Dünya üzerinde gerçekleşecek olan en büyük turnuvayı yakından hissettiğimiz ve siz bu yazıyı okurken büyük olasılıkla karşılaşmaların başladığı şu günlerde, Katar’ın ev sahipliğinde Dünya Kupası’na şahitlik edeceğiz. Turnuvaya katılma hakkı kazanmış takımlar sayesinde gezegenin en yetenekli ve kaliteli oyuncuların mücadelelerini izlerken, yaklaşık bir ay boyunca futbolla yatıp futbolla kalkacağız. Tabii futboldan ve Dünya Kupası’ndan söz ederken, akla ilk gelenlerden birisi de Brezilya. Dünya Kupası kazanma sevinicini son olarak 2002 yılında Kore ve Japonya’nın ortaklaşa düzenlediği turnuvada yaşayan Latin Amerika’nın Kanaryaları, aradan geçen uzun yılların ardından bu özlemini mutlu sonla bitirmek istiyor.
Altın Kadro
Milli Takım’ın teknik direktörü Tite’nin kanatları altında 2022 ‘de boy gösterecek olan takım, 2016 yılından bu zamana kadar oynadığı maçlarda sadece 6 kez yenildi. Çok büyük favori olsanız da ezici bir şekilde üstün ve kaliteli kadrolarınız da olsa, her büyük takım gibi Brezilya da kaybettiği maçlardan ders çıkarmasını bildi. Ülkenin önemli bir avantajı futbolcu havuzunun çok geniş olması. Çeşitli liglerde, çeşitli profillerde oyuncuların olması ve birçok üst düzey yıldızın, kulüplerde kendilerini geliştirmesi, en nihayetinde eksiklerin kapatılmasında takıma birçok alternatif sunabiliyor.
FIFA sıralamasında en tepede yer alan takım, beklenildiği üzere gücü, kalitesi ve yüksek mücadele kabiliyeti ile turnuvada yerini alacak. Herhangi bir eksiği ve sakatı bulunmayan takım, taraflı tarafsız tüm seyirci ve izleyicilere futbol resitali sunmak için sahada olacak. Bu şölenin görkemli olması beklentisi, Katar’a gelen takımın en iyi oyuncuların katılımıyla bir araya gelen altın jenerasyon olarak değerlendireceğimiz bir kadrodan oluşması diyebiliriz.
Beklentiler
”O sene bu sene” gibi bir söylem Brezilya için biraz ağır kaçsa da başarısız geçen dört Dünya Kupası’nın ardından, futbolcular kendilerini kanıtlamak ve neden futbolun zirvesinde olduklarını göstermek isteyeceklerdir.
G grubunda Sırbistan, İsviçre ve Kamerun gibi ekipler ile mücadele edecek olan Brezilya, her ne kadar dişli rakiplerle eşleşmiş olsa da çok etkili ve korkutucu hücum gücü sayesinde bu gruptan çıkıp üst turlarda yoluna devam edeceği yüksek olasılık. Turnuvaya gelen diğer takımların, Brezilya’ya karşı daha motive olacakları ve yüksek enerji ortaya koyacaklarını da hesaba katmalıyız. Gruptan çıktığı takdirde, asıl macera üst turlarda başlıyor diyebiliriz. Futbolseverler olarak bu Dünya Kupası’nda Brezilya’yı, takım maç kazandıkça, finale giden yola adım adım yaklaştıkça daha odaklı ve motive olarak izleyeceğimizi umuyorum. Beklentilerin hayli yüksek olduğu takım, aradan geçen yılların acısını çıkartıp mutlu sona ulaşabilecek mi hep beraber takip edeceğiz.
Gerçekler
Brezilya’nın Dünya Kupası serüveninde iyi hatıraları kadar olumsuz hatıralar da mevcut. Ülkenin hafızasında 1950 yılında ev sahibi oldukları kupayı finalde Uruguay’a kaybettikleri maç hala anılıyor. Gerçi bu durumdan sonra birçok başarıya ulaşan takım uzun süre bir daha arkasına bakmadı. Ama asıl kırılma 2014 yılında gerçekleşti. Yine kendi evinde düzenlenen Dünya Kupası’nda takım iyi futbolla kupayı müzesine getirmek istiyordu. Ama, öyle bir duvara çarptılar ki günümüze kadar bunun etkiler sürdü. Bu duvar Almanya idi ve yarı final karşılaşmasında 7-1 kaybettiler. 2014 ‘de Dünya Kupası düzenleyen ülke bundan 2 sene sonrada Olimpiyatlara ev sahipliği yaptı. Ülke de protestolar ve ekonomik krizler dolayısıyla futbolu da etkilemişti. O günlerden şimdiye kadar ki zamanı hesaba katarsak duygusal birikim açısından ülke ve futbol zor zamanlardan geçti. 2022’ye gelindiğinde takım bu izleri silmek için elinden geleni yapacaktır. Bu durum tabii baskıyı daha da arttırıyor. Bunun altından kalkmak, profesyonellikle beraber, soğuk kanlı bir biçimde başarıya odaklanmaktan geçiyor.
Teknik Direktör
Tam adı Adenor Leonardo Bacchi, sakin ve soğukkanlı olması sebebi ile Brezilya’da ”Tite” adıyla anılan teknik direktör, 2014 yılında takımın gösterdiği kötü performans sonrası 2016 yılında Dunga’nın yerine göreve getirildi. Futbol dünyasında diğer ünlü isimler gibi adı duyulmamış olsa da kendi ülkesinde saygı duyulan biri. 2008 yılında Internacional ile Copa Sudamericana’yı kazandı. Bu başarıyla birlikte, asıl çıkışını Corinthians ile yaptı. 2012 yılında Corinthians ile Copa Libertadores’i kazanmanın yanı sıra, yine aynı yıl FIFA’nın düzenlediği Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda İngiliz devi Chelsea’ye karşı zafer kazanarak kupayı müzesine götürmeyi başarmıştı. 2013 yılında hiçbir takım çalıştırmayıp kendisi modern futbola uyum sağlama konusunda çalışmalarda bulundu. Bu bağlamda Arsenal ve Real Madrid gibi kulüplere ziyaretler gerçekleştirdi. Yeni taktikler ve yaklaşımlar konusunda bu kulüplerle iş birliği içinde olarak, gelişim açısında bir öğrenme süreci geçirdi.
2014’e göre daha başarılı geçen Rusya macerası Belçika’ya çeyrek finalde elenerek sonlamıştı. Tite yönetimindeki takım, 2019 ‘da kendi ev sahipliğinde Copa America’yı kazandı ki bu başarı tam 12 yıl sonra geliyordu. Bu başarıyla iyice güvenilen isim haline gelen Tite’nin Katar’da düzenlenecek olan Dünya Kupası’nda takımın başında olmasına karar verildi.
Brezilya için Tite gibi bir hocaya sahip olmak gerçekten büyük bir şans. Oyuncu seçimlerinde titizlikle çalışması, takımı daha etkili hale getirdi diyebiliriz. Gabriel Jesus, Casemiro, Fabinho gibi boyu kısa ama daha hızlı oyuncuları tercih etmesinden bu değişimi ve etkiyi daha iyi anlayabiliriz. Kendi ülkesinde ve coğrafyasında başarıları olan ama öte yandan da kapalı bir kutu olarak kalmayı tercih eteden Tite’yi ”Dünya’nın Yerel Teknik Direktörü” olarak adlandırmak yanlış olmaz.
Yıldız
Tahmin edilemez tarzı, tekniği ve oyun görüşü sebebiyle Neymar, bu takımın en önemli oyuncusu. Bu özellikleriyle hiç şüphe yok ki milli takımın en iyi performans gösteren oyuncusu. Gerek Fransa Ligi’nde gerekse Şampiyonlar Ligi’nde şimdiden birçok gole imza atarak, Katar’a hazır olduğunun sinyallerini verdi. Bu sezon gösterdiği etkileyici performans onu şu anda hem fiziksel hem de hücum anlamında en özel oyunculardan biri olarak görmemizi sağlıyor. 2014 ve 2018’deki Dünya Kupaları’nda da yer alan futbolcu, o zamanki turnuvalara göre artık daha tecrübeli ve ayakları yere basan bir oyuncu profilinde. 30 yaşına girdiği bu günlerde, tecrübeleriyle birlikte, beraber oynayacağı takım arkadaşları da en az onun kadar formda ve istekliler.
Bütün yükün tek bir oyuncuda olmaması bilincinde olan takım, bu kalitesi sayesinde Neymar’ın daha etkili olmasını sağlayacaklardır şüphesiz ki. Öte yandan bakarsak böyle kaliteli isimleri saha içinde yönlendirecek ve onlara liderlik edecek bir isime ihtiyaç duyulacağı kesin. İşte bu noktada Neymar’ın rolü bir kez daha önemini gösterecek gibi. Çünkü, onun olmadığı maçlarda takımın zorlandığını, Almanya hezimetinden dolayı gördük. Bu sezon oynadığı maçlarda kendisine iyi bakan ve kondisyonunu hep üst seviyede tutan oyuncu, turnuvayı kendisi açısından, göstereceği performansla büyük bir fırsata çevirebilme şansı yakalamış durumda. Brezilya’nın altın çocuğunun göstereceği patlayıcı gücünü, performansını ve liderlik özelliklerini hayranlıkla izleyeceğimize eminim.
Sürpriz
Brezilya takımını izlerken de bütün gözler takımın yıldızlarının üzerinde olacak. Neymar, Gabriel Jesus, Casemiro ve daha çok bir üst düzey yıldız bu heyecanı bizlere hissettirecek. Ama bu isimlerin arasında yetenekleriyle ışıldayan bir isim var. O da Lucas Paqueta. Orta sahada görev oyuncu, Lyon’da geçtiğimiz sezon 21 gol ve 14 asist ile mükemmel bir performans sağlarken, takımın en gözde oyuncusuydu. 2022 yaz transfer döneminde ise West Ham United’a transfer olarak çıtayı daha da yükseltmiş oldu. Neymar’dan bahsederken takım yardımlaşmasının önemine vurgu yapmıştık. Paqueta tam da böyle bir orta saha oyuncusu. Pozisyonun her bölgesinde oynaması da ayrı bir avantaj. Kendisinin çok yönlü bir oyuncu olmasının yanı sıra, hücumdaki etkinliği takımın başarılı olmasında tamamlayıcı bir rol oynayabilir. Lucas Paqueta, Dünya Kupası’nda dikkat edilerek takip edilen ve parlayan bir yıldız adayı olarak değerlendirilmeli.
İlginç Bilgiler
- Brezilya zaten ülke olarak tüm dünyada bilinen bir ülke. Rio’da ki meşhur ”Koruyucu İsa Heykeli”, karnavalları, katedralleri ve müzeleri gibi yapılar ülkeyi turistik açıdan cazibe merkezi haline getiriyor.
- Futbol açısından bakarsak, bu alanda da bazı ilginç bilgiler mevcut. Dünya Kupaları tarihinde, kupayı 5 kez ile en çok kazanan ülke. Bunlar sırasıyla 1958, 1962, 1970, 1994 ve 2002 turnuvaları.
- Brezilya, düzenlenen bütün dünya kupalarına katılmış tek takım. Sizin anlayacağınız ülkenin hiç boşu yok.
- Brezilya 4 farklı kıtada dünya kupası sevinci yaşayan bir ülke. 1958’de İsveç-Avrupa,1962’de Şili-Güney Amerika,1970’de Meksika ve 1994 ‘de Birleşik Devletler-Kuzey Amerika ve son olarak 2002’de Güney Kore ve Japonya’nın ortaklaşa düzenlediği turnuvada Asya kıtasında mutlu sona ulaştı.