olarak altın madalya kazanan Milli Sporcu Busenaz Sürmeneli’ye ait. “Boks erkek sporudur” şeklindeki yaygın görüşe karşın Busenaz, kendini kanıtlayarak şampiyonlukları ile adını duyurmayı başardı. Tokyo Olimpiyatları’nda ülkemizi temsil edecek olan Busenaz Sürmeneli, Victory Dergi’ye kariyerini ve çalışmalarını anlattı.

Boks yapmaya nasıl başladın? Kendi isteğinle mi seçtin?

Bokstan önce çok spor denedim. Annem özellikle kendi branşımı seçme konusunda bana çok destek oldu. Babamın işi nedeniyle Bursa’dan Trabzona’a, memleketimize gittik. Ben aslında futbolcu olmayı çok istiyordum. Bir bayramlaşma esnasında şu anki antrenörüm, aynı zamanda teyzemin eşi olan Cahit Süme ile konuşurken bir kulüp arayışına girdik. Benim bir de ikizim var; Tuğçenaz Sürmeneli. Şu anda milli takımda 54 kiloda dövüşüyor. Onunla birlikte neler yapabiliriz diye konuşurken antrenörüm, bir kulüp olmadığını ama spor olsun diye boksa başlayabileceğimi söyledi. Bu şekilde boksa başladım. Bu spora başlayınca kendimi buldum diyebilirim. 12-13 yıl oldu, kendi yeteneklerimi ve özelliklerimi bu sporla keşfettim. Çok spor branşı denedim ama karakterimle uyumlu bir spor dalıyla karşılaşmamışım. Benim hayatım boksu bekliyormuş.

Boks bana hırslı bir spormuş gibi geliyor. Sen ne düşünüyorsun?

Evet, hırslı bir spor ve zaten benim karakterime bu yüzden uygun. Çünkü pes etmeyen ve tuttuğunu koparan bir yapım var. Sabah antrenmanlarını bir dönem bırakma noktasına geldim. Ancak içimden kendi kendimi motive ettim ve dedim ki, “Buse, sen pes etmezsin! Koşacaksın, bitireceksin.” Boks gerçekten tam benim sporum.

Busenaz Sürmeneli

Klasik bir soru olacak ama vereceğin yanıtı merak ediyorum. Derler ki, “Boks erkek sporudur.” Oysa sen başarılarınla bunun öyle olmadığını kanıtladın ve bu konuyu nasıl yorumluyorsun?

“Boks erkek sporu” diyenlerin çok bilinçli olmadığını düşünüyorum. Çünkü erkeğin yaptığı her sporu bizim kadınımız da yapabilir. Öyle düşünenlerin görüşlerini başarılarımla değiştirmeye çalışıyorum. Örneğin, Trabzon’da da bu şekilde düşünenler fazlaydı. Ancak şimdi yolda yürürken beni çevirip, “Ben de kızımı bu spora yönlendireceğim” diyorlar. İşte bu anlar, boksun erkek sporu olduğu düşüncesinin değişmeye başladığını gösteriyor. Gerçekten bu algının kırılması bizim başarılarımızla alakalı. Bizi insanlar gördükçe, bildikçe bu düşünceler de değişecek ve zaten değişmeye başladı.

Peki, burada bir diğer avantajının ailenin seni desteklemesi olduğunu söyleyebilir miyiz?

Benim Cahit Hocam der ki, “Bir kat seni sevenler için çalışıyorsan iki kat seni sevmeyenler için çalışacaksın ki onlara başarını gösterebilesin.” Bu söz benim için çok kıymetli.

Özellikle annem benim her zaman en büyük destekçim oldu. Kendisi eskiden uzun yıllar tekvando hocalığı yapmış. Neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Babam spora ilk başladığımda çok istekli değildi ama o da benim başarılarımı görünce onun da görüşü değişti. Çok uzakta aramaya gerek yok, en yakınlarımız bile böyle düşünebiliyor. İnsanların çoğu ancak bir şeyleri gördükten ve şahit olduktan sonra kavrıyor. Ben inanıyorum ki, başarı her yolu açıyor.

Türkiye’deki boksu diğer ülkeler ile kıyasladığında neler söylersin?

Başarı geldikten sonra bizim milletimizin gözünde değerli oluyorsun. Bizim takımımız çok iyi bir çıkış yakaladı. Ondan sonra kadın boksuna verilen değer daha çok arttı. Örneğin, adaşım Busenaz Çakıroğlu var. Avrupa şampiyonlukları ve Dünya ikinciliği yaşadı. Onun başarısı, benim başarım ve takımımızın sıralamada “Dünya Üçüncüsü” konumuna yükselmesi ile çok iyi bir çıkış yakaladık. Tüm bunlardan sonra kadın boksuna bakış açısı çok değişti ama benim istediğim bu değil. Benim istediğim, başarı gelmeden de destekçilerimiz olsun. Biz zorluklardan gelmeyelim.

Tüm bu yaşadıkların seni daha azimli bir insan mı yapıyor yoksa kırıldığın anlar da oluyor mu?

Benim gibi sporcuları kimse kıramaz. Hangi zorluk önüme gelirse gelsin ben pes etmem, yoluma devam ederim ancak her sporcu böyle olamayabilir tabii. Türkiye bir spor ülkesi olacak diyorsak bunların olmaması lazım. Güzel projeler yapılıyor ülkemizde fakat spor ülkesi olabilmemiz için daha çok çalışmamız ve daha çok desteklenmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.

Biraz da kariyerine bakalım istiyorum. Uzun yıllardır sporla ilgileniyorsun ancak 2019 yılı senin için önemli bir yıldı. Altın madalya ile geldin ve çok gururlandık. Kariyer yolculuğunda neler hissettin?

2013 yılından beri milli takımdayım. Avrupa ve Dünya şampiyonlukları yaşadım. 2018 yılının sonlarına doğru bir ameliyat geçirdim ve toparlanmam zor oldu. Avrupa Şampiyonası’na gittim ve 3’üncülük aldım. Bu başarı beni tatmin etmedi. Her zaman kürsünün en yukarısında olmak istedim. Bu başarı da beni daha çok hırslandırdı. Maçlar bitti, ertesi gün kalktım antrenmanlara devam ettim. Daha sonra Dünya Şampiyonası’na gittik. Orada şampiyon oldum ve bu benim için çok özel bir andı. İnsanlar kazanınca güler ben ise ağlayarak kutladım. Bu sefer oldu ve bütün emeğimin karşılığını aldığımı hissettim. Bu başarı ile birlikte kendimi bulduğuma inanıyorum. Buna yönelik çalışmalara devam ediyorum ve güzel şeyler olacağına inanıyorum.

Başarılı olmak için elbette çok çalışmak gerekiyor. Antrenmanların, şu anki çalışmaların nasıl gidiyor?

Haftanın 6 günü aktif bir şekilde, kanımın son damlasına kadar çalışıyorum. Burada çalıştıklarım maça yansıyacak. Biraz aile ve arkadaş özlemi ile geçse de hedefim doğrultusunda çalışmaya devam ediyorum. Keyif almadığınız bir işi yaparsanız hiçbir zaman başarılı olamazsınız. O yüzden keyif alarak yapmaya çalışıyorum.

Önümüzde Tokyo Olimpiyatları var. Çalışmalar nasıl gidiyor? Heyecan var mı?

Yani inanır mısınız sabah antrenmanında ağladım! (Gülüyor) Cahit Hoca her zaman der ki, “Sen antrenmanlarda ağladığın zaman çok iyi maçlar yapıyorsun ve iyi yerlere geliyorsun.” Bunu güzel şeyler olacağının habercisi olarak görüyor. Gerçekten bütün sinir sistemimle, bedenimle, kalbimle, her şeyimle bu başarıyı istiyorum. Bazen ben çalışmalarımda çok zorlanıyorum ve sinir boşalmaları oluyor. Ancak olaya çok iyi bakıyorum ki iyi şeyler olsun. O yüzden çalışmalarım çok zorlu, çok eğlenceli ve sevdiğim işi yaptığım için mutlulukla geçiyor. İnşallah Tokyo’da Türk bayrağımızı en iyi yerlere çekip, İstiklal Marşımızı okuyacağım. Bunun için sabah, akşam, gece, gündüz, uykuda, uyanık, her yerde çalışıyorum!

Exit mobile version