Katar’ın ev sahipliğinde ve 22’ncisi düzenlenecek olan FIFA Dünya Kupası’nda Amerika Birleşik Devletleri, B grubunda İngiltere, İran ve Galler ile mücadele edecek. Dünya Kupası’na en son 2014 senesinde katılan takım, bu seneyle beraber toplamda 11 kez bu organizasyonda mücadele etmiş olacak. Katıldığı turnuvalarda en iyi dereceyi, Uruguay’ın ev sahipliğinde gerçekleşen ilk Dünya Kupası’nda yarı finale kalarak elde etti. 2002 yılında da çeyrek final gören ABD, 2014 yılında katılmaya hak kazandığı son dünya şampiyonasında son 16 turuna kaldı.
Amerika Birleşik Devletleri, Dünya Kupası’na Kuzey Amerika’da ve Karayipler’de bulunan toplam 35 ülkenin katıldığı CONCACAF elemelerinden geldi. Yaklaşık 2 yıl süren maçların sonunda son kalan 6 ülke arasından üçüncü sırada yer aldı ve doğrudan Dünya Kupası’na katılmaya hak kazandı.
Beklentiler
İlk hedef gruptan lider olarak çıkmak olsa da, ABD’nin en azından çeyrek finali görmesi de çok sürpriz sayılmaz çünkü buralara oynadıkları futbolla hep ilerisini düşünerek geldiler. Takımın yaş ortalaması çok yüksek değil ve futbolcuların çoğunluğu avrupa liglerinde oynuyor. Özellikle, Bundesliga’da oynayan ve Bundesliga alt yapısından yetişmiş olan pek çok futbolcuya sahipler. Bu sayede de takım olarak kendilerini daha da geliştirdiler. Takım olarak doğru futbol organizasyonunu kurdukları takdirde taraftarın beklentisi de artacaktır.
Gerçekler
Amerika Birleşik Devletleri, 2010 senesinde de İngiltere ile aynı gruptaydı. Amerika o grubu İngiltere’nin önünde 1. sırada tamamlamayı başarmıştı. Bu sene de İngiltere ve ABD grup birinciliği için favori olarak görünse de, ABD’nin liderlik için daha fazla mücadele etmesi gerekebilir. Çünkü, 64 yıl sonra Dünya Kupası’na katılacak bir Galler ve bu sefer en azından bir üst turu hedefleyen İran ve her zaman olduğu gibi şampiyon olmak isteyen İngiltere’nin bulunduğu bir gruptan çıkmak çok kolay olmayak. Zor anlarda öne çıkabilecek çokca futbolcuya sahip bir takım olsalar da bazen kimin günün yıldızı olacağı konusunda kararsız kalabiliyorlar. Bu durum takım için bir handikap.
Teknik Direktör
Amerika’nın Teknik direktörlüğünü 2011 yılında MLS’de Los Angeles Galaxy takımı ile şampiyonluk yaşayan Gregg Berhalter yapıyor. Geçmişte Bundesliga’da top koşturan Berhalter oranın dünyanın en iyi liglerinden biri olduğunu düşünüyor olacakki ileride dünyanın en iyi takımlarından olmayı istiyorlarsa, en iyi takımlarda oynayan birçok futbolculaya ihtiyaçları olduğunun altını sıkça çiziyor. Gregg Berhalter için takımdaki gençlerin avrupada oynaması bir avantaj.
Yıldızlar
Takımın öne çıkan isimlerinden Christian Pulisic henüz 24 yaşında ve 10 numaralı formayı giyiyor. 17 yaşındayken Borussia Dortmund’un alt yapısına transfer olan futbolcunun avrupa kariyeri de böyle başladı. 2019 senesinde Premier Lig takımlarından Chelsea’ye transfer olurken aldığı ücret onu Amerika’nın en pahalı futbolcusu yaptı. Chelsea’de zaman zaman beklentiyi karşılayamasa da sahneye çıktığı anlarda takıma nefes aldırmayı başarıyor.
ABD’nin 2018 yılında İtalya ile dostluk maçı yaptığı sırada takımın kaptanlığını da Pulisic yapmış ve böylelikle takımın en genç kaptanı olma unvanını da almıştı. 2021 yılında CONCACAF elemeleri sırasında da yine ABD’nin kaptanlığını yapan futbolcudan FIFA Dünya Kupası’nda beklenti çok büyük.
Sürpriz
ABD’de aslında öne çıkan tek bir isim yok, takımda 25 yaş üstü çok az isim var ve hepsi de avrupa liglerinde fazlasıyla deneyim sahibi. Giovanni Reyna’da bu isimlerden biri. Aslında yaşadığı sakatlık nedeniyle son ana kadar kadroda olup olmayacağı belirsiz olsa da Borussia Dortmund’un ofansif orta sahasında oynayan henüz 20 yaşındaki futbolcunun nasıl bir turnuva geçireceği merak konusu. Hem annesi Daniella Egan’ın hem de babası Claudio Reyna’nın futbolcu olması genç oyuncuya yetenek konusunda elbette yardımcı olmuştur. Takımın gizli yeteneği ve ilerisi için de ümit vaat ediyor. Bu turnuvada da çıkış yakalaması çok muhtemel.
Takımın hem orta sahası hem de santraforları 25 yaşın altında olan ABD aslında bu zamana kadar katıldığı en genç kadroyla 2022 Dünya Kupası’na geliyor. Tecrübenin sadece yaşla alakalı olmadığının birlikte oynadıkça tecrübe kazanıldığının da en büyük kanıtı bu turnuvada gösterebilirler. Alt kategorilerden beri neredeyse hep beraber oynadılar ve bu da birbirlerini daha iyi tanımalarını sağladı. İlk hedef grubu birinci sırada tamamlamak, sonrasında gidilebilen en ileri noktaya kadar gitmek tabii ki. Ülke kendisine başkan olarak 78 yaşındaki birini seçmiş olsa da futbol milli takımı için gençlere güvenmeleri umut veriyor ve oynayacakları futbolu izlemeyi de keyifli hale getiriyor.